Eser adı: Anadolukavağı Mezarlığı
Eserin ait olduğu serinin başlığı: Metrûkiyetin sathî meşrûiyeti
Yılı: 2021
Ebatlar: 35 x 90 cm
Metrûkiyet Arapça metrûk olma durumu, terk edilmiş, bırakılmış olma hallerini tanımlayan bir kelime. Terk etme insanlık tarihinin en önemli kavramlarından, eylemlerinden birisi. Tarihyazımın değişmesine yol açan bazı yol ayrımları, terk edişlerin yol açtığı ikilemlerde tercih edilen seçimlerle şekillenmiş. Terk etme kavramının çeşitli sözlük karşılıklarına bakarsak; bırakmak, vazgeçmek, çekilmek, kopmak, feragat etmek, boşlamak, yüzüstü bırakmak, kaçmak gibi farklı mefhumlar ile karşılaşıyoruz. Bunlar gerçekleştirilen eylemin; bilinçli ya da bilinçsiz, özellikle amaçlayarak ya da mecburen, ataletten veya özensizlikten yapılıp yapılmadıklarına gönderme yapıyorlar. Boşlamak, yüzüstü bırakmak, kaçmak, kopmak, kaderine terk etmek gibi davranışlar bilinçli veya değer bilmemezlikten ifa edilen terk edişler olabilecekken; çekilmek, feragat etmek gibileri zorunlu bırakışları tanımlıyor olabilirler.
Zorunlu feragatlerin farklı sebepleri olabiliyor. Miadı dolmak, eskimek, kullanılamaz hale gelmekten dolayı özne ve nesne arasındaki bağ yitebiliyor. Sözü edilen bir taşınmaz ise, ortaklar arasındaki ihtilafın yarattığı çözülmesi zor ve çok uzun süren hukuki süreçler atıl kalmaya mahkum bir mülk oluşturabiliyor. Ülkedeki siyasi çekişmelerden kaynaklanan itiş kakışlar, iflas ya da kriz gibi ekonomik şartlar, küresel salgın veya deprem gibi afetler de bireyleri mecburi bir kaçışa, terk edişe yönlendirebiliyor.
Bilinçli ya da bilinçsiz, boşlamanın ve geride bırakmanın ülke kültürüne en çok zarar verdiği vakalar; miras, birikim, tereke, arşiv, belge, emanet kavramlarının tümünü kapsayan bellek kaybı baş gösterdiğinde ortaya çıkıyor. Bellek ve kökler konusunda bir mutabakata varılamadığında ise kimlik konusunda anlaşmazlıklar, zıtlaşmalar, fikir ayrılıkları ortaya çıkıyor. Bu durum ise, ülkenin ilerlemesi için kullanılabilecek zamanın kısır uyuşmazlıklarla tüketilmesine, boşa kürek çekilmesine, güçlü küresel akıntılar karşısında çaresiz ve güçsüz kalınmasına yol açıyor. Öte yandan, rant amaçlı bir dönüşüm söz konusu olduğunda; kültürün belkemiğini oluşturan bazı müşterek bileşenlerden salt bireysel kazanç uğruna vazgeçmek, kısa vadeli kâr peşinde olup uzun vadede korunması gereken emanetlere ihanette bulunmak, bir kültürün kendisine verebileceği en büyük zarar olarak karşımıza çıkıyor.
Terk etmek kolay, uzun vadeli güvene dayalı ilişkiler kurmak ve sürdürmek ise zor…