Bahtin’in erken dönem denemelerinin bir araya getirilmesinden oluşan Sanat ve Sorumluluk, yüzyılın en önemli edebiyat kuramcılarından biri olan yazarın daha sonraki eserlerine ışık tutması açısından çok önemli bir çalışmadır.
Bahtin daha sonra detaylı bir şekilde yeniden ele alacağı yazar-kahraman ilişkisine dair düşüncelerini ilk kez bu denemelerde dile getirmiş ve geliştirmiştir. Bahtin’e göre, yazarın yarattığı karakterle kurduğu ilişki, bir öznenin kendinden başka bir özneyle, yani “ben”in “öteki” ile kurduğu ilişkidir. Dolayısıyla “yazar ve kahramanı” arasındaki ilişkiyi ele alırken, bir yandan estetik algının dinamiklerini ortaya koyar, bir yandan da çok daha genel bir özne teorisi geliştirir Bahtin. Ben nasıl kendi değerimi benim dışımdaki bir özne ile ilişkimden bağımsız olarak belirleyemiyorsam, yazar da kendi bütünlüğünü yarattığı kahramandan bağımsız olarak kuramaz; kendini yalnızca içeriden deneyimler ve hep eksik kalır. Estetik algıyı yaratan ve yazarın varoluşuna bir anlam kazandıran, yalnızca öteki ile –yani kahramanıyla– kurduğu ilişki, onunla yürüttüğü diyalogdur.
Bahtin’in geç dönem eserlerindeki birçok temanın arkasında yatan ve felsefesinin temellerini oluşturan “sorumluluk” fikri de, bir kilit kavram olarak bu eserde karşımıza çıkar. Özneyi, yalnızca etik değil, estetik bir varlık olarak da tanımlarken Bahtin, varoluşun sorumluluğunu sanatla birleştirir. Bahtin’e göre, eyleyen bir özne aynı zamanda yaratan bir öznedir de. Sorumluluk, kültüre dair bütün faaliyetlerin geçişkenliğini ve iç içeliğini fark etmek, insanın bu faaliyetlerin merkezinde durduğunu kabul etmek ve özne olmanın gereklerini yerine getirerek bu faaliyetlerde aktif olarak rol almaktır.
İnsana ve onu yarattığı kültüre dair bu kapsamlı bakış açısı düşünüldüğünde, Sanat ve Sorumluluk yalnızca edebiyat kuramıyla uğraşanlar için değil, özne felsefesiyle ilgilenen okurlar için de heyecan verici bir eser olarak karşımıza çıkıyor.