Abidin Dino
1913-1993
Disasters of War
1955
Abidin Dino’nun 1950’lerin başlarından itibaren ilgisini çeken ve farklı dönemlerde yeniden işlediği temaların başında “işkence” konusu gelir. “İşkence Desenleri” başlıklı serisini, siyasal düşünceye ve örgütlenme çabalarına karşı o zamana kadarki en kapsamlı sindirme hareketi olan 1951 Tevkifatı sürerken gerçekleştirir. Kendisinin de sorgulanıp serbest bırakıldığı baskınlarda, yasal örgütlenmesine izin verilmeyen TKP ile ilişkisi olduğu iddiasıyla 167 kişi tutuklanır. Gözaltındaki sanatçı, akademisyen, yazar ve düşünürlerin arasında bulunan felsefe öğrencisi Ahmed Arif, Dino’yu ziyaret ederek sorgulamalar sırasında yaşadıklarını anlatır, “İşkence Desenleri” ilk olarak bu tanıklıkla vücut bulur. Abidin Dino, her an kendisini de aralarında bulabileceği hücrelerdeki dostlarının acısını, umudunu, maruz kaldıkları baskıyı ve karşısındaki dirençlerini, çevrelerindeki karanlığı ve içlerindeki aydınlığı bu çizimlerle paylaşır. 1952 başında Türkiye’den ayrılarak önce Roma’ya sonra Paris’e gittiğinde açtığı ilk sergilerdeki eserleri, işkence temasına odaklanır.
Türkiye’de tutuklanan ve işkence görenlerin büyük çoğunluğunu tanıyor olması gereken Dino, bu dostları için bir seriye başladığında yepyeni bir resim diline ihtiyaç duyar ve kendisine örnek olarak İspanyol ressam Francisco de Goya’yı seçer. Napolyon Savaşları ve değişen İspanyol hükümetinin iç çalkalanmaları ile panik, dehşet, korku ve histeriyi birinci elden deneyimleyen Fransicso de Goya, “kara dönemi” olarak bilinen bu yıllarda bu temaları incelediği eserler ortaya çıkarmıştır. İlk defa 2007’de SSM’de sergilenen “Goya’dan Esintiler” isimli serisinde Dino, işkencenin dehşetini iki yüzyıl önce aktaran sanatçının resimlerine yaklaşır.
Türkiye’deki işkenceleri bağımsızlık savaşı veren Cezayirli yurtseverler ve onları destekleyen ilerici Fransız aydınlara uygulanan işkenceler izleyecek, İkinci Dünya Savaşı’nda Amerika’da başlayan komünizm avı kısa sürede tüm dünyaya sıçrayacak ve Dino’nun “İşkence” serisi güncelliğini koruyacaktır. Bir sanatçının içinde yaşadığı zamana tanıklık etmesi gerektiğine inanan Dino’nun bu dönemi, Goya’nın aynı isimli eser serisine bir göndermede bulunan “Savaşın Vahşeti” başlıklı eser serisiyle devam eder. Bu seri, zamanla “Atom Korkusu” adını alır.
6 ve 9 Ağustos 1945’te Amerika Birleşik Devletleri’nin Japonya’nın Hiroşima ve Nagasaki şehirleri üzerinde patlattığı iki atom bombasından sonra tüm dünyanın izlediği felaketi, takip eden soğuk savaş döneminde insanların yüreğine yerleşmiş olan korkuyu Abidin Dino, yine Goya’yı anımsatan bu eserlerinde dile getirir. Bu sefer yağlıboya kullanarak, pratiğinde nadir rastlanan büyüklükte tuvaller yaratır. Bu resimlerde çizgi yerini açık ve koyu, aynı renklerin farklı tonlarında lekelere bırakır. Çok renkli olmamalarına rağmen eserler, yoğun ve dramatik bir renk duygusu yaratır.
Hiroşima ve Nagasaki’yi takip eden senelerde, bombalamaların dünya tarihi ve popüler kültürün sosyal ve siyasi karakteri üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde incelenir ve yasal gerekçeleri tartışılır. Dino’nun “Savaşın Vahşeti/Atom Korkusu” serisi, sivillere yönelik kasıtlı bir nükleer saldırının ahlaki sonuçlarının gündemde olduğu, aynı zamanda Soğuk Savaş sebebiyle bu tehdidin süregeldiği bir ortamda, seyircilerine bu etik sorumluluğu hatırlatır. İsmiyle belirli bir olaya işaret eden seri, aynı zamanda daha genel bir anlamda insanoğlunun sebep olduğu felaket ve yıkımlara, acı çekme ve çektirmeye, özgürce yaşayamamaya bir başkaldırı olarak değerlendirilebilir.
Detail
Dimensions:
130 x 96 cmMedium:
Oil on canvasLocation:
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (Emirgan, İstanbul, Türkiye)Credit:
© Sabancı University Sakıp Sabancı Museum
Related Works
Categories
Subject
Resim Koleksiyonu
Format
Oil on canvas
Artist / Creator
Abidin Dino
Date / Term
1955
Geographical Location
Istanbul, Turkey