SSM’nin Yaratıcılık Dolu Aratatil Atölyeleri

Arkki işbirliğiyle düzenlenen “Kentsel Tasarım: Dönüşen Emirgan” atölyesi 9 Şubat Cumartesi günü gerçekleştirilecek. 8-12 yaş grubuna yönelik atölyede çocuklar atık malzemeleri kullanarak hayal ettikleri yeni Emirgan’ı tasarlayacakl, şehir planlamasının temel ilkelerini keşfederken çevre sorunlarına da dikkat çekecekler.

“Hangi Yöne Baş Aşağı Seramik” atölyesi 12 Kasım Salı günü, 7-10 yaş grubundaki katılımcılarla gerçekleşecek. Georg Baselitz’in baş aşağı figürlerinden ilham alan çocuklar, bu atölyede hem düşüncelerini hem de formları tersyüz edecek. Çorapları sıvı çamura daldırılıp karoların üzerine sıra dışı izler bırakacak, kumaşın yumuşaklığı ve çamurun yoğunluğu birleştiğinde, beklenmedik formların ortaya çıktığını deneyimleyecekler. Fırında pişirecekleri seramikleri, pigment boyalarla renklendirecekler.

&nbsp; 13 Kasım Çarşamba günü 7-9 yaş grubundaki çocuklar için “Georg Baselitz: Tepetaklak Bir Dünya” atölyesinde Baselitz’in baş aşağı eserlerinde saklı hikâyeleri keşfe çıkan çocuklar, sanatçının farklı bakış açısını anlamaya çalışırken yeni bir farkındalık kazanacaklar. Sanatçının Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki Son On Yıl sergisinde yer alan eserlerinin baş aşağı dünyasını keşfetmeye davet eden “Georg Baselitz ile Tersyüz” atölyesi ise 13 Kasım Çarşamba günü 9-12 yaş grubundaki katılımcılarla gerçekleştirilecek. “Ağaçlar, insanlar ve sandalyeler neden ters duruyor? Sanatçı bu eserleriyle bize ne anlatmak istiyor?” gibi sorulara cevap arayacak bu atölyede çocuklar, önce sanatçının eserlerini farklı bir bakış açısıyla inceleyecek, ardından atölye alanında baş aşağı heykeller tasarlayacaklar.

“Hayallere Uçuran Kanatlar” atölyesi 14 Kasım Perşembe günü 3-5 yaş grubu çocuklar için düzenlenecek. Bu atölyede katılımcılar, ebeveynlerinden birinin eşliğinde önce &nbsp;Son On Yıl sergisinde yer alan yüze yakın büyük boyutlu resim ve heykeli inceleyerek sanata farklı bir bakış açısıyla yaklaşmayı deneyimleyecekler. Atölyenin üretim aşamasında ise kendilerine eşlik eden yetişkinlerin asistanlığında, Baselitz’in eserlerinde öne çıkan bir hayvan figürünü giyilebilir bir sanat eserine dönüştürecekler. 

6-9 yaş grubundaki çocukların aynalar ve farklı malzemelerle kendi tersyüz heykellerini yaratacakları “Baş Aşağıda, Ayaklar Yukarıda” atölyesi 14 Kasım Perşembe günü gerçekleşecek. 

Jr. Archaeologist ekibiyle gerçekleşecek “Arkeolojik Kazı” etkinliği 5-9 yaş çocuklarla 15 Kasım Cuma günü gerçekleştirilecek. Geleceğin kültür mirasının koruyucusu olan çocuklara arkeolojiyi tanıtmayı ve merak duygusunu bilinçli bir bilgi arayışına dönüştürmeyi amaçlayan atölyede katılımcılar gerçek bir kazı deneyimi yaşayarak, tarihi eserlerin yolculuğuna tanıklık edecekler. 

“İz'den İmgeye, İmge'den Öykü'ye Yolculuk: Kinestetik Resim” atölyesi 16 Kasım Cumartesi günü düzenlenecek. “Resim nerede başlar? Sanatçının zihninde mi, yoksa bedeninde mi?” sorularının cevaplarını Dışavurumcu Sanat Terapisti Bihter Yasemin Adalı eşliğinde arayacak 9-12 yaş grubu çocuklar, Baselitz’in eserlerinden ilhamla sergide yer alan eserlerin uyandırdığı bedensel ifadeyi, önce hareketlerle ortaya koyacak, ardından da bu hareketlerin izlerini tuvale aktaracak. Daha sonra ise sanatçının resimlerinde beliren imgelerin hikâyesini yazıya dökecekler.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; 

17 Kasım Pazar günü Arkki işbirliğiyle düzenlenecek “İç Mimarlık: Emirgan’daki Odalar” atölyesinde çocuklar, Emirgan’da iç mekân tasarımının temel ilkelerini keşfedecekler. 8-12 yaş grubu çocuklar Emirgan’da "mekân avı”na çıkarak ışık, hacim, doku ve renk gibi iç mimarlığın temel ögelerinin nasıl kullanıldığını öğrenecek, bu unsurların bir mekâna nasıl hayat verdiğini, mobilyalarla nasıl bir bütün oluşturduğunu deneyimleyecekler.

Bebeklerin Sanatla İlk Teması “Pusetli Aileler” 

Minikler, aileleriyle birlikte sanatla ilk temaslarını kurarken, duyusal oyunlarla renklerin ve şekillerin büyülü dünyasına adım attığı “Pusetli Aileler” etkinliği kasım ayından da devam edecek. 

“Müzede Duyularımı Keşfediyorum” atölyesine katılan 2-4 yaş grubu minikler Baselitz’in eserleriyle duyusal bir keşfe çıkacak, ardından sera atölyede baş aşağı kuş çizimlerini boyayacaklar.

22 Kasım Cumartesi günü ise 18-36 yaş arası bebekler, sonbahar ve kış renklerini taşıyan müze bahçesini aileleriyle birlikte keşfederek, doğadan topladıkları malzemelerden lavanta keseleri yapacaklar. 

&nbsp;Çocuklarla sanatı farklı açılardan deneyimleme fırsatı sunan atölyeler hakkında daha detaylı bilgi ve kayıt <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler?activeCollection=learning&amp;sort=current&amp;page=1">için SSM web sitesini</a> ziyaret edebilirsiniz. 

&nbsp;

&nbsp;

Ara Tatil  Atölyelerinde Yaratıcılık ve Eğlence Bir Arada

Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), çocukları kasım ayında düzenlenecek eğitici ve eğlenceli atölye programına davet ediyor. Farklı yaş gruplarındaki çocuklara yönelik etkinlikler, sanatı deneyimlemenin yanı sıra doğa, şehir planlaması, mimari ve kültürel miras gibi pek çok konuda bilinç kazandırmayı amaçlıyor. Kasım ayı boyunca gerçekleşecek atölyelerde çocuklar sanatsal becerilerini geliştirirken, sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm gibi önemli kavramları da keşfedecekler.

Kasım ayında Sanat Tarihçisi Dr. Osman Erden’in eğitmenliğinde gerçekleşecek olan “Çağdaş Alman Sanatı” başlıklı seminer serisi, 16 ve 23 Kasım tarihlerinde 11.00 – 13.00 arasında gerçekleşecek. II. Dünya Savaşı’ndan günümüze çağdaş Alman sanatının izini sürecek bu seminerlerde, Almanya’nın bölünme ve birleşme süreçlerinin sanattaki etkileri detaylıca incelenecek. Joseph Beuys, Georg Baselitz ve Gerhard Richter gibi dünyaca ünlü Alman sanatçıların gözünden, kimlik arayışları, toplumsal travmalar ve politik temaların sanat ile nasıl iç içe geçtiği ele alınacak.

Aralık ayı boyunca Prof. Dr. Tarkan Okçuoğlu’nun vereceği “Minyatürlü Yazmalardan Duvar Resimlerine: Modernleşen Osmanlı’da Görsel Kültür” başlıklı dört haftalık seminer serisi sanatseverlerle buluşacak. Her salı 11.00 – 13.00 arası gerçekleşecek olan seminerler, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme süreci boyunca değişen görsel kültürü mercek altına alacak. Saraylardan çarşılara, trenlerden gemilere gündelik hayatın dönüşümünü inceleyen seminer dizisi, Topkapı Sarayı’nda kurumsallaşan minyatür sanatı ile Osmanlı toplumunun Batı resmine açılan penceresi arasındaki ilişkileri de detaylandırılacak.

SSM Öğrenme Programları kapsamında 16 Kasım Cumartesi günü gerçekleşecek Ham Formun Peşinde: Kil ile Yaratıcı Süreç başlıklı atölye ise katılımcıları Uzman Dışavurumcu Sanat Terapisti Bihter Yasemin Adalı ile yaratıcı bir yolculuğa davet ediyor. Baselitz’in eserlerinden ilhamla, formların eksiltme ve minimalizm yaklaşımıyla şekillendirileceği bu atölyede, katılımcılar özgünlüğün gücü ve sanatın dinginleştirici etkisini kendi iç dünyalarını sanata yansıttıkları farklı bir keşif sürecinde deneyimleyecek ve atölye sonunda kendi yaratıcı çalışmalarını ortaya koyacaklar.

Seminer ve atölye programları hakkında ayrıntılı bilgiye ve katılım koşullarına <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler?activeCollection=learning&amp;sort=current&amp;page=1">SSM’nin web sitesi</a> üzerinden ulaşabilirsiniz.

&nbsp;

Yetişkinlere Özel Seminer ve Atölye Programları

Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), kasım ve aralık aylarında yetişkinler için özel olarak hazırlanmış, sanatı tarihsel bir perspektifle ele alan seminer ve yaratıcı atölye programları sunuyor. Sanatın çağdaş yorumları ve tarihsel süreçleri ile estetik deneyimlerin detaylıca inceleneceği seminerler, Alman ressam, heykeltıraş ve baskı sanatçısı Georg Baselitz’in eserlerinden ilhamla hazırlanan yaratıcı bir atölye ile desteklenecek.

Çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Georg Baselitz’in son dönem eserlerini kapsayan ve sanatçının anıtsal boyuttaki resim ve heykelleriyle SSM’nin tüm galeri alanlarını ve bahçesini dolduran sergiye paralel olarak düzenlenecek "Baselitz'in Doğduğu Çöl: Nazizm ve Yıkıntıları" seminerleri, Prof. Dr. Berktay’ın sunacağı perspektiflerle izleyicilere sanat ve tarih arasındaki derin bağları keşfetme fırsatı sunacak.

Prof. Dr. Halil Berktay’ın dört oturumluk seminer dizisi, eserlerinde İkinci Dünya Savaşı'nın travma ve trajedisine tepki olarak geliştirdiği kendine özgü sanatsal üslubuyla tanınan Georg Baselitz’in sanatsal gelişiminde büyük etkisi olan, 20. yüzyılın en karanlık dönemlerinden biri olan Nazizm’in tarihsel arka planını irdeleyerek sanatçının doğduğu ve büyüdüğü ortamı ziyaretçilere anlatmayı amaçlıyor. 

12 Ekim Cumartesi günü yapılacak ilk seminerde, Faşizm ve Alman varyantı olarak Nazizm konusuna genel bir giriş yapılacak. Konuşmada faşizmin ideolojik kökenleri ve Nazizm'in diğer siyasi akımlardan farkları irdelenecek.

19 Ekim Cumartesi günü, İtalya’da Kara Gömlekliler, Almanya’da ise Kahverengi Gömlekliler olarak bilinen paramiliter şiddet örgütlerinin, Birinci Dünya Savaşı’nın yarattığı travmayı yaşayan milyonlarca gencin yıkıcı enerjisini kendilerine nasıl çekebildiği konusu işlenecek. 

SS’lerden, toplama kamplarından ve Holokost’tan sorumlu Heinrich Himmler’in “mutlaka kadınları ve çocukları da öldürmeliyiz” fikriyatının masaya yatırılacağı üçüncü seminer ise 26 Ekim Cumartesi günü gerçekleştirilecek. 

Seminer dizisi, 2 Kasım Cumartesi günü “Ölümün Evi” olarak bilinen Auschwitz ve orada yaşanan insanlık trajedisi üzerine yapılacak sunumla sona erecek.

SSM Konferans Salonu'nda 11.00 – 13.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek olan "Baselitz'in Doğduğu Çöl: Nazizm ve Yıkıntıları" seminer dizisinin tamamını kapsayan <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/bilet/ticket/110">biletleri&nbsp;</a>müzenin internet sitesinden&nbsp;temin edilebiliyor. Öğrenciler, öğrenci belgelerini ibraz ederek %25 indirimli bilet satın alabilecekler.

Nazizm ve Sanat: Georg Baselitz’in Dünyasına Yolculuk

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nde (SSM), Akbank’ın desteğiyle devam eden "Georg Baselitz: Son On Yıl" sergisi kapsamında, Prof. Dr. Halil Berktay’ın "Baselitz'in Doğduğu Çöl: Nazizm ve Yıkıntıları" başlıklı seminer dizisi başlıyor.

Sakıp Sabancı Müzesi, dünyaca ünlü Alman sanatçı Georg Baselitz’in eserlerini çocuklarla buluşturmaya hazırlanıyor. Akbank’ın desteğiyle gerçekleştirilen Georg Baselitz: Son On Yıl sergisi kapsamında düzenlenecek ilham verici atölyeler, çocukların sanatı keşfetmeleri ve yaratıcı becerilerini geliştirmeleri için özel olarak tasarlandı.

Farklı yaş gruplarına hitap eden atölye serisi Pusetli Aileler Atölyeleri ile başlıyor. Bu etkinliklerde minikler, aileleriyle birlikte sanatla ilk temaslarını kurarken, duyusal oyunlarla renklerin ve şekillerin büyülü dünyasına adım atacak. Program, 18-36 ay minikler için 21 Eylül Cumartesi, 2-4 yaş arası çocuklar içinse 28 Eylül Cumartesi günü, 11.00-12.00 saatleri arasında düzenlenecek. 

Daha büyük yaş grupları için ise Baselitz’in benzersiz sanat anlayışını keşfetme fırsatı sunan çeşitli atölyeler düzenleniyor. Baş Aşağı Dünya atölyesinde çocuklar, sanatçının figüratif resim ve soyut sanatla olan ilişkisinden ilham alarak kendi baş aşağı figürlerini yaratacaklar. 3-5 yaş arası çocuklara yönelik atölye, 21 Eylül Cumartesi, 13.00 – 14.00 arası düzenlenecek.

6-9 yaş arası çocuklara yönelik Bu Ayaklar Ne Taşıyor? atölyesinde ise çocuklar, Baselitz’in eserlerinden esinlenerek farklı malzemelerle üç boyutlu sanat eserleri oluşturacaklar. Atölye, 28 Eylül Cumartesi 13.00-14.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek.

5-7 yaş arası çocuklar için 29 Eylül Pazar, 11.00-12.30 saatleri arasında düzenlenecek Georg Baselitz: Tepetaklak Bir Dünya atölyesi ise çocuklara, sanatçının dünyayı tersyüz eden perspektifini kil figürlerle deneyimleme şansı sunacak. 

&nbsp;7-10 yaş arası çocuklara yönelik Georg Baselitz ile Tersyüz Atölye’si ise 29 Eylül Pazar günü 7- 14.00-15.30 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Atölyede katılımcılar, Baselitz’in tersyüz haldeki dünyasını inceleyip kendi heykellerini tasarlayacak. 

Sakıp Sabancı Müzesi çocuk eğitimleri, Arkki Türkiye&nbsp;ile çok özel bir iş birliğine de imza atıyor. SSM Emirgan Arşivi’nden ilham alarak hazırlanan atölyelerde çocuklar, Emirgan’ın tarihi, mimari ve kültürel mirasını keşfedecekler. Hem teorik bilgi edinip hem de uygulamalı çalışmalarla yaratıcılıklarını geliştirecek çocuklar, Emirgan’ın zengin mirasıyla daha derin bir sanat ve tarih anlayışı kazanacaklar. İlk olarak, 8-12 yaş arası çocuklar için 22 Eylül Pazar, 13.00-16.00 arasında gerçekleştirilecek Peyzaj Mimarlığı:&nbsp; Emirgan'daki Bahçem&nbsp;atölyesinde, doğanın estetik unsurlarını keşfederek Emirgan Korusu’nun flora ve peyzajından esinlenerek sanatı doğayla buluşturacaklar. 

Yıl boyu sürecek bu atölye serisi, çocuklara semtin tarihi ve kültürel mirasını tanıtmaya devam edecek. 

Detaylı bilgi ve kayıt için <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/bilet/learning-programs">Sakıp Sabancı Müzesi</a>’nin web sayfası ziyaret edilebilir.&nbsp; &nbsp;

&nbsp;

&nbsp;

Georg Baselitz ile Yaratıcı Çocuk Atölyeleri!

Georg Baselitz’in Sanat Dolu Dünyasında Çocuklar İçin Yaratıcı Atölyeler Başlıyor!

SSM’nin tüm galeri alanlarına ve bahçesine yayılan sergide, Baselitz’in son on yılda ürettiği yüze yakın anıtsal boyuttaki tablo ve heykel yer alıyor. Sanatçının baskı eserlerinden oluşan kapsamlı bir seçki de eşzamanlı olarak Akbank Sanat’ta izleyiciyle buluşuyor. Bu eserler, Baselitz’in hayat boyu süren sanatsal evrimine derinlikli bir bakış sunuyor. 

1980’lerden bu yana uluslararası sanat dünyasında derin izler bırakmış bir sanatçı olan Georg Baselitz, 20. yüzyılın ikinci yarısında Alman sanatına yeni bir kimlik kazandırmıştır. Eserleri kişisel deneyimlerinin yanı sıra Almanya'nın kolektif travması ve Nazi döneminin toplumsal bellekte bıraktığı derin yaralar tarafından şekillenmiştir. Sanatçının 1969’dan bu yana kullandığı “baş aşağı” kompozisyon tekniği ile yaptığı tablolar, serginin neredeyse tamamını oluşturuyor. Bu yaklaşım, soyutlama ile figürasyon arasında bir yerde durmasını, gelenekselleşmiş tuval üzerine resim tekniğinde yeni bir açılımda bulunmasını mümkün kılmıştır.&nbsp;

Georg Baselitz: Son On Yıl sergisi, sanatçının çalışmalarında yıllar içinde belirginleşen, kararlı motiflerden oluşuyor ve özellikle insan figürü üzerindeki çalışmalarını öne çıkarıyor. Baselitz’in kendisinin ve eşi Elke’nin bedenlerini tasvir ettiği eserlerinde, yaşlanma ve zamanın geçiciliği işleniyor. Baselitz’in 1950’lerden bu yana çeşitli tekniklerde ele aldığı, Deutschbaselitz’te geçen çocukluğunu hatırlatan kartalları, mavi arka planlara işlenmiş bir seride geri dönüyor. Serinin 2024 tarihli son tablosu, ilk kez bu sergide ziyaretçi ile buluşuyor. Aynı şekilde, çocukluğundan beri resmettiği geyik motifi, kariyerinin başından beri eserlerine yön veren mitolojik ikonografinin bir parçası olarak yeniden ortaya çıkıyor. Serginin öne çıkan, baş aşağı figürlerin üzerine naylon çorapların kolajlandığı&nbsp;Springtime [İlkbahar]&nbsp;serisi ise, Dada kolaj sanatçısı Hannah Höch’ten ilham alıyor. Bu eserler, malzemenin kırılganlığı üzerinden zamanın geçiciliğini vurguluyor. Müzenin galerilerinde ve bahçesinde sergilenen anıtsal heykeller de resimlerin ikonografisi ve tarihsel temalarıyla bir bütünlük oluşturuyor.

Georg Baselitz Son On Yıl sergisinin basın toplantısında konuşan SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer “Sakıp Sabancı Müzesi olarak, uluslararası sanat dünyasının büyük isimlerini ve iz bırakan sanat akımlarını, tarihe mal olmuş kişi ve dönemleri konu alan sergilerimizi, bugün yaşayan en önemli sanatçılardan biri olan Georg Baselitz’in Son On Yıl’ına ait eserleriyle sürdürüyoruz. Baselitz’in dev boyutlu tablo ve heykellerinden oluşan bu sergi, izleyiciyi hem görkemli bir görsel şölenle baş başa bırakıyor, hem de sanatçının doğduğu toprakların tarihiyle süregiden hesaplaşmasına tanıklık etmeye davet ediyor. Sakıp Sabancı Müzesi, bu sergiyle sanatseverlere Baselitz’in, geçmişin hiç unutulmadığı, aksine sürekli olarak sanatıyla yeniden yorumlandığı dünyasını keşfetme fırsatı sunmaktadır. Bu serginin hayata geçirilmesinde bize inanan, yanımızda olan, vizyonları ile bizi destekleyen Akbank’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.” dedi.

Sanatçıyla 1970’lerin sonuna dayanan bir dostluğu bulunan Sir Norman Rosenthal, serginin küratörlüğünü üstleniyor. Rosenthal, “Georg Baselitz’in son on yılda ürettiği eserler, sanatçının kendini sürekli olarak yeniden keşfetme yeteneğini bir kez daha gözler önüne seriyor. İstanbul'daki bu sergi Baselitz’in insan figürüne, özellikle de kendisine odaklanırken, hafıza ve geçmiş temaları üzerindeki yoğunlaşmasını ortaya koyuyor. Baselitz’in eserleri, hem kişisel hem de kolektif tarihi yansıtıyor, sanatçının sadece sanatsal yolculuğuna değil, aynı zamanda zaman ve ölümlülük üzerine düşüncelerine de ışık tutuyor. Baş aşağı kompozisyonları ve karmaşık bedenleri ile Baselitz, sanatın hem görsel hem de düşünsel bir deneyim olabileceğini kanıtlıyor. Bu sergi, izleyicilere Baselitz’in son on yıldaki yaratıcı sürecine dair derinlikli bir bakış sunarken, geçmişle bağlantısını sürdürürken sürekli yenilik peşinde koşan ruhunu da ortaya koyuyor.” dedi.

Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı ise “Türkiye’de çağdaş sanatın gelişimine katkı sağlamak bizim için büyük bir önem taşıyor. Bu bağlamda, Sakıp Sabancı Müzesi ile iki yılda bir düzenlediğimiz sergiler ve iş birliğimiz bizim için çok değerli. Bu yıl, Georg Baselitz: Son On Yıl sergisiyle, çağdaş sanatın en sıra dışı isimlerinden birini İstanbul’da ağırlıyoruz. Akbank olarak, Baselitz’in yaratıcı evrenini keşfetme fırsatı sunan bu sergiyi sanatseverlerle buluşturmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”” dedi.

Sergi Yayınları: 

Sergiyle birlikte yayımlanan Georg Baselitz: Son On Yıl&nbsp;kataloğunda Norman Rosenthal, Beral Madra, Eric Darragon ve John-Paul Stonard’ın sanatçı ve pratiği üzerine yazıları yer alıyor. Baskı sergisinin broşür kataloğunda ise Rainer Michael Mason'ın iki makalesi bulunuyor.&nbsp;Bunun yanı sıra, Tanıştırayım: Georg Baselitz başlıklı yeni bir çocuk kitabı, bu serginin küçük ziyaretçileri için özel olarak hazırlandı. 

Konferans Programı:

Sergi, dünyaca ünlü tarihçi ve sanat tarihçilerinin yer alacağı bir konferans serisiyle desteklenecek. 

13 Eylül 2024 Cuma günü saat 14.00’te, serginin küratörü Sir Norman Rosenthal ile Baselitz’in kırk yılı aşkın süredir asistanı olan Detlev Gretenkort, sanatçının son dönemdeki eserlerini altmış beş yıllık kariyeri bağlamında değerlendirecek.

14 Eylül Cumartesi günü saat 14.00’te ise, Baselitz’in kariyerine dair kapsamlı bilgiye sahip sanat tarihçisi ve küratör Richard Calvocoressi, Georg Baselitz: Üçüncü Reich'tan Berlin Duvarı'nın Çöküşüne başlıklı konuşmasıyla SSM’de ziyaretçilerle buluşacak. 

Konferans programı, sonbahar boyunca Halil Berktay, Osman Erden, John-Paul Stonard, Heinz Peter Schwerfel, Niels Borch Jensen ve Beral Madra’nın konuşmalarıyla devam edecek. 

Yan Etkinlikler: 

Film gösterimleri ve her yaşa hitap eden atölye ve eğitim programlarını içeren zengin bir etkinlik takvimi, sergiye eşlik ediyor. 

Georg Baselitz: Son On Yıl sergisi, 2 Şubat 2025'e kadar, Pazartesi hariç her gün 10.00-18.00 saatleri arasında Sakıp Sabancı Müzesi’nde ziyaret edilebilir. Sanatçının baskı eserleri ise Pazar ve Pazartesi hariç her gün 10.30-19.30 saatleri arasında Akbank Sanat’ta görülebilir.

Georg Baselitz: Son On Yıl sergisi Açıldı

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin (SSM), çağdaş sanatın en büyük isimlerinden Alman ressam, heykeltıraş ve baskı sanatçısı Georg Baselitz’in eserlerine ev sahipliği yaptığı Georg Baselitz: Son On Yıl sergisi, 13 Eylül 2024’te ziyarete açıldı. Akbank’ın desteğiyle gerçekleşen ve Baselitz’in altmış beş yıllık kariyerine ışık tutan sergi, 2 Şubat 2025’e kadar ziyaret edilebilecek. 

Ayşe Draz’ın sanat yönetmenliğinde, farklı disiplinleri bir araya getirerek, seyircilerin çeşitli duyularına hitap eden bir programla izleyiciyle buluşan MÜZEDE SAHNE, gösteri sanatlarında farklı duyusal deneyimlerin birbirine tercüme edilmesine odaklanıyor. Görselliğin içindeki müziği ortaya çıkardığı gibi, müziğin harekete geçirdiği görselliği de ortaya koyuyor. Duyuların derinlemesine deneyimlenmesine olanak tanıyan program, ele aldığı temalarla&nbsp;hafızanın zamansal yolculuğunda kaybolmaya da davet ediyor.

Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer “Ana destekçimiz Sabancı Vakfı ile birlikte sekizinci kez Müzede Sahne’yi gerçekleştiriyoruz. İlk başladığı yıldan bu yana kapsamlı bir gösteri sanatları haftasına evrilen etkinliğimiz şehirde kalan sanatseverlere Boğaziçi’nin eşsiz manzarasında unutulmaz saatler sunuyor. Bu yıl temamızı sanat yönetmenimiz Ayşe Draz’la birlikte “Gözler Duyar Kulaklar Görür” olarak belirledik. Bir sanat disiplini olarak tiyatronun sadece görsel değil birçok duyuya hitap eden yönünün altını çizmek istedik. Oyun, müzik, dans, performans gibi gösteri sanatlarının farklı disiplinlerini de kapsayan ve farklı yaş gruplarına hitap eden bir program oluştu.” dedi. 

Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül&nbsp;Bilsel Safkan “Sabancı Vakfı olarak, 50 yıldır tüm bireylerin haklardan eşit yararlandığı bir toplum yaratma idealiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Kültür-sanat faaliyetlerinin de toplumsal gelişim için çok önemli bir yerde durduğunun bilinciyle, uzun yıllardır bu alandaki desteklerimizi devam ettiriyoruz. Sakıp Sabancı Müzesi’nin çok yönlülüğünü yansıtan ‘Müzede Sahne’ de bu projelerden biri. Bu yıl 8. kez Sakıp Sabancı Müzesi’nin eşsiz boğaz manzarasına karşı gerçekleştirilecek Müzede Sahne, gösteri sanatlarının her yıl ilgiyle beklenen adresi konumuna geldi. Bu yıl görselliğin yanında işitsel duyulara da hitap eden çok daha kapsamlı bir programla, her yaştan sanatseverle buluşmaya hazırlanan etkinliğin düzenlenmesine büyük emek veren başta Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer olmak üzere Sakıp Sabancı Müzesi ekibine ve programın sanat yönetmeni Ayşe Draz’a teşekkür ederiz.” dedi.

MÜZEDE SAHNE 25 Ağustos Pazar gününe kadar farklı etkinlik ve gösterilerle Sakıp Sabancı Müzesi’nde devam edecek. Etkinliğin biletleri <a href="https://biletinial.com/tr-tr/mekan/muzede-sahne-2024">biletinia</a>l platformu üzerinden satın alınabilir.

MÜZEDE SAHNE Başladı

Sakıp Sabancı Müzesi’nin Sabancı Vakfı desteğiyle her yıl Ağustos ayında düzenlediği Gösteri Sanatları Günleri MÜZEDE SAHNE başladı. Bu yıl “Gözler Duyar Kulaklar Görür” temasıyla gerçekleşen etkinlik 25 Ağustos Pazar gününe kadar devam edecek.

Müzede Sahne Başladı

Bu sene özellikle işitsel algıyı ön plana çıkaran işlerden oluşan MÜZEDE SAHNE, gösteri sanatlarında farklı duyusal deneyimlerin birbirine tercüme edilmesine odaklanıyor. Görselliğin içindeki müziği ortaya çıkardığı gibi, müziğin harekete geçirdiği görselliği de ortaya koyuyor. Duyuların derinlemesine deneyimlenmesine olanak tanıyan program, ele aldığı temalarla&nbsp;hafızanın zamansal yolculuğunda kaybolmaya da davet ediyor.

Bana Kimse Ne Olduğunu Anlatmadı oyununda bir müzede güvenlik görevlisini canlandırdığı Dave rolüyle 2016 yılında Afife Tiyatro Ödülleri'nde “Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu” ödülünü kazanan İbrahim Selim, sanatın erişilmezliği ve modern hayatla olan ironik ilişkisini işleyen ve yıllardır kapalı gişe oynayan bu oyunu ilk kez bir müzede sahneleyecek. Bunun yanı sıra, baş rollerinde Şerif Erol ve Özlem Zeynep Dinsel’in yer aldığı, son dönemin dünya çapında en önemli oyunu olarak görülen, doğru ve yanlışın, gerçekte olan veya olmayanın, anıların ve travmaların karıştığı kaygan bir zeminde, gerçekliğin doğasına dair soruları ele alan Baba, Rumlar ve Türklerin bir arada yaşadığı bir adada geçen Mahallemiz Eşrafından; birbirleriyle sürekli karşılaşan, geçişen, çarpışan, ama birbirlerini gerçek anlamda hiçbir zaman görmeyen iki kişinin kâh rahatsız edici bir kakofoni, kâh büyüleyici bir sükunet, kâh bir gürültü yumağı, kâh bir müzik olarak algılanan performansı Geçen Gün, &nbsp;hakikati savunmanın hem zorlaştığı hem de elzem olduğu bir çağda insan olmanın gerekliliklerinin sorgulandığı Parrhesia 2 ve İstanbul'da yaşayan sanatçıların profesyonel ve özel hayatlarının kesişimine mizahi bir dille odaklanan AMA oyunları yer alıyor. &nbsp;Sessiz Disko dans etkinliği, Serkan Aka’nın etkileşimli ses yerleştirmesi, ATTA’nın bebeklere ve çocuklara yönelik zengin ve katılımcı oyunları, çocuklar ve yetişkinler için soundpainting atölyeleri ses tasarımcısı ve araştırmacı Dr. Oğuz Öner’in mekâna özgü ses meditasyonu, ses yürüyüşü ve ses haritalama egzersizleri de MÜZEDE SAHNE’de izleyicilerle buluşacak.

Katılımcılara eşsiz ve derinlemesine bir sanatsal deneyim sunacak “Gözler Duyar Kulaklar Görür” temalı MÜZEDE SAHNE’nin biletleri, <a href="https://biletinial.com/tr-tr/mekan/muzede-sahne-2024">biletinial</a> üzerinden temin edilebilir.

&nbsp;

MÜZEDE SAHNE 22-25 Ağustos‘ta Sakıp Sabancı Müzesi’nde

Bu yıl “Gözler Duyar Kulaklar Görür” temasıyla düzenlenen MÜZEDE SAHNE etkinliği, 22-25 Ağustos 2024 tarihleri arasında Sakıp Sabancı Müzesi'nde gerçekleştirilecek. Sabancı Vakfı’nın desteğiyle düzenlenen Gösteri Sanatları Günleri, Ayşe Draz’ın sanat yönetmenliğinde, farklı disiplinleri bir araya getirerek, seyircilerin çeşitli duyularına hitap eden bir program sunacak.

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), 13 Eylül’den itibaren Akbank Sanat’ın desteğiyle çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Alman ressam, baskı sanatçısı ve heykeltıraş Georg Baselitz’in eserlerine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Sanatçının yakın geçmişte ürettiği yüze yakın büyük boyutlu resim ve heykelden oluşan Georg Baselitz: Son On Yıl başlıklı sergi, SSM’nin tüm galeri alanlarında ve bahçesinde yer alacak. SSM’de gerçekleşecek serginin yanı sıra sanatçının gravür çalışmalarından kapsamlı bir seçki eş zamanlı olarak Akbank Sanat’ta ziyaretçiyle buluşacak. Serginin küratörlüğünü sanatçının eserleri konusunda uzman olan Sir Norman Rosenthal üstleniyor. 

1980'den bu yana uluslararası sanat dünyasında derin bir etkiye sahip olmuş olan Baselitz, 20. yüzyılın ikinci yarısında Alman sanatı için yeni bir kimlik şekillendirmiş; İkinci Dünya Savaşı'nın travma ve trajedisine tepki olarak, benzersiz ve tamamen bireysel kalan bir sanatsal üslup geliştirmiştir. 1969’dan beri kompozisyonlarını baş aşağı resmeden sanatçı için bu yeni format, biçimi içeriğinden arındırmanın, soyutlama ve figürasyon arasında bir yerde durmanın ve zamanında geleneksel olarak kabul edilen bir mecrada devrim yaratmanın bir yolu olmuştur. 

Sergiye eşlik eden kapsamlı bir kataloğun yanı sıra konferans serisi, film gösterimleri, yetişkin ve çocuk eğitimleri ve atölyelerden oluşan zengin bir program Georg Baselitz’in yarım asırlık yaratıcı süreci ve sanatsal arayışına dair derinlikli bir bakış sunacak.

Georg Baselitz İstanbul’da

Georg Baselitz’in son on yılda ürettiği eserler, 13 Eylül 2024 - 2 Şubat 2025 arasında Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergilenecek. 


“Başka Renkler, Sesler, Yüzler" temasıyla sanatseverlere bir hafta boyunca unutulmaz bir sinema deneyimi yaşatacak Müzede Suare’nin programında yerli yapımlardan; 2023 yılında Venedik Bisato d’Oro’da “En İyi Senaryo” ve 2024 yılında Annonay Film Festivali’nde “En iyi Film” ödülüne layık görülen, Nehir Tuna’nın yönettiği YURT filmi; 2024 Berlin Film Festivali&nbsp; Panaroma Bölümü’nde FIPRESCI ödülüne layık görülen, Aslı Özge’nin yönettiği FARUK filmi ve&nbsp; oyuncu kadrosunda Alican Yücesoy, Hazal Türesan ile Serdar Orçin’in yer aldığı, üç kardeşin hikâyesini anlatan, 43. İstanbul Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü, En İyi Senaryo, En İyi Kurgu ve En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü&nbsp; kazanan, Vuslat Saraçoğlu’nun yönettiği BİLDİĞİN GİBİ DEĞİL filmi gösterilecek.

Yabancı yapımlardan; Wladyslaw Reymont'un Nobel ödüllü romanından yola çıkan; Oscar, Golden Globe ve BAFTA adayı, “Loving Vincent”ın yönetmenleri DK Welchman ve Hugh Welchman'ın son filmi KÖYLÜLER [The Peasants]; New York’taki büyük sergisi için hazırlanmakta olan Salvador Dalí’nin hikâyesini konu alan, Marry Harron’ın yönettiği, ünlü ressamın Oscar ödüllü oyuncu Ben Kingsley tarafından canlandırıldığı DALİ DİYARI [Daliland] Müzede Suare programında yer alacak. Olivier Ödülleri’nde en iyi erkek oyuncu adayı olan, Fleabag dizisi ile adını duyuran Andrew Scott’un birden çok karakteri canlandırdığı, Simon Stephens’ın Çehov’un “Vanya Dayı” eserinden uyarladığı, National Theatre Live kapsamında sahneden beyaz perdeye taşınan VANYA filmi ise Müzede Suare ile Türkiye’deki ilk gösterimini gerçekleştirecek.

Etkinlik haftası boyunca, üç filmin ekibi de gösterim sonrası izleyiciyle bir araya gelecek. Prömiyerini Berlinale’de yapan ve FIPRESCI ödülüyle dönen 2024 yapımı “Faruk,” yönetmen Aslı Özge ve oyuncu ekibinin katılımıyla; Venedik Film Festivali’ndeki dünya prömiyerinin ardından birçok festival gezen ve son bir yıla damgasını vuran “Yurt,” yönetmen Nehir Tuna ve ekibinin katılımıyla; 43. İstanbul Film Festivali’nde prömiyerini yapan ve festivalde dört ödüle layık görülen “Bildiğin Gibi Değil” ise&nbsp; yönetmen Vuslat Saraçoğlu ve oyuncu ekibinin katılımıyla gösterilecek.

“Müzede Suare” için biletler <a href="https://biletinial.com/tr-tr/mekan/muzede-suare-baska-renkler-sesler-yuzler">SSM</a> web sitesi üzerinden satın alınabilir.

SSM'nin Açık Hava Etkinlikleri Müzede Suare ile Başlıyor

Sakıp Sabancı Müzesi’nin, Sabancı Vakfı’nın katkıları ve Başka Sinema işbirliğiyle Boğaz manzaralı terasında gerçekleştireceği “Müzede Suare,” 4-9 Haziran 2024 tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak.

10 Haziran 2024’ kadar ziyaret edilebilecek sergi; Mardin’de doğan Halil Altındere’nin 1990’ların sonundan bu yana kendine has, sarkastik diliyle ortaya koyduğu yerleştirme, heykel, video, fotoğraf, tuval ve neonlardan oluşan seçkisinin yanı sıra; son yıllarda ürettiği ve Star Wars’un bilim kurgu evreniyle murakka ve minyatür geleneklerini harmanladığı eserlerinden oluşuyor.&nbsp;&nbsp; 

Halil Altındere’nin Motherland / Anayurt başlıklı sergisi; kurumlar, sınırlar, kimlikler, savaşlar, teknolojiler, gelenekler, gelecekler, popüler kültür ve alt kültürleri ele alan otuz altı eserle birlikte, son iki yılda yapay zekâ yardımıyla, robotik örme tekniğiyle üretilen, militarist ikonografiye sahip halıları ve sergiye özel olarak üretilen ve ilk kez Mardin’de görülecek bir animasyona yer veriyor.

Sanatçının yakın dönemde ürettiği ve Venedik Bienali’nden Gwangju Bienali’ne, Roma Maxxi Müzesi’nden Neue Berliner Kunstverein gibi pek çok müze ve kurumda gösterilen yapıtlarının yanı sıra Afgan zanaatkârların direniş ve dayanışma sembolü olan savaş halılarından ilhamla ürettiği halı serisi ile geleneği gelecekle harmanladığı murakka çalışmaları Mardin’de ilk kez izleyicisiyle buluşuyor. 

Sergi, Sakıp Sabancı Müzesi ve PİLOT Galeri iş birliğiyle; Transtaş, Petrol Ofisi, MV Holding, CMC Holding, Stepevi, Teknosa, A4 Ofset ve Yaşar Holding desteğiyle gerçekleştiriliyor.

Halil Altındere’nin Motherland / Anayurt başlıklı sergisi 10 Haziran 2024 tarihine kadar pazartesi günleri hariç saat 09.00 – 17.00 arasında Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi- Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nde ziyaret edilebilecek.

Halil Altındere’nin Mardin’deki İlk Kişisel Sergisi Açıldı

Halil Altındere’nin Motherland / Anayurt isimli kişisel sergisi Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi- Dilek Sabancı Galerisi’nde açıldı. 

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda ve Gilan’ın katkılarıyla gerçekleştirilen, geç Osmanlı İmparatorluğu’nun ve erken Cumhuriyet döneminin öncü kadın sanatçılarından&nbsp;Melek Celâl’e odaklanan sergi, 23 Haziran Pazar gününe kadar uzatıldı.

Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl&nbsp;sergisi, 1924’te Galatasaray Sergileri’nde ilk nü eserleri gösteren, 1935’te ise ilk kişisel sergisini açan Cumhuriyet aydını kadın sanatçı Melek Celâl’i tüm yönleriyle sanatseverlere hatırlatıyor. Sergi çok yönlü üretim yapan sanatçının tablo ve eskizleri, Anadolu motiflerinden esinlenerek çizdiği desenleri, şehir planlama, hat sanatı ve Türk işlemeleri ile ilgili kaleme aldığı makaleleri, eleştirileri ve kitapları ile hayatına ışık tutan fotoğraflar, kartpostallar, hatıra yazıları ve mektupların bulunduğu zengin bir arşivden oluşuyor.&nbsp;

Sergi kapsamında Melek Celâl’in tekniğine, eserlerinin geçirmiş olduğu restorasyon çalışmalarına, kullandığı malzemelerin yapısı ve dokusuna ışık tutan&nbsp;Görünenin Ötesinde Melek Celâl&nbsp;bilimsel analiz çalışması da yer alıyor.

&nbsp;

Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl&nbsp;sergisi, 23 Haziran 2024’e kadar pazartesi hariç her gün 10.00 - 18.00 arasında SSM Galeri -2’de ziyaret edilebilecek.

&nbsp;

Melek Celâl Sergisi 23 Haziran'a Kadar Uzatıldı

Cumhuriyet Aydını Melek Celâl’in Dünyası 23 Haziran’a kadar SSM’de


Melek Celâl Sergisi Uzatıldı

Sakıp Sabancı Müzesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, çocukların yaratıcılığını destekleyecek ücretsiz atölye ve etkinliklerle kutluyor. 
 
23 Nisan Salı günü 11.00-12.30 saatleri arasında 5-9 yaş arası çocuklar,&nbsp;Arkeolojik Kazı Atölyesi’nde eserlerin toprak altından müzeye varan yolculuğuna tanıklık edecekler. 
 
Toprak Ana’dan Palete Atölyesi’nde çocuklar, renklerin ve doğal malzemelerin boyaya dönüşme hikayesini keşfedecek. Atölye, 8-10 yaş arası çocuklar için 14.00-16.00 saatleri arasında gerçekleşecek. 
 
Baharın gelişiyle birlikte renklenen SSM Sera Atölyesi’nin bahçesinde ise saat 16.00 – 17.00 arasında farklı yaş grubundan çocuklar,&nbsp;Müzede Açık Atölye Etkinliği&nbsp;kapsamında SSM Öğrenme Ekibi ile birlikte serbest sanat üretimi yapacak. &nbsp;

SSM’nin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliklerine katılmak için <a href="https://sakipsabancimuzesi.org/shop/?s=23+nisan&amp;post_type=product">kayıt</a> yaptırmak yeterli olacak.

Sakıp Sabancı Müzesi'nde 23 Nisan Coşkusu

Sakıp Sabancı Müzesi 23 Nisan Coşkusunu Dopdolu Bir Programla Kutluyor!

Dört hafta sürecek seminer kapsamında fotoğraf teknolojisinin Batı dışındaki hikâyesi incelenecek, bu görsel devrimin Osmanlı’daki etkileri ele alınacak. Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla birlikte yeni teknolojiler aracığılıyla nesnelerin, insanların, bilginin ve imgenin yoğun dolaşımına yol açan modern değişimin, 19. yüzyıl Osmanlı dünyasında yeni okuma, görme ve düşünme pratiklerine tesiri incelenecek. Fotoğrafın resmi alanda, bilimde, tıpta, basında ve gündelik hayattaki izleri ve ne tür karşılaşmalara yol açtığı soruları SSM şubat ayı yetişkin eğitimin odağını oluşturacak.

6 Şubat’tan itibaren ay sonuna kadar her salı saat 11.00 – 13.00 arasında 4 ders olarak ücretli düzenlenecek seminer hakkında detaylı bilgi ve kayıt için <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/etkinlik/376">Sakıp Sabancı Müzesi’nin web sitesi</a> ziyaret edilebilir.

SSM’in Yetişkin Öğrenme Programları Yeniden Başlıyor! 

Sakıp Sabancı Müzesi Yetişkin Öğrenme Programı, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Ersoy yürütücülüğünde Zamanın Gölgesi “Fotoğrafın Osmanlı Topraklarındaki İzleri” temasıyla şubat ayında başlıyor.

21 Ocak Pazar günü 5-7 yaş arası çocuklara yönelik düzenleneden Touchable Textures: Sensory Still Life Art atölyesinde çocuklar, Şeker Ahmed Paşa’nın SSM Resim koleksiyonunda yer alan Çiçekli Natürmort ve Kavunlu Natürmort eserlerine odaklanacak. Atölye, İngilizce olarak gerçekleştirilecek.

Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’ndan ilhamla hazırlanan Bookbinding Adventure: Create Your Own Notebooks atölyesinde çocuklar, ciltleme sanatını keşfederek basit malzemelerle kendi yaratacakları defterleri süsleyecekler. 21 Ocak Pazar günü 8-10 yaş arası çocuklara yönelik gerçekleştirilecek atölyenin dili İngilizce olacak.&nbsp; 

4-6 yaş grubu çocuklar için 23 Ocak Salı günü düzenlenecek Arkki ile Gelecek Canlanıyor atölyesinde çocuklar; geleceğin şehirlerindeki binaların, meydanların ve parkların nasıl olacağını üç boyutlu maketlerle canlandıracaklar. 

Arkki ile Gelecekteki Yaşam atölyesi 7-10 yaş çocuklar için&nbsp; 23 Ocak Salı günü gerçekleştirilecek. Atölyede çocuklar, geleceğin şehirlerini güzel, sürdürülebilir ve kapsayıcı hale getirecek fikirlerini üç boyutlu maketlerle dönüştürecekler. 

24 Ocak Çarşamba ve 1 Şubat Perşembe günleri5-9 yaş arası çocuklar için JR. Archaeologist ekibi tarafından düzenlenecek Arkeolojik Kazı etkinliğinde geleceğin kültür mirasının koruyucusu olan çocuklar, &nbsp;uzman arkeolog ve bir konservatör eşliğinde kazı yapacak, eserlerin toprak altından müzeye varan yolculuğuna tanıklık edecekler. 

7-9 yaş çocuklara yönelik Müze Girişi Hızlı Şerit atölyesi 25 Ocak Perşembe günü gerçekleştirilecek. Müzede bilet satışının ve giriş prosedürünün incelenmesiyle başlayacak atölyede çocuklar, müze girişindeki olası uzun kuyrukların nasıl engellenebileceği üzerine düşünecek, Lego Spike Essential setini kullanarak biletini önceden alanlar için&nbsp; müze girişinde hızlı bir şerit inşa edecekler. 

Müzede An’da Resimle Diyalog Ebeveyn-Çocuk atölyesi 26 Ocak Cuma günü düzenlenecek. 5-7 yaş çocukların ebeveynleriyle katılacağı atölye SSM’in yeni sergisi Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl’e odaklanacak. 

Eserleri Koruyorum: Konservasyon Atölyesi 5-9 yaş çocuklar için 27 Ocak Cumartesi, günü gerçekleştirilecek. Çocuklar, organik ve inorganik eserlerin korunması ve onarılması konusunda kapsamlı bir bilgi kazanacak, Görünenin Ötesinde Osman Hamdi Bey sergisini gezerek, bilimsel süreci öğrenecek ve belgeleme ile teşhis, yüzey temizliği, restorasyon ve konservasyon konularında uygulamalı deneyim yaşayacaklar.

Modernizm İzinde Türk Resmi sergisinde yer alan Abidin Dino, Halil Paşa, İbrahim Çallı gibi Türk resim sanatının önde gelen isimlerinin çalışmaları üzerinden portre ve otoportre kavramlarının keşfedileceği Tanıdık Bir Yüz atölyesi 30 Ocak Salı günü 3-5 yaş çocuklara yönelik gerçekleştirilecek.

SSM’nin Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’nun turuyla başlayacak Kelimelere Kulak Ver atölyesinde 6-9 yaş grubu çocuklar, yüzyıllar içerisinde yazı yazmak için kullanılan araçların; yazının ve kelimelerin nasıl değiştiği üzerine sohbet edecek, ardından kendi kendi görsel dillerini seçecek çocuklar&nbsp; Pop Sanat akımından ilhamla, yanlarında götürmek üzere kendi rengârenk ve yaratıcı çalışmalarını yapacaklar. Atölye 30 Ocak Salı günü düzenlenecek.

Toprak Anadan Palete: Osman Hamdi’nin Renkleri atölyesi 31 Ocak Çarşamba günü &nbsp;7-9 yaş çocuklar için düzenlenecek. Çocuklar önce rengârenk bir hikâye aracılığıyla boya üretiminin tarihçesini öğrenecek, öğrendiklerinin ışığında Görünenin Ötesinde Osman Hamdi Bey sergisini gezdikten sonra çizecekleri figür ve desenleri doğal boyalarla renklendirecek.&nbsp;

2 Şubat Cuma günü 4-6 yaş grubu çocuklara yönelik düzenlenecek Keşke Gerçek Olsa atölyesinde çocuklar; bilinen bir meydanı ya da parkı nasıl daha güzel, sürdürülebilir ve kapsayıcı hale getirebileceklerine dair fikirlerini resmedecekler.&nbsp;

SSM’in&nbsp; 3-12 yaş grubu çocuklara yönelik düzenlenen hafta sonu atölyeleri Ocak ayı boyunca Türkçe ve İnglizce gerçekleştiririlecek farklı atölyelerle hafta sonlarında çocuklara yaratıcı ve eğlenceli deneyimler sunmaya devam edecek.

Atölyelerle ilgili ayrıntılı bilgi ve katılım için <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler?activeCollection=learning&amp;sort=current&amp;page=1">Sakıp Sabancı Müzesi’nin web sitesi</a> ziyaret edilebilir.

SSM Yarıyıl Atölyeleri Başlıyor

SSM Öğrenme Programları kapsamında yarıyıl tatili için düzenlenenatölyeler, 21 Ocak Pazar günü başlıyor.
Yaratıcı düşünmeyi destekleyerek , sanatsal üretim ile çocukların zihinsel, sosyal ve duygusal becerilerinin gelişimine katkıda bulunmayı hedefleyen SSM Yarıyıl Atölyeleri’nde, 4 – 10 yaş arası çocuklarayönelik birbirinden farklı on bir atölye çalışması yer alıyor.


Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin Türkiye resim sanatında önemli yeri olan sanatçılara ve eserlerine derinlemesine bir bakış açısı sunan monografik sergileri; geç Osmanlı İmparatorluğu’nun ve erken Cumhuriyet döneminin öncü kadın sanatçılarından Melek Celâl’e odaklanarak devam ediyor. Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda ve Gilan’ın katkılarıyla gerçekleştirilen Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl 26 Aralık 2023 – 28 Nisan 2024 arasında SSM’de ziyaret edilebilecek. 

Sergi, 1924’te Galatasaray Sergileri’nde ilk nü eserleri gösteren, 1935’te ise ilk kişisel sergisini açan kadın sanatçı olan Melek Celâl’in hayatına ve sanatına odaklanıyor. Çok yönlü üretim yapan sanatçının tablo ve eskizleri, Anadolu motiflerinden esinlenerek çizdiği desenleri, şehir planlama, hat sanatı ve Türk işlemeleri ile ilgili kaleme aldığı makaleleri, eleştirileri ve kitapları ile hayatına ışık tutan fotoğraflar, kartpostallar, hatıra yazıları ve mektupların bulunduğu zengin bir arşivden oluşuyor. 

19. yüzyılın sonunda Osmanlı İmparatorluğu’nda doğan ve hayatlarına Türkiye Cumhuriyeti’nde devam eden ilk modern sanatçı kuşağının öncü kadın temsilcilerinden Melek’in hayatı ve eserlerine kapsamlı bir bakış sunan sergi, her anlamda radikal değişikliklerden geçen bir ülkede modernleşme sürecinin nasıl yaşandığına dair ipuçlarını içeriyor. Erken Cumhuriyet döneminin pek çok sanatçısı gibi, İstanbul’da varlıklı bir Osmanlı ailesinin kültür birikimiyle yetişen Melek Celâl’in hayatı, yalnızca bir dönemin unutulmuş bir ressamının hikayesini değil, aynı zamanda geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet döneminin kültürel panoramasını da ortaya koyuyor. Sergide Melek Celâl’in tekniğine, eserlerinin geçirmiş olduğu restorasyon çalışmalarına, kullandığı malzemelerin yapısı ve dokusuna ışık tutan Görünenin Ötesinde Melek Celâl bilimsel analiz çalışması da yer alıyor.

Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper “Sakıp Sabancı Müzesi ile daha önce birlikte gerçekleştirdiğimiz Feyhaman Duran, Selim Turan, Avni Lifij ve Abdülmecid Efendi sergilerinin sadece sanatseverler nezdinde değil, sanat tarihinde de önemli birer kaynak olduğuna inanıyoruz. Cumhuriyet’in tüm değerlerinin nüfus bulduğu çok yönlü bir kadın sanatçı olan Melek Celâl’in hayatını ve sanatını konu alan sergiyi Cumhuriyet’imizin 100. yılında gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Böylesine güçlü bir kadın sanatçıyı yoğun bir araştırma ve çalışmayla topluma sunan sevgili Nazan Ölçer ve SSM ekibine kalpten teşekkür ediyoruz.”&nbsp;dedi.

Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer; “Bir sanatçının çalışmalarına odaklanan, sanatçının tarzını, kültür sanat ortamına katkılarını kapsamlı bir şekilde işlediğimiz sergilerimiz, her zaman yoğun bir ön araştırma gerektiriyor. Sabancı Holding’in sponsorluğunda gerçekleştirdiğimiz monografik sergiler serimizi bu yıl kıymetli bir kadın sanatçıya ayırmak istedik. Melek Celâl, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş döneminde köklü bir aileden gelen çok yönlü bir figür olmasına rağmen, maalesef günümüzde unutmuş olduğumuz bir Cumhuriyet kadını. Cumhuriyet ideallerini yansıtan Melek Celâl’i, Cumhuriyet’in 100. yılında hatırlayarak, Türkiye’nin bu dönemini ve dönemin hayallerini de hatırlamayı kendimize görev bildik. 

Melek, eğitimli ve varlıklı bir aileye sahip olduğu için evinde iyi bir eğitim&nbsp;görür. İnâs Sanâyî-i Nefîse Mektebi ve Académie Julian’ın resmi kayıtlarında ismine rastlanmasa da bu okullarda konuk öğrenci olarak bulunmuş, sık sık seyahatler gerçekleştirdiği Paris’te dönemin önemli sanatçılarının atölyelerine devam etmiş olması muhtemeldir. Moda’da yaşadığı ve kendi atölyesinin de bulunduğu Villa Wohl’da dönemin pek çok sanatçı ve aydınına ev sahipliği yapmış, İstanbul’daki kültür ve sanat ortamında aktif bir rol oynamıştır. 

Melek Celâl sadece bir ressam ve heykeltraş değil, aynı zamanda yazar ve eleştirmen. Geleneksel Türk el sanatları ve hat sanatı hakkında yazdığı makaleler ve kitaplar, verdiği konferanslar, neredeyse sanatçı kimliğiyle yarışır niteliktedir. Melek, bir yönüyle Batı’ya bakarken bir yönüyle de Anadolu’ya dönen bir Cumhuriyet kadını. Tüm sanatseverleri eğitimli, dünyaya açık, geleneksel Türk sanatlarına ve mimarisine tutkuyla bağlı, Cumhuriyet’in yetiştirmek istediği nesile örnek olarak kabul edebileceğimiz Melek’in hayatını ve sanatını keşfetmeye bekliyoruz.” dedi. 

Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl&nbsp;sergisi&nbsp;kapsamında hazırlanan ve akademik kaynak niteliğindeki katalogda ise&nbsp;Namık Sinan Turan, Gizem Tongo, Ahu Antmen, Nazan Bekiroğlu, Mehmet Samsakçı ve Ömer Faruk Şerifoğlu, Melek Celâl’in hayatını ve sanatını pek çok farklı açıdan değerlendirdiler.

&nbsp;Eğitim programlarıyla da desteklenecek sergi kapsamında 26 Ocak’ta gerçekleşecek, sanat terapisi ve farkındalık ilkelerinden ilham alan Müzede An’da atölyesiyle 5-7 yaş aralığındaki çocuklar ve ebeyvenleri, Melek Celâl’in galeride yer alan&nbsp;farklı natürmort eserlerinin renk ve kompozisyonlarını keşfedecek.

Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl sergisi, Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda ve Gilan’ın katkılarıyla 28 Nisan 2024’e kadar, pazartesi hariç her gün 10.00 - 18.00 arasında SSM Galeri -2’de ziyaret edilebilecek.&nbsp;

&nbsp;

"Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl" Ziyarete Açıldı

Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl 26 Aralık 2023 – 28 Nisan 2024 arasında SSM’de


Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl Ziyarete Açıldı

3-9 yaş grubu çocuklara yönelik Çocuk Atölyeleri, hafta sonlarında çocuklara yaratıcı ve eğlenceli deneyimler sunuyor. 9 Aralık Cumartesi günü Arkki Türkiye tarafından tasarlanan Gelecek Canlanıyor atölyesinde çocuklar geleceğin şehirlerindeki binaların, meydanların ve parkların nasıl olacağın üç boyutlu maketlerle canlandıracak.&nbsp; 

Romantizmin, gündelik hayatlara nasıl yansıdığını ele alan Küçük Romantikler serisi ise 10 Aralık Pazar günü Osmanlı’da Romantik Olmak atölyesiyle devam edecek. Küçük Romantikler’in üçüncü serisi olacak atölyede çocuklar Romantizm’in Osmanlı İmparatorluğu’ndaki izlerini takip edecek, Şehzade Abdülmecid Efendi’nin tablolarındaki romantik izleri keşfedecek ve hayallerindeki saray resmi koleksiyonunu&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &nbsp;tasarlayacak. 

16 Aralık Cumartesi günü gerçekleştirilecek Toprak Ana’dan Palete: Osman Hamdi’nin Renkleri atölyesinde çocuklar, insan doğa ilişkisi, sürdürülebilirlik kavramlarından yola çıkarak kültürel bir miras olan boya üretiminin tarihçesini öğrenecek, bitki tozları ve baharatlar kullanarak Osman Hamdi Bey’in tablolarındaki farklı renk tonlarında boya üretecekler. 

Geleceğin kültür mirasının koruyucusu olan çocukların arkeolojiyi tanıması ve merak duygularının bilinçli bir bilgi arayışına dönüştürülmesi için yardımcı olmayı hedefleyen Arkeolojik Kazı atölyesi 17 Aralık Pazar ve 23 Aralık Cumartesi günleri gerçekleştirilecek. Atölyeye katılan çocuklar Jr. Archaeologist ekibinden bir arkeolog ve bir konservatör eşliğinde SSM’nin bahçesinde kazı yapacak, eserlerini toprak altından çıkaracaklar. 

Çocuklar 30 Aralık Cumartesi günü Yeni Yıl Atölyesi: Kartpostal Yapıyorum atölyesinde ebeveynleriyle birlikte Modernizmin İzinde Türk Resmi sergisinden ilhamla SSM Bahçesi’nde yere dökülen tohum ve yaprakları toplayarak sevdiklerine hediye edecekleri kartpostallar tasarlayacak.&nbsp; Aynı gün gerçekleştirilecek Yeni Yıl Atölyesi: Kapı Süsleri Tasarlıyorum ile de SSM Bahçesi’nden topladıkları tohum, yaprak ve çiçeklerle kapılarını süsleyecek bir yeni yıl çelengi yapacak. 

SSM’nin&nbsp;18-36 aylık bebeklere yönelik Pusetli Aileler programı&nbsp;kapsamında gerçekleştirilecek Müzede Renk Avı: David Hockney atölyesinde (2 Aralık Cumartesi) minikler aileleriyle birlikte İngiliz sanatçı David Hockney’in 2022 yılında SSM’de sergilenen eserlerinden ilhamla mevsimleri ve doğanın değişen renklerini duyusal oyunlarla keşfedecek. 15 Aralık Cuma günü Müzede Duyularımı Keşfediyorum atölyesinde Modernizmin İzinde Türk Resmi sergisinde yer alan seçili eserlerdeki renk, şekil ve figürleri incelenecek. 22 Aralık Cuma günkü Müzede Duyularımı Keşfediyorum atölyesinde ise, 115 farklı bitki çeşidini barındıran ve yüz yıllık geçmişiyle İstanbul’un en önemli bahçelerinden biri olan SSM Bahçe keşfedilecek. 

Yetişkinlere yönelik düzenlenen Müzede An’da: Beden/Hareket Temelli Sanat Terapi Atölyesi 16 Aralık Cumartesi günü gerçekleştirilecek. Katılımcılar, SSM Koleksiyonu’nda yer alan Kenan Ali Yontuç’un Figür heykelinden ilhamla zihin ile beden arasındaki köprüyü güçlendirerek sanat eserinin bedende bıraktığı izleri, imge ve sembollere odaklanacak. 

20 Aralık Çarşamba günü çevrimiçi yapılacak Müzede An’da: Çevrimiçi Sanat Terapi Atölyesi’nde katılımcıların, SSM Koleksiyonu’nda yer alan Fikret Mualla’nın eserlerinden ilhamla sanatçı ve eseriyle derinlemesine bağ kurması, sanat aracılığıyla duygu ve yaşantılara farkındalık kazanması hedeflenecek. 

30 Aralık Cumartesi günü Yeni Yıl Atölyesi: Suluboya ile Kartpostal Boyama atölyesiyle ise SSM Bahçesi’nden farklı manzaraları suluboya ile resmedecek katılımcılar, sevdikleri için yeni yıl kartpostalları hazırlayacak. 

<a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler?activeCollection=learning&amp;sort=current&amp;page=1">Çocuklara</a> ve <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler?activeCollection=events&amp;sort=current&amp;page=1">yetişkinlere</a> yönelik öğrenme programları hakkında detaylı bilgi için <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler">Sakıp Sabancı Müzesi’nin web sitesi</a> ziyaret edilebilir.&nbsp;

SSM Öğrenme Programları'ndan Yeni Yıla Özel Atölyeler

Sakıp Sabancı Müzesi Öğrenme Programları aralık ayı ve yeni yıla özel hazırlanan zengin içerikleriyle 2023’ü tamamlıyor.

Birleşmiş Milletler tarafından uluslararası farkındalık günü olarak kabul edilen 3 Aralık Engelliler Günü’ne özel 2 ve 3 Aralık tarihlerinde düzenlenecek program kapsamında özel gereksinimli çocuklar ve gençler için kapsayıcı performanslar, sanatçılar ve eğitmenler için atölye çalışmaları ve söyleşiler gerçekleştirilecek.

&nbsp;Engelsiz Atta Festivali, 2 Aralık Cumartesi günü Yumurtadan Çıkan Fil performansına ev sahipliği yapacak. İki seans halinde ve kapalı gruba yönelik yapılacak performanstan sonra saat 15.30’da, 2013'ten bu yana Danimarka'da entegre çağdaş dansın kurulması için çalışan kültürel girişimci ve Danimarka Entegre Dans Derneği FIMD'de Sanat Yönetmeni olarak görev yapan Janne Kristensen ile farklı gelişimsel ihtiyaçları olan çocuklar ve gençlere yönelik etkinliklerde sanatsal araçları kullanan sanatçılar ve eğitmenler için&nbsp;Entegre Dans Sunum ve Atölyesi düzenlenecek.&nbsp;

&nbsp;3 Aralık Pazar günü ise özel gereksinimli çocuklar ve gençlerin katıldığı kapalı grubun Poggle ve Ben performansı sonrası saat 15.30’da, 2008'den itibaren, özellikle nörotipik bebekler için sürükleyici duyusal dans performansları yaratmaya yönelik çalışmalar gerçekleştiren İsveçli sanatçı Dalija Acin Thelander tarafından hazırlanan Farklı Gelişimsel İhtiyaçları olan Bebeklere ve Çocuklara Yönelik Performanslar Yaratma Atölyesi bu alanda çalışmak isteyen sanatçı ve kültür profesyonelleri için düzenlenecek.

İngilizce olarak gerçekleştirilecek ve Türkçe çeviri yapılacak iki günlük atölyeler, kültür sanat alanında çalışan sanatçı, eğitmen müze ziyaretçilerinin katılımına açık olacak.

Atölyelere katılım için <a href="https://lnk.bio/attafestival">kayıt</a> yaptırılması gerekmektedir.

Sakıp Sabancı Müzesi Engelsiz Atta Festivali'ni Ağırlıyor

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Sabancı Vakfı’nın katkılarıyla ve Atta Festival işbirliğiyle engelli bireylerin sorunlarına dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla Engelsiz Atta Festivali’ne ev sahipliği yapıyor.

Ara tatile yönelik hazırlanan zengin programdaki Bir Varmış Bir Yokmuş: Sanat ile Masallar Buluşmuş atölyesinde (11 Kasım Cumartesi) çocuklar “Gezgin ve Kaplumbağa” isimli masalı dinledikten sonra SSM’nin bahçesinde saklanan kaplumbağaların dünyasına misafir olacak, ardından da farklı malzemelerle kendi kaplumbağalarını tasarlayacaklar. 

Arkki Türkiye tarafından tasarlanan Gelecek Nasıl Değişecek? atölyesinde ise çocuklar, (11 Kasım Cumartesi) geleceğin şehirlerini sürdürülebilir ve kapsayıcı hale getirecek bir fikre odaklanarak, şehrin zaman içinde nasıl geliştiğine dair kendi çizgi romanlarını oluşturacaklar. 

Dışavurumcu Sanat Terapisti Seren P. İlkdoğan tarafından yürütülen, 8-10 yaş aralığındaki çocuklara yönelik Müzede An’da: Resimle Diyalog atölyesi, Modernizmin İzinde Türk Resmi sergisinde yer alan eserlerden, Ayvazovski’nin Fırtına adlı tablosuna odaklanacak. 12 Kasım Pazar günü gerçekleşecek atölye, çocukların duygu farkındalık çalışması ile başlayacak. İnsan ve doğa etkileşiminden ilhamla kendi duygularının manzarasını resmeden çocuklar, yaratıcı süreçlerini sanatsal dışavurum yoluyla somutlaştıracaklar.

Geleceğin kültür mirasının koruyucusu olan çocukların arkeolojiyi tanıması ve merak duygularının bilinçli bir bilgi arayışına dönüştürülmesi için yardımcı olmayı hedefleyen Arkeolojik Kazı atölyesinde (14 Kasım Salı ve 26 Kasım Pazar) katılımcılar, Jr. Archaeologist ekibinden bir arkeolog ve bir konservatör eşliğinde SSM’nin bahçesinde kazı yapacak, eserlerini toprak altından çıkaracaklar. 

Sakıp Sabancı Müzesi’nin Kitap ve Hat Sanatları Koleksiyonu turuyla başlayacak Duvarların Dili atölyesinde (16 Kasım Perşembe) çocuklar, yazının önemi ve yıllar içerisinde değişen biçimi üzerine bir sohbet gerçekleştirecekler. Üretim aşamasında ise her katılımcı grafiti sanatından ilhamla, kendi ismini taşınabilir nitelikteki mini duvarları üzerine yazarak, kendi yaratıcı çalışması aracılığıyla koleksiyona dair farkındalık kazanacak. 

SSM’nin hafta sonu çocuk atölyeleri de kasım ayında sanatın neredeyse her dalında kendini hissettiren romantizmin, gündelik hayatlara da nasıl yansıdığını ele alan Küçük Romantikler atölye serisinin ikincisi Romantizm Her Yerde (25 Kasım Cumartesi) ile devam edecek. Etkileyici mimari eserler, duygulu şiirler ve gösterişli elbiseler geçmişten çocuklara göz kırparken, dönemin ünlü klasik müzik besteleri eşliğinde kendi seramik vazolarını tasarlayacaklar ve müzenin Mobilya ve Dekoratif Eserler Koleksiyonu’ndan ilhamla kendi motiflerini oluşturacaklar. 

Arkki Türkiye tarafından tasarlanan Gelecekten Bir Kare atölyesinde (25 Kasım Cumartesi) çocuklar; geleceğin şehrinin nasıl görüneceğini hikâyeleştirip kendi oluşturacakları çizgi filmlerinin bir karesini resmedecekler. 

Touchable Textures: Sensory Still Life Art atölyesinde ise (26 Kasım Pazar) çocuklar, Şeker Ahmed Paşa’nın müze koleksiyonunda yer alan Çiçekli Natürmort ve Kavunlu Natürmort eserlerine odaklanacak. Atölye, İngilizce olarak gerçekleştirilecektir.

SSM’nin&nbsp;18-36 aylık bebeklere yönelik Pusetli Aileler programı&nbsp;kapsamında gerçekleştirilecek Müzede Duyularımı Keşfediyorum atölyesinde (11 Kasım Cumartesi) çocuklar aileleri ile birlikte SSM’nin bahçesindeki hayvanların dünyasında bir gezintiye çıkacak. Müzede Şekil Avı: Joan Miró atölyesinde ise (16 Kasım Perşembe) çocuklar Barselona doğumlu Katalan ressam ve heykeltıraş Joan Miró’nun bilinçaltını semboller ile ele alan eserlerinden ilham alacak. 

Atölyeler hakkında detaylı bilgi ve kayıt için <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler?activeCollection=learning&amp;sort=current&amp;page=1">SSM’nin web sayfası </a>&nbsp;ziyaret edilebilir.&nbsp;

SSM Öğrenme Programları Kasım Ayında Çocuk Atölyelerine Devam Ediyor

Sakıp Sabancı Müzesi Öğrenme Programları, kasım ayında farklı yaş gruplarından çocuklara yönelik atölyelerinde, katılımcıların öğrenme sürecini yaratıcı ve eğlenceli deneyimlerle destekliyor. SSM, ara tatil ve hafta sonlarını sanatla değerlendirmek isteyen çocuklar için hazırladığı Müzede An’da projesinde, Resim Koleksiyonu, Arkeolojik Eserler Koleksiyonu, Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’ndan yola çıkan özel programıyla çocuklara ve ebeveynlerine yönelik Türkçe ve İngilizce atölyeler gerçekleştiriyor.

Cumhuriyetimizin 100. yılı vesilesiyle 28 Ekim Cumartesi ve 29 Ekim Pazar günü Sakıp Sabancı Müzesi ve müzede devam eden Modernizmin İzinde Türk Resmi sergisi ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

Cumhuriyet’in yetiştirdiği sanatçı kuşağını ve Cumhuriyet’in özgür ortamında yaratılan eserlerin de yer aldığı Modernizm İzinde Türk Resmi sergisi, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan modernleşme sürecini krononolojik bir düzende sunuyor.&nbsp;

Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun!

Sakıp Sabancı Müzesi, Cumhuriyet’in 100. yılında sanatseverleri ücretsiz ağırlayacak


Tam bir yıldır SSM’nin bahçesinde büyüyüp renklenen, mevsimlerle birlikte geçirdiği dönüşümü takip ettiğimiz Agnes Denes’in Yaşayan Piramit isimli mekâna özgü eseri, 30 Ekim Pazartesi gününe kadar ziyaret edilebilir. 

Yaşayan Piramit, sanatçının felsefesi doğrultusunda bundan böyle yaşam döngüsüne SSM ziyaretçilerinin evlerinde, ofislerinde veya bahçelerinde devam edecek. 28 Ekim Cumartesi günü SSM’i ziyaret edecek sanatseverler, yanlarında getirecekleri taşıma kabıyla piramidin üzerindeki bitkilerden alabilecek.

&nbsp;İlk olarak 2015 yılında New York’taki Socrates Heykel Parkı’nda ve ardından 2017’de&nbsp;documenta 14&nbsp;kapsamında Kassel’deki Nordstadtpark’ta inşa edilen, mekâna özgü eser&nbsp;Yaşayan Piramit&nbsp;doğal yaşam döngüsüne sahip bir heykel olarak da değerlendiriliyor. Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda ve Çimsa’nın iletişim sponsorluğunda 13 Eylül 2022’den beri SSM’nin bahçesinde yer alan eser,&nbsp;İstanbul’un kent florası içinden seçilen ve farklı cephelerindeki güneş ve gölge koşullarına göre yerleştirilen, yaklaşık altı yüz türde iki bin adet bitki ve çiçeklerden oluşuyor.&nbsp;

Yaşayan Piramit, 30 Ekim'e kadar SSM Bahçesinde

Yaşayan Piramit’i oluşturan bitki ve çiçekler, yaşam döngülerine farklı mekanlarda devam edecek. 



SSM’nin bahçesinde sergilenen yirmi iki adet taş eserden oluşan Sakıp Sabancı Müzesi Arkeolojik Eserler Koleksiyonu, 16 Eylül Cumartesi günü gerçekleştirilecek Geçmiş Zaman Sahnesi atölyesinin ilham kaynağı olacak. 3-5 yaş grubundaki çocukların bir yetişkin eşliğinde katılacağı atölyede, çocuklar önce müzenin bahçesinde bulunan sütunlar ve başlıkları keşfedecek, ardından geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarak sütunların çevrelediği birer sahne tasarlayacaklar.

Agnes Denes’in Yaşayan Piramit eserinin inceleneceği Bahçede Ne Saklı? atölyesi 30 Eylül Cumartesi günü düzenlenecek.&nbsp; Müze bahçesinden toplanacak malzemelerle portreler oluşturacak çocuklar, portre ve otoportre kavramlarını inceleyecek. Atölyeye 3-5 yaş grubundaki çocuklar bir yetişkin eşliğinde katılabilecek. &nbsp;

SSM’nin 18-36 aylık bebeklere yönelik Pusetli Aileler programı&nbsp;eylül ayında üç farklı etkinlikle devam edecek.

Müzede Renk Avı (16 Eylül Cumartesi) başlıklı atölyede Kolombiyalı ressam Fernando Botero’nun hacimli ve rengârenk dünyası incelenecek, ardından sanatçının tablolarındaki kıyafetlerin eşleştirmesi yapılacak. Müzede Doku Avı (22 Eylül Cuma) atölyesinde ise Fransız ressam Edgar Degas’nın dans temalı eserleri ile farklı dokular keşfedilecek, tüller ve kumaşlar resimlerin zeminini oluşturacak. Eylül ayı Pusetli Aileler programının son atölyesi ise 30 Eylül Cumartesi günü düzenlenecek. Henri Matisse’in sanat pratiğinden hareketle hazırlanan Müzede Şekil Avı isimli atölyede çocuklar, duyu kutularındaki şekilleri keşfedecek, farklı şekilleri birleştirerek kendi salyangoz figürlerini oluşturacak ve Matisse’in bahçelerinin renklendirmesini çalışacak. 

Atölyeler hakkında detaylı bilgiye&nbsp;<a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/ogrenme/334">Sakıp Sabancı Müzesi web sayfasından</a> ulaşılabilir.

2023-2024 eğitim ve öğretim yılıyla birlikte okul gruplarına yönelik ücretsiz rehberli turlar, eylül ayından itibaren her çarşamba ve perşembe günleri SSM’de gerçekleşecektir.

SSM Çocuk Atölyeleri Eylül Ayında Devam Ediyor

Sakıp Sabancı Müzesi’nin farklı yaş gruplarından çocuklara yönelik, yaratıcı düşünmeyi teşvik eden, sosyal ve duyusal becerilerini geliştiren atölyeleri eylül ayında tüm hızıyla devam ediyor. 

4-9 Eylül tarihleri arasında SSM Atlı Köşk’te ve OMAR Mirgün Köşk’te gerçekleştirilecek programa 9-12 yaş arasındaki çocuklar ücretsiz olarak katılabilecek. İ.Ü OMAR’ın çalışma alanları arasında yer alan Osmanlı dönemi müziği, müzik enstrümanları ve çocuk şarkıları üzerine atölye çalışmalarına paralel bir çizgide hazırlanan program; kültürel miras, tarih, sanat ve zanaat tarihi, mimari tarih, sanatın kurumsallaşması ve müzecilik alanlarını da kapsayan geniş bir çerçevede işlenecek. 

Program boyunca çocuklar, eğitmenler tarafından seçilen Osmanlı dönemi çocuk şarkılarını notaları ile öğrenecek; eski sazları, bestecileri tanıyacak ve bir yandan da SSM Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’nun inceliklerini kavrayarak kendi el yazması nota kitaplarını hazırlayacaklar. 

Programa başvuru 31 Ağustos’a kadar <a href="https://sakipsabancimuzesi.org/muzikprogrami">SSM’nin web sayfasından</a> yapılabilecek. Programa katılmaya hak kazanan çocukların listesi ise&nbsp; 2 Eylül 2023 tarihinde OMAR’ın web sitesinde duyurulacak.&nbsp; 

&nbsp;

Çocuklar için Müzik Kültürü ve Güzel Sanatlar Programı

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), İstanbul Üniversitesi Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi (OMAR) işbirliğiyle çocuklar için Müzik Kültürü ve Güzel Sanatlar programına başlıyor.

Sakıp Sabancı Müzesi’nin Sabancı Vakfı desteğiyle gerçekleştirdiği MÜZEDE SAHNE, sezonun başarılı oyunları ve oyuncularını buluşturan bir programla başladı. Sanat yönetmenliğini akışkan bir kimlikle performans alanında üretim ve araştırmalarını sürdüren Ayşe Draz’ın üstlendiği MÜZEDE SAHNE’nin, çoğulluğu kutlayan, zengin ve çok sesli programı; bir arada durmanın, birbirine kulak vermenin, birbirini fark etmenin sonsuz biçimine bakıyor.

20 Ağustos Pazar gününe kadar devam edecek MÜZEDE SAHNE’nin açılışı eğitmen ve yazar Nazlı Çevik Azazi’nin Agnes Denes’in&nbsp;Yaşayan Piramit’i üzerine kurguladığı, Faysal Macit ve Serdar Avcıoğlu’nun müzikleriyle eşlik ettiği Yaşayan Anlatılar&nbsp;dinletisiyle gerçekleşti. Ardından Tiyatro Hemhal’in geçtiğimiz sezonda çok ses getiren oyunu&nbsp;N’Olcak Bu Yusuf Umut’un Hali&nbsp;sahnelendi.

Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer “2016 yılında Kuzgun Acar’ın ‘Kuşlar Soyut Kompozisyon’ isimli eserinin sergilenmesine paralel olarak gerçekleştirilen, tek bir oyunla başlayan MÜZEDE SAHNE zaman içinde gelişti; konuşmalar, paneller, okumaların olduğu kapsamlı bir gösteri haftasına dönüştü. İlk yıldan bu yana MÜZEDE SAHNE’nin programı günümüzün sorun ve kavramları etrafında şekillendirildi. Bu yıl programın sanat yönetmenliğini teslim ettiğimiz Ayşe Draz’la birlikte genç, kadın, erkek, herkese dokunan, herkesin kendinden bir parça bulacağı, çok başarılı oyunlardan bir şeçki hazırladık. Başlığımıza da “hep yan yana” dedik. Pazar gününe kadar devam edecek MÜZEDE SAHNE’DE farklı kültür, sınıf ve yaş gruplarından hikâyeler içeren seçkide bir imparatorun hayatına, İstanbul’da yaşayan genç bir adamın hikâyesine, işçi bir kadının mücadelesine ve bir çocuğun hayal ve özlemlerine tanık olacağız.&nbsp; Ortak insanlık hallerine bakıp, birbirimize kulak vermenin, kısacası hep yan yana durmanın kıymetinin altını çizeceğiz. Tüm sanatseverleri bahçemizin ve Boğaz’a nazır Fıstıklı Teras’ın büyüleyici atmosferinde bu deneyimi yaşamaya davet ediyoruz” dedi.

&nbsp;Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, “Sabancı Vakfı olarak, elli yıla yaklaşan geçmişimizde, toplumsal gelişmeye katkıda bulunma hedefiyle, iyi örneklerin görünür kılınması ve sayılarının çoğalması için çalışıyoruz. Toplumsal gelişme için kritik bir role sahip olan kültür sanat projelerine çok uzun yıllardır desteğimizi de sürdürüyoruz. Bu projelerden biri de MÜZEDE SAHNE… Sakıp Sabancı Müzesi’nin çok yönlülüğünün bir yansıması olarak, hayata geçtiği yıldan bu yana desteklediğimiz MÜZEDE SAHNE, her yıl bize önemli mesajlar veriyor. Bu yıl da bir arada durmak, birbirine kulak vermek ve farklılıkları kabul etmek gibi çok kıymetli olan; ancak üzerinde tam olarak duramadığımız konulara odaklandığını görüyoruz. Bu vesileyle, sahne sanatlarının güzel bir örneğini yedi yıldır sanatseverlerle buluşturdukları için başta Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer olmak üzere tüm Sakıp Sabancı Müzesi ekibine ve bu yılki programın sanat yönetmeni Ayşe Draz’a teşekkür ederiz” dedi.

MÜZEDE SAHNE’nin Yönetmeni Ayşe Draz “Bu sene sanat direktörlüğünü üstlendiğim MÜZEDE SAHNE programını, müze ekibiyle beraber hep yan yana durarak oluşturduk. Merkeze, MÜZEDE SAHNE’nin vazgeçilmezi Fıstıklı Teras’ta kurulan ana sahneyi alsak da farklı etkinliklerle, çoğu açık havada olan başka müze alanlarını da değerlendirmeyi unutmadık. MÜZEDE SAHNE kapsamında farklı yaş gruplarından seyircileri günün farklı saatlerinde müzede yan yana bulunmaya, birlikte oyunlar izleyip anlatılara kulak vermeye, atölyelere katılmaya ve kendi yaratıcılıklarını keşfetmeye bekliyoruz. Ortaklaştığımız insanlık hallerini gözler önüne serip, “yan yana” durabilmemizi kolaylaştıran hikâyeleri paylaşarak dertlerimizin hafiflemesini, sevinçlerimizin ise çoğalmasını umuyoruz” dedi. 

MÜZEDE SAHNE’de &nbsp;18 Ağustos Cuma ses tasarımcısı ve araştırmacı Dr. Oğuz Öner’in Atlı Köşk’ün ses manzarasına kulak vermek, katılımcıların bu manzara eşliğinde kendi ritimlerini ve seslerini “dokumak” üzere mekâna özgü̈ bir ses deneyimi olarak kurguladığı&nbsp;Atlı Köşk’ün Ses Deneyimi atölyesini gerçekleştirilecek. Akşam ise 2022 Afife Tiyatro Ödülleri’nde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu seçilen Pınar Güntürkün’ün başrolünde olduğu Kadıköy Emek Tiyatrosu’nun&nbsp;Herkes Kocama Benziyor oyunu izleyicisinin karşısında olacak. 

19 Ağustos Cumartesi gündüz programında çocukların sanat ve kültür haklarından yola çıkan bir sosyal girişim olan Atta’nın sahneleyeceği&nbsp;Bully Bully&nbsp;ile Tiyatro BeReZe’nin tek bir durumun içinde saklı sonsuz olasılığa ve mizaha işaret eden çağdaş oyunlardan uyarladıkları&nbsp;Olsa Olmalı Olabilir&nbsp;başlıklı oyunu yer alırken; akşam programında usta oyuncu Genco Erkal’ın başrolde olduğu, Dostlar Tiyatrosu tarafından sahneye konan&nbsp;İmparator oyunu yer alacak.

MÜZEDE SAHNE’nin son gününde ise Atta’nın 6-18 aylık bebekler için kurguladığı Çık Dışarı performansı, Melih Kıraç’ın beş performansçı ile Atlı Köşk için özel olarak uyarladığı günbatımı melodrama gösterilerinden sonra, genç ve başarılı oyuncu Bora Akkaş’ın başrolünü üstlendiği, Talimhane Tiyatrosu Yapımı&nbsp;olan Harika Şeyler Listesi, kapanış oyunu olacak.

“Hep Yan Yana” sloganıyla izleyiciyle buluşan MÜZEDE SAHNE için biletler,&nbsp;<a href="https://mobilet.com/tr/parent-event-detail/135/">Mobilet</a> üzerinden temin edilebiliyor. 

&nbsp;

Sakıp Sabancı Müzesi’nin Gösteri Sanatları Günleri MÜZEDE SAHNE yedinci kez perdelerini açtı. 


Sakıp Sabancı Müzesi’nin Sabancı Vakfı desteğiyle gerçekleştirdiği MÜZEDE SAHNE etkinliği,&nbsp;17-20 Ağustos 2023 tarihleri arasında yedinci kez gerçekleştirilecek. 

Sanat yönetmenliğini akışkan bir kimlikle performans alanında üretim ve araştırmalarını sürdüren Ayşe Draz’ın üstlendiği MÜZEDE SAHNE, sezonun başarılı oyunları ve oyuncularını buluşturan, çoğulluğu kutlayan, zengin ve çok sesli bir programla izleyicisinin karşısına çıkacak. Paylaşarak hafifletmeye, çoğaltmaya ve ortaklaştığımız insanlık hallerini anlamaya odaklanan MÜZEDE SAHNE’nin programı, bir arada durmanın, birbirine kulak vermenin, birbirini fark etmenin sonsuz biçimine bakacak. 

Usta oyuncu Genco Erkal’ın başrolde olduğu, Dostlar Tiyatrosu tarafından sahneye konan İmparator, genç ve başarılı oyuncu Bora Akkaş’ın başrolünü̈ üstlendiği Talimhane Tiyatrosu

Yapımı Harika Şeyler Listesi, 2022 Afife Tiyatro Ödülleri’nde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu seçilen Pınar Güntürkün’ün başrolünde olduğu Kadıköy Emek Tiyatrosu’nun Herkes Kocama Benziyor ve Hakan Emre Ünal’ın başrolüyle Tiyatro Hemhal’in çok ses getiren oyunu N’Olcak Bu Yusuf Umut’un Hali oyunları İstanbul’un en güzel manzaralı sahnelerinden Fıstıklı Teras’ta sahnelenecek.

MÜZEDE SAHNE’nin programına izleyicileri katılımcı kılan, zengin ve paylaşımcı bir düşünceyle tasarlanmış ses atölyesi, çocuk oyunları, masal dinletisi ve dans performansları eşlik edecek. Çocukların sanat ve kültür haklarından yola çıkan bir sosyal girişim olan Atta’nın sahneleyeceği Bully Bully ve Çık Dışarı oyunları, MÜZEDE SAHNE programında yer alan bebek ve çocuk oyunları olacak. Tiyatro BeReZe’nin tek bir durumun içinde saklı sonsuz olasılığa ve mizaha işaret eden çağdaş oyunlardan uyarladıkları Olsa Olmalı Olabilir başlıklı oyunu, Yapı Kredi Kültür Sanat’ın “İstanbul’un Ulysses’i” projesi kapsamında üretilen ve akademisyen Melih Kıraç’ın yönettiği günbatımı melodrama adlı dans performansının mekânsal uyarlaması,&nbsp; hikâye anlatıcısı, eğitmen ve yazar Nazlı Çevik Azazi’nin Agnes Denes’in Yaşayan Piramit’i üzerine kurguladığı, Faysal Macit ve Serdar Avcıoğlu’nun müzikleriyle eşlik edeceği Yaşayan Anlatılar dinletisi de MÜZEDE SAHNE programı içinde yer alacak. Ses tasarımcısı ve araştırmacı Dr. Oğuz Öner’in Atlı Köşk’ün ses manzarasına kulak vermek, katılımcıların bu manzara eşliğinde kendi ritimlerini ve seslerini “dokumak” üzere mekâna özgü̈ bir ses deneyimi olarak kurguladığı Atlı Köşk’ün Ses Deneyimi atölyesinde ise ses meditasyonu, ses yürüyüşü ve ses haritalama egzersizleri uygulanacak.

“Hep Yan Yana” sloganıyla izleyiciyle buluşacak MÜZEDE SAHNE için biletler, <a href="https://mobilet.com/tr/parent-event-detail/135/">Mobilet</a> üzerinden temin edilebilecek.

&nbsp;

MÜZEDE SAHNE 17-20 Ağustos Tarihleri Arasında Sakıp Sabancı Müzesi’nde

Sakıp Sabancı Müzesi’nin Gösteri Sanatları Günleri Müzede Sahne  “Hep Yan Yana” sloganıyla izleyiciyle buluşacak.


SSM’nin Cihangir Yoga iş birliğiyle düzenlediği ve bu yıl 10. yılını kutlayan Müzede Yoga’da dünyaca ünlü yoga uzmanı Chris Chavez’i, SSM’nin eşsiz Boğaz manzaralı terasında yogaseverlerle buluşturacak. Zihnen ve ruhen bedeni daha güçlü ve esnek kılan uygulamalarıyla tanınan ve aynı zamanda Cihangir Yoga’nın ortaklarından olan “Chris Chavez ile Müzede Yoga”, her seviyeden katılımcıya açık ve ücretsiz olarak gerçekleştirilecek.

SSM’in klasikleşen yaz etkinlikleri arasında yerini alan ve başladığı yıldan itibaren her sene artan ilgi ve katılımla devam eden Müzede Yoga’nın ücretsiz dersleri eylül sonuna kadar her çarşamba 07.00 – 08.00 saatleri arasında devam edecek.

Chris Chavez ile Müzede Yoga etkinliğine katılım için <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/etkinlik/331">Sakıp Sabancı Müzesi</a>’nin web sitesi üzerinden &nbsp;kayıt yaptırabilirsiniz.

Chris Chavez ile Müzede Yoga 3 Ağustos Perşembe SSM'de

Sakıp Sabancı Müzesi’nin “Müzede Yoga” etkinliği kapsamında yılda bir kez düzenlenen Chris Chavez’le yoga dersi, 3 Ağustos Perşembe günü saat 18.30’da gerçekleştirilecek.

Sanat terapisi prensipleriyle, SSM için tasarlanmış bir rehberli ses deneyimi olan Müzede An’da, müzelerin potansiyel iyileştirici mekânlar olduğunu göz önünde bulundurarak, ziyaretçilerini sanat eserlerine odaklanmaya ve eserlerle dönüştürücü ilişkiler kurmaya davet ediyor. 

Modernizmin İzinde Türk Resmi sergisinden seçilen sekiz eserle birlikte müze bahçesinde yer alan Anish Kapoor ve Seyhun Topuz’un heykelleriyle hazırlanan Müzede An’da programının içeriğini ziyaretçiler akıllı telefon veya tabletleriyle hem müzede hem de diledikleri yerde SSM’nin web sitesi üzerinden çevrimiçi olarak deneyimleyebiliyor. Dışavurumcu Sanat Terapi Uygulayıcısı Seren Pehlivanoğlu İlkdoğan işbirliğiyle tasarlanan programda, ziyaretçiler kendi kulaklıklarını kullanarak QR kodla işaretlenen eserlerle daha derin bağlar kurup, bedenlerinde uyanan duygu ve düşünceleri fark edebiliyor. Dileyenler ise <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sayfa/muzede-anda">www.sakipsabancimuzesi.org</a>&nbsp; adresinden istedikleri yer ve zamanda, yönergeleri takip ederek Müzede An’da deneyimini yaşayabiliyor. 

Müzede An’da kapsamında sanatseverler Seren Pehlivanoğlu İlkdoğan eşliğinde farklı bakış açılarını keşfetme imkânına da sahip olacak. Her bireyin kişisel deneyiminin eşsiz olduğu göz önünde bulundurularak tasarlanan Galeri Buluşması’nın ilki &nbsp;12 Temmuz Çarşamba günü,&nbsp; 10.00-11.45 saatleri arasında gerçekleştirilecek.&nbsp; Beş duyuyu birden harekete geçiren yönergelerle benzersiz bir farkındalık yolculuğu sunan Müzede An’da Galeri Buluşması’na katılım için biletler Mobilet üzerinden temin edilebilir. 

&nbsp;

&nbsp;

Sakıp Sabancı Müzesi'nde Farklı Bir Deneyim: Müzede An'da

SSM, sanata yavaş bakma ve farkındalık ilkelerinden ilhamla “Müzede An’da” programını hayata geçirdi.

Sakıp Sabancı Müzesi’nin Cihangir Yoga iş birliğiyle gerçekleştirdiği MÜZEDE YOGA, 10 Haziran Cumartesi günü tüm gün sürecek özel programıyla 10. yılını kutluyor.

SSM’in klasikleşen yaz etkinlikleri arasında yerini alan ve düzenlenmeye başladığı yıldan itibaren her sene artan ilgi ve katılımla devam eden MÜZEDE YOGA, Cihangir Yoga eğitmenleri eşliğinde her seviyeden katılımcıya açık ve ücretsiz olarak düzenleniyor.

10 Haziran Cumartesi günü gerçekleştirilecek MÜZEDE YOGA’nın 10. yıl özel programı sabahın erken saatlerinde SSM’nin eşsiz Boğaz manzarasına sahip Fıstıklı Teras’ta başlayacak ve the Seed’te devam edecek. Program, farklı saatlerde düzenlenecek Kalp Atışı, Ebeveyn&amp;Çocuk Yogası, Restoratif – Nefes – Meditasyon dersleriyle tüm yogaseverleri kucaklayacak. 

Yogaseverlere bambaşka bir deneyim yaşatan MÜZEDE YOGA, 14 Haziran Çarşamba gününden itibaren eylül sonuna kadar her Çarşamba 07.00 – 08.00 saatleri arasında yogaseverlerle buluşmaya devam edecek.

Katılımcılar Müzede Yoga derslerine <a href="https://sakipsabancimuzesi.org/shop/urun/egitim-ve-etkinlik/etkinlikler/muzede-yoga-10-yil-etkinligi/">Sakıp Sabancı Müzesi’nin web sayfasından</a> ücretsiz kayıt yaptırabilecek.

MÜZEDE YOGA 10. Yıl Özel Programı

10 Haziran, Cumartesi

08.00 – 09.00&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; CY Her Seviye

13.00 – 14.00&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; CY Kalp Atışı

15.00 – 16.00&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; CY Ebeveyn &amp; Çocuk Yogası

18.00 – 19.00&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; CY Restoratif – Nefes - Meditasyon

Müzede Yoga 10 Haziran'da 10. Yılını Kutluyor

Sakıp Sabancı Müzesi,  10. yılını kutlayan MÜZEDE YOGA etkinliğine tüm yogaseverleri  davet ediyor.


Sakıp Sabancı Müzesi digitalSSM Arşiv ve Araştırma Alanı’nın yürütücülüğünde gerçekleştirilen “VARYANT. Yeni Medya Sanatının Belgelenmesi” araştırma projesi, Prof. Siegfried Zielinski’nin (European Graduate School) konuşmasına ev sahipliği yapıyor. 

31 Mayıs Çarşamba günü Türkiye saati ile 15.30'da, Osman Serhat Karaman’ın moderatörlüğünde çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek konferansta, Prof. Siegfried Zielinski, sanat ve medya ilişkisinin arkeolojisine ve bu alanda başlattığı Variantology projesine odaklanacak. Konuşmada sanat, bilim ve teknoloji arasındaki dinamik ilişkiler ağı ele alınırken, sonsuz (yeniden) üretilebilirlik çağında bir sanat eserinin özgünlüğü tartışılacak.

<a>31 Mayıs, Çarşamba, 15.30</a>’da çevrimiçi olarak, İngilizce gerçekleştirilecek konferansı <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/etkinlik/300">Sakıp Sabancı Müzesi’nin web sitesi</a> üzerinden kayıt yaptıran herkes ücretsiz olarak izleyebilecek. 

Proje kapsamında gerçekleştirilen geçmiş konferans kayıtlarına SSM’nin Varyant. Yeni Medya Sanatının Korunması proje <a href="https://sakipsabancimuzesi.org/koleksiyonlar-ve-arastirmalar/arsiv-ve-arastirma-alani/19838">sayfasından</a> ulaşabilirsiniz. 

&nbsp;

Prof. Siegfried Zielinski hakkında

Siegfried Zielinski, European Graduate School’da (Saas-Fee, CH) Medya Arkeolojisi ve Tekno-Kültür dalında Michel Foucault Profesörü, Budapeşte Sanat Üniversitesi’nde fahri doktor ve profesördür. Zielinski, Berlin Sanat Üniversitesi’nde medya teorisi kürsüsünün başkanlığını yapmış, 2016’ya kadar Vilém Flusser Arşivi’nin direktörlüğünü üstlenmiştir. Köln Medya Sanatları Akademisi’nin kurucu rektörü (1994-2000) ve Karlsruhe Sanat ve Tasarım Üniversitesi rektörü (2016-2018) olarak görev almıştır. Sanat ve medya arasındaki ilişkilerin arkeolojisi ve varyantolojisine odaklanan birçok kitap ve makale yayımlamıştır. Zielinski, Berlin Sanat Akademisi ve Kuzey Ren-Vestfalya Bilim ve Sanat Akademisi üyesidir. ZKM Karlsruhe’de Peter Weibel ile işbirliğinde küratörlüğünü yürüttüğü büyük ölçekli sergilerden bazıları: “Vilém Flusser and the Arts” (2015), “Allah’s Automata” (2015), “Dia_Logos - Ramon Llull and the Combinatorial Arts” (2018), “Art in Motion - 100 Masterpieces with and through Media” (2018).

Varyantoloji ve Zamanda Seyahat 

Prof. Siegfried Zielinski 31 Mayıs'ta "Varyant. Yeni Medya Sanatının Belgelenmesi" konferans programına konuk oluyor. 



1967 yılından bu yana aralıksız olarak düzenlenen ve bugün uluslararası bir niteliğe sahip DYO Resim Ödülleri, 56 yıllık süreçte aralarında Adnan Çoker, Mustafa Pilevneli, Vedat Mavitan, Zahit Büyükişleyen, Devrim Erbil, Mustafa Ayaz gibi Türk resim sanatının pek çok ustasına da ev sahipliği yaptı. Özellikle genç sanatçı kuşağının ilgi gösterdiği sanat etkinliği olma özelliğini taşıyan DYO Resim Ödülleri; bugün, resim sanatına değerli isimler kazandırmanın yanı sıra, resim sanatındaki ulusal ve uluslararası güncel gelişmelerin, yeni eğilimlerin ve araştırmaların da değerlendirildiği bir platform haline geldi.

&nbsp;Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nde Sabancı Vakfı’nın ev sahipliğinde kapılarını açan sergi;&nbsp;“Doğa ve İnsan” temasıyla düzenlenen 39 DYO Resim Ödülleri’nin ödüllü ve sergilenmeye değer bulunan eserlerinden oluşuyor. &nbsp;Aralarında İran, Azerbaycan, Almanya, Şili ve Bulgaristan’dan 704 sanatçının 1.066 eserle başvurduğu yarışmanın jürisi, sanatçı Habip Aydoğdu, Prof. Hayri Esmer, Doç. Dr. Devabil Kara, Prof. Cebrail Ötgün, Prof. Dr. Ferhat Özgür, Prof. Mümtaz Sağlam ve gazeteci İhsan Yılmaz’dan oluştu. Seçici kurul 6 eseri ödüle layık görürken, 79 eser de sergilenmeye değer bulundu.&nbsp;

Seçici kurul, pentür dalında Atila Ulusal’ın “Beni Buradan Almayın”, Furkan Armutçu’nun “Buğday Tarlası”, İrfan Dönmez’in “Ben’e Dair İmgeler” ve Murat Özbakır’ın “Yeryüzü-Kent-Yapı” isimli eserlerini ödüle layık görürken Kübra Gürleşen’in “Tuz Gölü” ve Şerife Şen Akkaş’ın “Yok Oluş” adlı eserleri de özgün baskı dalında ödüllendirildi. 79 eser ise sergilenmeye değer bulundu.

39. DYO Resim Ödülleri Mardin Sergisi için 23 Mayıs Salı günü gerçekleştirilen açılış töreninde konuşma yapan&nbsp;Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı İdare Heyeti Başkanı&nbsp;Feyhan Yaşar&nbsp;“Yaşar Topluluğu için sanat, çok önemli ve vazgeçilmez. Bugün, renklerin konuştuğu sergimizle Mardin’de; sanatın çeşitliliği gibi kültürel çeşitliliğe sahip, farklı kültürlerin birlikte yaşadığı bu güzel şehirde olduğumuz için çok mutluyuz. Sergimizi bu özel mekanda ziyaret edecek olan sanatseverler, sadece 39.DYO Resim Ödülleri eserlerini değil, Yaşar Ailesi ve Yaşar Topluluğu’nun sanata bakışını, DYO markamızın sanata olan 56 yıllık kesintisiz desteğini, Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı’nın DYO Resim Ödülleri yarışmasına kazandırdığı profesyonelliği ve ülkemiz resim sanatına katılan değeri de görme ve anlama imkanı bulacaklar.&nbsp;Birçok genç sanatçıya yer veren ve usta sanatçıların hem seçici kurullarda hem de yarışmacı olarak yer aldığı DYO Resim Ödülleri geleneğini sürdürmekte kararlıyız.

1967 yılında dedemiz Durmuş Yaşar ve babamız Selçuk Yaşar’ın hayaliyle başlayan DYO Resim Ödülleri yarışması, hiç ara verilmeden 56 yıldır devam ediyor. Cumhuriyet’in yüzüncü yılında, yarışmamızın 40’ıncısını düzenleyecek, Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı’nın ellinci yaşını kutlayacak ve Yaşar Müzesi’ni ülkemizin kültür-sanat yaşamına kazandıracağız” dedi.

Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer&nbsp;ise&nbsp;“Öncelikle 1967 yılından bu yana devam eden, resim alanında çok sayıda genç sanatçının tanınmasını sağlayan DYO Resim Ödülleri Sergisi’ni Mardin’de ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. DYO Resim Ödülleri ciddi bir geleneği yansıtmaktadır. Her defasında sanat dünyamızın seçkin isimleri ve önemli sanatçılar bu yarışmanın seçici kurulunda olmayı kabul etmiş, titiz bir değerlendirme yaparak pek çok gelecek vadeden sanatçının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Mansiyon alan genç sanatçıların ilerleyen yıllarda yarışmalara tekrar katılıp derece kazandığı, hatta daha sonra seçici kurula katıldığı görülmektedir. Genç sanatçılar, daha sonra karşımıza öğretim üyesi ve tanınan ressamlar olarak çıkacaklardır. Pek çok projenin ne yazık ki yarı yolda kaldığı günümüzde, DYO Resim Ödülleri gibi bir yarışmanın 1967’den beri sürüyor olmasının arkasında kuşkusuz çok büyük bir vizyon vardır. Bu serginin ülkemizin farklı şehirlerinde gösterilmesi de bu vizyonun bir parçasıdır. Serginin bir ayağının Sabancı Vakfı’nın müze camiasına kazandırdığı Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nde gerçekleşmesinden büyük mutluluk duymaktayız” dedi.

&nbsp;Sabancı Vakfı Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi Müdürü Fırat Şahin,&nbsp;“En başta Yaşar Holding ve Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı’na teşekkür ediyoruz. Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, genç bir müze olmakla birlikte şimdiye kadar pek çok yerli ve uluslararası sanatçıya ev sahipliği yapmıştır. Şimdi de, henüz büyük bir sergiye katılma fırsatı bulamayan genç sanatçılara cesaret verecek bu sergiyi ağırlamaktan gurur duyuyoruz” dedi.

&nbsp;39. DYO Resim Ödülleri sergisi Salı’dan Pazar’a 09.00 – 17.00 arasında Sakıp Sabancı Kent Müzesi’nde ziyaret edilebilecek. Sergi 30 Eylül 2023 tarihine kadar açık kalacak.

&nbsp;1967’den bu yana DYO Resim Ödülleri...

1967’de İzmir’de başlayan ve sadece Ege Bölgesi sanatçıları için düzenlenen DYO Resim Ödülleri, 1973’ten bu yana Türkiye çapında düzenlenirken 1999’a gelindiğinde uluslararası bir nitelik kazandı.&nbsp;

&nbsp;1993 yılından bu yana Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen DYO Resim Ödülleri yarışması, Türk resim sanatında isim yapmış pek çok değerli sanatçının eserlerine ev sahipliği yaptı ve gerek katılımcıları gerekse başvuran eserlerin niteliğiyle her geçen gün önemini artırdı. 

Yarışma bugün, resim sanatına değerli isimler katmanın yanı sıra resim sanatındaki ulusal ve uluslararası güncel gelişmelerin, yeni eğilimlerin ve araştırmaların da değerlendirildiği bir platform olarak yoluna devam ediyor.

&nbsp;

39. DYO Resim Ödülleri Sergisi Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi'nde Açıldı

Mardin’de Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine Sabancı Vakfı tarafından restore edilerek müze ve sanat galerisine dönüştürülen Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, 56 yıllık bir geleneğe sahip olan “DYO Resim Ödülleri” sergisine ev sahipliği yapıyor.

Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan modernleşme sürecinin kronolojik olarak ele alınacağı konferans serisi, 25 Mayıs Perşembe günü Prof. Dr. Zeynep İnankur’un “Çok Yönlü Bir Kimlik: Müzeci, Arkeolog, Eğitimci ve Ressam Osman Hamdi Bey” başlıklı konuşmasıyla başlayacak. Konferansta Osman Hamdi Bey’in yaşam öyküsünün yanı sıra, Batı sanat piyasası için ürettiği resimler, konuları ve teknikleri ele alınacak.

Dr. Özlem İnay Erten’in, “Hüseyin Zekâî Paşa’nın Resimleri, Koleksiyonculuğu, Fotoğrafları ve Sanat Yazarlığı Üzerine” başlıklı konferansı 30 Mayıs Salı günü gerçekleşecek. Konuşmada Türkiye’de Batılı anlamda tuval resminin gelişiminde önemli bir yeri olan Asker Ressamlar kuşağının güçlü temsilcilerinden olan, özellikle natürmort ve peyzaj türündeki çalışmalarıyla tanınan Hüseyin Zekâî Paşa’nın resimlerininyanı sıra; arşiv, belgeleme, fotoğrafçılık, müzecilik, koleksiyonculuk, resim öğretmenliği ve sanat yazarlığı gibi farklı alanlardaki çalışmaları gündeme getirilecek.

“SSM’de Türk Resmi Konuşmaları” serisi, 1 Haziran Perşembe günü Dr. Öğretim Üyesi Ali Kayaalp’i ağırlayacak. &nbsp;“Osmanlı Ressamlığının Şafağı: Asker Ressamlar” başlıklı konferansta önemli ölçüde militarizmin gerektirdiği koşullarda gelişen Osmanlı modernleşmesi, pratik nedenlerle askeri okullarda verilmeye başlanan tasvir dersleri ve bir süre sonra resme sanatsal bir form olarak ilgi duymaya başlayan bir ressamlar neslinin ortaya çıkması, 19. yüzyılın Osmanlı asker ressamlarının, kendilerinden sonraki sanatçı kuşağının özellikle de Çallı Kuşağı ressamlarının yolunu nasıl açtığınaodaklanılacak.

Dr. Ayşenur İlkan’ın “Bohem Ressam, Efsane Hoca, Sıra Dışı Kişilik: Çallı İbrahim” başlıklı konuşması 6 Haziran Salı günü çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek. Konuşmada yaşadığı dönemde ülkenin en tanınan ressamlarından olan, Güzel Sanatlar Akademisi tarihine ressam ve eğitmen olarak damgasını vurmuş, bohem kişiliğiyle kendi kuşağı içinde ön plana çıkmış İbrahim Çallı’nın hayatı, yetişme koşulları, yapıtları, hocalığı ve mensup olduğu kuşak içindeki yeri ayrıntılarıyla incelenecek.

“SSM’de Türk Resmi Konuşmaları” 13 Haziran Salı günü Dr. Bahadır Sürelli’nin “Süleyman Seyyid ve&nbsp;Fenn-i Menâzır”&nbsp;başlıklı konuşmasıyla tamamlanacak. &nbsp;Konuşmada kırk yıldan fazla bir zaman çoğu Harp Okulu’nda olmak üzere öğrencilere dersler veren ve çoğunlukla natürmort eserleriyle tanıdığımız Osmanlı ressamı Süleyman Seyyid’in perspektif üzerine kaleme aldığı çalışması Fenn-i Menâzir ele alınacak.

Türk Resmi Konuşmaları Başlıyor

Sakıp Sabancı Müzesi’nin Modernizmin İzinde Türk Resmi sergisi kapsamında düzenlenen “SSM’de Türk Resmi Konuşmaları” başlıklı konferans serisi başlıyor. 25 Mayıs - 13 Haziran arasında saat 16:00’da ücretsiz olarak gerçekleştirilecek konferanslar, Türkiye sanat tarihinin farklı dönemlerinde kuşaklar arası etkileşimlere ve değişim anlarına odaklanacak.

Bir Surat, Bin Hikâye atölyesinde çocuklar Sakıp Sabancı Müzesi Resim Koleksiyonu’nda yer alan portre ve otoportre eserlerini inceleyecek ve Nazmi Ziya Güran, Osman Hamdi Bey, İbrahim Çallı, Feyhaman

Duran gibi Türk resim sanatının önde gelen isimlerinin çalışmalarını müze turu ile yakından tanıyacak. Ardından, renkleri ve şekilleri kullanarak atölyede onlara eşlik eden ebeveynlerinin portresini yapacak. 3-5 yaş grubu çocuklara yönelik bu atölye, 7 Mayıs Pazar günü 13.00-14.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. 

20 Mayıs Cumartesi günkü atölye Müzenin Adı Bahçede Saklı başlığıyla 3-5 yaş grubu çocuklara yönelik düzenlenecek. Atölyede Sakıp Sabancı Müzesi’nin adını içeren tipografik tasarım farklı renkler ve farklı boyama araçlarıyla yeniden üretilecek. Sergi turunun ardından gerçekleştirilecek bu atölyede çocuklar kolektif bir sanat eserine dönüştürdükleri kocaman harfleri müzenin bahçesinde sergileyecekler. 

Ellerimle Yaptım, Parmaklarımla Yazdım atölyesi 6-9 yaş grubu çocuklar için 20 Mayıs Cumartesi günü saat 13.00’te başlayacak. Sakıp Sabancı Müzesi’nin Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’ndan ilhamla kelimelerin dünyasına doğru bir keşfe çıkacak ve yanlarında götürmek üzere, kendi defterlerini hazırlayacaklar. 

"Küçük Romantikler" serisinin ikinci atölyesi “Romantizm Her Yerde” başlığıyla 21 Mayıs Pazar günü saat 11.00’de gerçekleştirilecek. Atölyede şiirden müziğe, baleden tiyatroya; kısacası sanatın neredeyse her dalında kendini hissettiren Romantizm akımı incelenecek.&nbsp; Çocuklar, Romantizm’in Napoleon Bonaparte ile ilişkisine bakacak; sanatın yanı sıra gündelik hayatın bir parçası olarak kıyafetler, mobilyalar, saray dekorasyonu; eğlence anlayışı, düzenlenen balolarda Romantizm’in izini sürecek. &nbsp;Atölye boyunca gerçekleştirilen aktivitelerin sonunda dönemin ünlü klasik müzik besteleri eşliğinde hikâyeler okunacak ve sonra bu hikâyeler çocukların hayal gücüyle romantik bir resme dönüşecek. 

18-36 ay yaş grubu için Pusetli Aileler Programı

Sakıp Sabancı Müzesi’nin 18-36 ay arası bebeklere yönelik Pusetli Aileler programı&nbsp;da mayıs ayında iki farklı içerikle devam edecek. Müzede Şekil Avı: Pablo Picasso (7 Mayıs Pazar ve 17 Mayıs Çarşamba) atölyelerinde miniklere 20. yüzyıl sanatının en bilinen isimlerinden İspanyol sanatçı Pablo Picasso’nun eserleri yön verecek.&nbsp; Çocuklar, Picasso’nun önemli eserlerinden yola çıkarak geometrik şekilleri duyusal oyunlarla keşfedecek ve Kübizm ile tanışacaklar. &nbsp;

Pusetli Aileler programının mayıs ayındaki son atölyesi Müzede Şekil Avı: Giuseppe Arcimboldo (12 Mayıs Cuma) başlığıyla gerçekleştirilecek.&nbsp; İtalyan Ressam Giuseppe Arcimboldo’nun eserlerinden ilhamla çocuklar farklı dokuları keşfedecek ve sanatçının farklı meyve ve sebzelerden yaptığı portrelerini eğlenceli bir doku avı oyunu ile tamamlayacak. Atölyenin son aşamasında ise kendi resimlerini, meyve ve sebzelerin birer fırçaya dönüştüğü boyama tekniği ile yapacaklar.

Atölyeler hakkında detaylı bilgiye <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/ogrenme/311">Sakıp Sabancı Müzesi’nin web sayfasından</a> ulaşılabilir. 

&nbsp;

SSM Mayıs Ayı Çocuk Atölyeleri Yepyeni İçerikleriye Devam Ediyor

Sakıp Sabancı Müzesi’nin, farklı yaş gruplarından çocuklara yönelik yaratıcı düşünmeyi teşvik edici, sosyal ve duyusal becerilerini geliştirici atölyeleri mayıs ayında yepyeni içerikleriyle devam ediyor.
 


SSM Öğrenme Programları, 8-10 yaş grubu çocuklara yönelik “Küçük Romantikler” isimli yepyeni bir atölye serisine ev sahipliği yapıyor. 

Çocukları sanatın farklı dallarıyla ve sanatçılarıyla tanıştırmayı hedefleyen atölyede, SSM Resim Koleksiyonu’nda eserleri yer alan&nbsp; Rus–Ermeni ressam İvan Konstantinoviç Ayvazovski’den yola çıkılarak Romantizm akımına odaklanılacak. 

Dört haftalık bir içerikle tasarlanan,&nbsp; bilgilerin pekiştirilmesi ve kazanımların tamamlanması adına tüm atölyelere katılımın önerildiği “Küçük Romantikler” serisindeki her bir atölye, birbirinden bağımsız olarak da katılıma uygundur.

“Küçük Romantikler”in birinci atölyesi “İvan Ayvazovski’nin Gözünden Denizlere Bakmak” başlığını taşıyor. Çocuklar “Romantizm nedir? Romantik kimdir? Ayvazovski hangi konuları resmederek romantik olmuştur?” soruları eşliğinde, bu grubun içinde yer alan başka ressamları da keşfedecek,&nbsp; kendi hayal güçleri ve duygularıyla romantik manzaralarını çizecekler.

Serinin ikinci atölyesi olan “Romantizm Her Yerde” ile başta edebiyat, müzik ve sahne sanatları olmak üzere, sanatın neredeyse her dalında görülen Romantizm akımı incelenecek. Çocuklar, Napoleon Bonaparte dönemi ve bu dönemin sanatta yarattığı etkiden başlayarak; kıyafetler, mücevherler, eğlence anlayışı, balolar, mobilyalar, saray dekorasyonu gibi konularda eğlenceli bir tarih yolculuğuna çıkacak.

“Osmanlı’da Romantik Olmak” atölyesinde ise Romantizm’in Osmanlı İmparatorluğu’nda bıraktığı izler keşfedilecek. Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahati ile başlayan değişim rüzgarına tanıklık edilecek. Ayvazovski’den dersler alan Şehzade Abdülmecid Efendi’nin tablolarında romantik izler arayacak olan “Küçük Romantikler” atölye katılımcıları; mobilyasıyla, tablolarıyla, halılarıyla, bahçelerindeki egzotik laleleriyle kendi hayallerindeki sarayı çizecek, İstanbul’a romantik bir çerçeveden bakacak. 

Küçük Romantikler serisi “Hareket Halinde: Çağlar Boyunca Yolculuk” isimli atölye ile tamamlanacak. Çocuklar Ayvazovski’nin tablolarında gördüğü manzarayı günümüz manzarasıyla karşılaştıracak, 19. yüzyıl da yaşayan bir gezgin olduklarını hayal ederek 150 yıllık zaman yolculuğuna çıkacaklar. Yaşadıkları şehre karşı farkındalıkları artacak olan “Küçük Romantikler” katılımcıları, İstanbul’daki değişimleri hayal güçlerini kullanarak yorumlayacaklar. 

Küçük Romantikler atölyesine ait biletler <a href="https://sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/ogrenme/309">Sakıp Sabancı Müzesi</a> web sitesi üzerinden satın alınabilir.

&nbsp;

Küçük Romantikler Atölyesi

KÜÇÜK ROMANTİKLER SAKIP SABANCI MÜZESİ’NDE
“Küçük Romantikler” Atölyesi 15 Nisan’da Başlıyor



 Küçük Romantikler Atölyesi

Eğil, Bükül, Yansıt atölyesinde dünyaca ünlü heykeltraş Anish Kapoor’un SSM bahçesinde yer alan “Çift” isimli heykelinden yola çıkacak çocuklar ve aileleri, yansıtan ve şekil alan materyalleri kullanarak birer heykel tasarlayacaklar. 3-5 yaş çocuklara yönelik atölye 5 Mart Pazar günü 13.00-14.00 saatleri arasında düzenlenecek.

Benim Kulem atölyesinde çocuklar mühendislikte yapıları güçlendirmek için kullanılan çapraz kirişin önemini ve çapraz bağlantıların yapının hareket etmesini nasıl desteklediğini deneyerek öğrenecekler.&nbsp;&nbsp; 6-8 yaş çocukların katılacağı atölye 11 Mart Cumartesi günü 11.00-13.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek.

Geleceğin şehirlerindeki binaların, meydanların ve parkların üç boyutlu maketlerle inşa edileceği Gelecek Canlanıyor atölyesi 12 Mart Pazar günü 4-6 yaş grubu çocuklar için düzenlenecek. 11.00-12.30 saatleri arasındaki atölyede çocuklar, ebeveynlerinin yardımıyla kurguladıkları şehirlerin farklı parçalarını tasarlayacak. 

Küçük Parçalar, Büyük Hayaller atölyesinde çocuklar, Agnes Denes’in ‘Yaşayan Piramit’ eseriyle birlikte müze bahçesinde yer alan çeşitli bitkileri inceledikten sonra gündelik hayatta tükettikleri malzemelerle kendi manzara kompozisyonlarını oluşturacaklar. 19 Mart Pazar günü 11.00-12.00 arasındaki atölyeye 3-5 yaş grubu çocuklar katılacak. 

19 Mart Pazar günü 6-9 yaş grubu çocuklar ise Piramitlerin Yükselişi atölyesinde Agnes Denes’in “Yaşayan Piramit” isimli eseri inceleyecek. 13.00-14.00 saatleri arasındaki atölyede çocuklar müze bahçesindeki doğal malzemelerle hayal ettikleri piramit maketlerini tasarlayacak.

Geleceğin şehirlerinin sürdürülebilir fikirlerle üç boyutlu maketlere dönüştürüleceği Gelecekteki Yaşam atölyesinde çocuklar, konut, park, hastane, ofis gibi yaşam alanlarını tasarladıktan sonra bu parçaları arkadaşları ile birleştirerek geleceğin şehrini oluşturacaklar. 6-8 yaş çocuklara yönelik atölye 25 Mart Cumartesi günü 11.00-13.00 saatleri arasında düzenlenecek.

SSM’in çocuklara yönelik Mart ayı programı 26 Mart Pazar günü, 11.00-13.00 saatleri arasında Dönüşen Şehir atölyesiyle tamamlanacak.&nbsp; 9-11 yaş grubu çocuklar şehir planlamasının temel ilkelerini, şehirlerin işleyişinin ve karakterinin nasıl oluştuğunu öğrenecek ve geri dönüştürülebilir atık malzemelerle kendi kurguladıkları şehirleri tasarlayacak. 

Sakıp Sabancı Müzesi’nin 18-36 ay arası bebeklere yönelik Pusetli Aileler programı kapsamında 5 Mart Pazar günü Müzede Şekil Avı: Sonia Delaunay etkinlİği gerçekleştirilecek. 11.00-12.00 saatleri arasındaki atölyede tekstil ve moda tasarımcısı Sonia Delaunay’ın eserlerinden ilhamla geometrik şekilleri duyusal oyunlarla keşfedecek çocuklar, ince ve kaba motor becerilerinin gelişimi destekleyecek boyama tekniği ile kıyafetleri renklendirecek.

Müzede Renk Avı: Keith Haring atölyesi 10 Mart Cuma ve 31 Mart Cuma günleri saat 11.00-12.00 arası düzenlenecek. Atölyede, Amerikalı sanatçı Keith Haring’ in eserlerinden hareketle hazırlanan duyusal oyunlarla renkler keşfedilecek.

Pop Art’ın ikonik temsilcilerinden Amerikalı ressam ve heykeltraş Jeff Koons’un eserlerinden hareketle tasarlanan Müzede Doku Avı: Jeff Koons atölyesi ise 17 Mart Cuma ve 24 Mart Cuma, 11.00 – 12.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Atölyede minik sanatseverler farklı dokularla ilgili alıştırmalar yapacak.

&nbsp;

&nbsp;

SSM Öğrenme Programları Mart Ayı Çocuk Atölyeleri 

Sakıp Sabancı Müzesi’nin, farklı yaş grubundan çocuklara yönelik yaratıcı düşünmeyi teşvik edici, sosyal ve duyusal becerilerini geliştirici atölyeleri Mart ayında mimarlık, mühendislik ve sürdürülebilirlik kavramlarına odaklanan içeriğiyle devam ediyor.

Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda; Çimsa’nın iletişim sponsorluğunda SSM’nin bahçesinde yer alan eser,&nbsp; İstanbul’un kent florası içinden seçilen ve farklı cephelerindeki güneş ve gölge miktarına göre yerleştirilen bitki ve çiçeklerden oluşuyor. 

İlk olarak 2015 yılında New York’taki Socrates Heykel Parkı’nda ve ardından 2017’de&nbsp;documenta 14&nbsp;kapsamında Kassel’deki Nordstadtpark’ta inşa edilen, mekâna özgü eser Yaşayan Piramit doğal yaşam döngüsüne sahip bir heykel olarak da değerlendiriliyor.&nbsp;Dört ton toprakla doldurulmuş ahşap basamaklı teraslardan oluşan piramit, gökyüzüne uzanan dokuz metrelik bir kavis çiziyor. Piramidin teraslarında, özenle seçilmiş yaklaşık altı yüz türde iki bin adet bitki ve çiçek yer alıyor. Filizlenerek, çiçek açarak ya da tohuma kaçarak sergilendiği süre boyunca farklı evreler geçiren eser, İstanbul’da sonbaharı geçirdi ve şu anda kış mevsimini yaşıyor.

Agnes Denes’in Türkiye’de sergilenen ilk eseri &nbsp;Yaşayan Piramit, yaz mevsimini de müze bahçesinde geçtirdikten sonra tabiata duyarlı yaklaşımını sürdürecek ve ziyaretçilerini bitkileri sahiplenmeye davet edecek. 

Agnes Denes’in 1969 yılında kaleme aldığı ve sanatçının arzusu doğrultusunda bu sergi için özel olarak üretilen Manifesto isimli eseri ise müze koleksiyonunda kalıcı olarak yerini alacak. 

Yaşayan Piramit eseri kapsamında çocuk ve yetişkinlere yönelik çevre ve ekoloji odaklı atölye ve konferans gibi etkinlikler sergi boyunca devam edecek. 

&nbsp;

Agnes Denes'in Yaşayan Piramit Eseri Dört Mevsim SSM'de

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM)’nin bahçesinde 13 Eylül 2022’de yerini alan Agnes Denes’in mekâna özgü eseri Yaşayan Piramit, yaşam döngüsüne bahar ve yaz aylarında da devam edecek. 

digitalSSM Arşiv ve Araştırma Alanı yürütücülüğünde gerçekleştirilen “VARYANT. Yeni Medya Sanatının Belgelenmesi” başlıklı araştırma projesi ocak ayında konferans ve sanatçı söyleşisi ile devam ediyor. 

25 Ocak Çarşamba, saat 17.00’de çevrimiçi gerçekleştirilecek konferansta Paris Centre Pompidou Tasarım Departmanı küratörü Olivier Zeitoun ve University College London Sanat Tarihi ve Bilgi Çalışmaları bölümlerinde araştırmacı Anna Mladentseva konuşmacı olarak yer alacak. 

26 Ocak Perşembe, saat 15.00’te ise Sakıp Sabancı Müzesi’nde sanatçı Ali Miharbi, digitalSSM Arşiv ve Araştırma Alanı Yöneticisi Osman Serhat Karaman ile kendi eserleri üzerinden dijital koruma hakkında bir şöyleşi gerçekleştirecek. 

Ağ Sanatı Nasıl Korunur?

25 Ocak’taki konferansın ilk bölümünde Olivier Zeitoun, 2022’de Centre Pompidou’da düzenlenen ve Artforum tarafından yılın en etkili on sergisinden biri olarak gösterilen Ağların Dünyaları isimli karma sergi bağlamında, ağların sanatsal pratiklerdeki rolüne odaklanacak. Konuşma, ağ kavramının arkeolojisinin izini sürmeyi ve “ağ bağlantılı” sanatın tarihini keşfetmeyi hedefliyor.

Konferansın ikinci bölümünde ise Anna Mladentseva, Sinae Kim'in Genesis (2001) adlı net sanat eseri üzerinden teknolojinin sanatsal keşfine odaklanacak. Mladentseva, Flash Tabanlı Ağ Sanatının Korunması başlıklı sunumunda eski sanat eserlerine erişimi yeniden sağlamak için sanallaştırma/öykünme gibi alternatif stratejilerle karşılaştırıldığında Flash tabanlı net sanatını korumak için daha zahmetli ancak radikal bir çözüm sayılan göçü ele alacak. 

digitalSSM Arşiv ve Araştırma Alanı Yöneticisi Osman Serhat Karaman moderatörlüğünde gerçekleşecek Soru &amp; Cevap oturumuyla konferans sona erecek. 

İngilizce gerçekleştirilecek konferansa <a href="https://sakipsabancimuzesi.org/en/exhibitions-and-events/event/299">Sakıp Sabancı Müzesi web sitesi</a> üzerinden kayıt yapılarak katılım sağlanabilir.

Belgeleme Atıf Yaptığı Sanat Eserinin Yerine Geçebilir mi?

26 Ocak’ta Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleştirilecek söyleşide sanatçı Ali Miharbi ile digitalSSM Yöneticisi Osman Serhat Karaman, sanatçının ağ tabanlı Reversing the Conditions (2002) ve canlı veri ile işleyen fiziksel işi Rüzgar’dan (2017) hareketle dijital koruma çalışmalarında kullanılan “yeniden canlandırma” ve “ikinci orijinal” kavramlarını tartışmaya açarak “Belgeleme atıf yaptığı sanat yapıtının yerine geçebilir mi?” sorusuna cevap arayacaklar. 

Sakıp Sabancı Müzesi konferans salonunda gerçekleştirilecek etkinliğin dili Türkçedir. Katılım için <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/etkinlik/298">kayıt</a> yapılması gerekmektedir. 

VARYANT. YENİ MEDYA SANATININ BELGELENMESİ PROJESİ OCAK 2023 PROGRAMI

25 Ocak 2023 

Konferans 

17.00 

“Réseaux-Mondes” (“Ağların Dünyaları”)

Olivier Zeitoun

17.40

Flash Tabanlı Ağ Sanatının Korunması

Anna Mladentseva

18.20 

Soru &amp; Cevap

26 Ocak 2023 

Sanatçı Söyleşisi

Ali Miharbi ve Osman Serhat Karaman

15.00

Varyant. Yeni Medya Sanatının Belgelenmesi Projesi Şubat 2023 Programı

Konferans serisi, 15 Şubat 2023’te European Graduate School Medya Arkeolojisi ve Tekno-Kültür Bölümü Michael Foucault kürsüsünden Prof. Dr. Siegfried Zielinski’nin, sanat ve medya ilişkisinin arkeolojisine ve bu alanda başlattığı Variantology projesine odaklandığı çevrimiçi konferans ve 24 Şubat 2023’te Tate Modern koruma uzmanları ve araştırmacıları Patricia Falcao, Ana Riberio ve Francesca Colussi’nin, Tate Modern’in medya sanatını belgeleme stratejilerini ele alacağı çevrimiçi söyleşi ile devam edecek. 

Gelecek programlar, SSM’nin <a href="https://sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler?activeCollection=events&amp;sort=current&amp;page=1">etkinlikler</a> sayfasından takip edilebilir.

Ağ Bağlantılı Sanat Eserleri Nasıl Korunur?

Sakıp Sabancı Müzesi digitalSSM’in "Varyant. Yeni Medya Sanatının Belgelenmesi” Projesi devam ediyor.   

Yaratıcı düşünmeyi destekleme, çocukları sanatın psikososyal iyileştiriciliği ile buluşturma, sanatsal üretimle özgüven ve özifadenin güçlendirilmesini sağlama, yaratıcılık ve sanatsal üretim ile çocukların zihinsel, sosyal, duygusal becerilerinin gelişimine katkıda bulunmayı hedefleyen Kış Okulu’nda, 3 - 11 yaş arası çocuk ve gençlere yönelik birbirinden farklı on atölye çalışması &nbsp;yer alıyor.

“Aramızda Deniz Var” atölyesi 3-5 yaş grubu çocuklara yönelik gerçekleştirilecek. “Modernizmin İzinde Türk Resmi” sergisinde yer alan deniz temalı manzara resimlerinin inceleneceği atölyede Boğaziçi’nden ilham alacak çocuklar, farklı boyama ve kolaj teknikleri ile kendi deniz manzaralı resimlerini yapacak.

6-9 yaş grubu çocukları hedefleyen “Geçmişe Yolculuk” atölyesinde çocuklar, “Modernizmin İzinde Türk Resmi” sergisini gezecek ve sergide yer alan figüratif eserleri inceleyecek. Portre sanatı üzerine sohbet edecek çocuklar; geçmiş dönemle yaşadığımız dönem kıyafetlerı arasındaki farklılıklar ve benzerlikleri keşfedecek, o dönemin giysileri içinde kendilerini asamblaj tekniği ile resmedecek.

6-8 ve 9-11 yaş gruplarına yönelik düzenlenecek “Gelecekteki Yaşam” atölyesinde çocuklar, geleceğin şehirleri hakkında sürdürülebilir ve kapsayıcı fikirlerini üç boyutlu maketlere akratacak. 

4-6 yaş grubu çocuklara yönelik “Gelecek Canlanıyor” atölyesine katılacak çocuklar geleceğin şehirlerindeki binaların, meydanların ve parkların nasıl olacağını üç boyutlu maketlerle üretecekler. 

6-9 yaş grubu için düzenlenecek “Yarısı Dünden, Yarısı Bugünden” atölyesinde çocuklar, “Modernizmin İzinde Türk Resmi” sergisini ziyaret edecek, eserlerde resmedilen mimari yapıları inceleyecek. Atölyede kendisine bir kesiti verilen eseri farklı malzeme ve renklerle tamamlayacak.

“Taş Eserler Bahçede” atölyesi’nde 6-8 yaş grubu çocuklar, Sakıp Sabancı Müzesi Arkeolojik Eserler Koleksiyonu’nda yer alan ve SSM bahçesinde sergilenen 22 taş eseri inceledikten sonra kendi mimari yapılarını çizecek ve kil üzerine baskı yaparak yapılarını tamamlayacak.

4-6 yaş grubu çocuklar için düzenlenecek “Gelecekten Bir Kare” atölyesinde çocuklar, geleceğin şehrinin nasıl görüneceğini hikayeleştirerek, kendi oluşturdukları çizgi filmlerinin bir karesini resmedecek. 

“Bahçedeki Heykeller” atölyesinde 5-7 yaş grubu çocuklar, Sakıp Sabancı Müzesi bahçesinde bulunan heykelleri inceleyecek, atölye aşamasında ise strafor ve farklı materyalleri bir araya getirerek kendi heykeli inşa edecek. 

“Figürler ve Mekânlar” atölyesinde “Modernizmin İzinde Türk Resmi” sergisinde yer alan figüratif eserler incelenecek. Deniz Kıyısında Kız, Halayık, Lehimci, Şakayıklar ve Kadın isimli eserlerde figürlerin bulunduğu zaman ve mekânlar hakkında düşünecek çocuklar, atölyede kendi figürlerini istedikleri mekanlarda oluşturacak. Atölyeye 5-7 yaş grubu çocuklar katılabilecek.

Program hakkında detaylı bilgilere&nbsp;<a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/ogrenme/297">SSM’nin web sitesinden&nbsp;</a>ulaşılabilir.&nbsp;

SSM'de Kış Okulu Başlıyor

SSM Öğrenme Programları kapsamında yarıyıl tatili için düzenlenen Kış Okulu, 24 Ocak - 3 Şubat 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Sakıp Sabancı Müzesi Konferans Salonun’da ücretsiz olarak gerçekleştirilecek söyleşi, eş zamanlı olarak <a href="https://www.instagram.com/sakipsabancimuzesi/">SSM’nin Instagram hesabından</a> da yayınlanacak.

Yeni medya aracılığıyla beden ve modern antropolojiye odaklanan Hüseyin Çağlayan’ın “Souffleur” sergisi; popüler kültürde sıkça rastlanan ve eleştirilen “özenme” kavramından esinlenen&nbsp;Pre-tension (Özenme); günden güne artan “dijital soyutlanmayı” protesto eden&nbsp;Fake Celebrations (Sahte Kutlamalar), &nbsp;tarihte Batı tarafından sömürgeleştirilmiş etnik grupların dans ve bedensel hareketlerini konu alan&nbsp;Post-Colonial Body (Sömürgecilik Sonrası Beden) ve kimlik, bedensizlik, göç, metamorfoz gibi bir çok konuyu içeren, sanatçının tasarlayıp yönettiği Gravity Fatigue (Yerçekimi Yorgunluğu) adlı performans filmi ile birlikte dört eser serisinden oluşuyor. 

Pilevneli işbirliğiyle gerçekleşen&nbsp;Hüseyin Çağlayan “Souffleur” sergisi, genel istek üzerine 29 Ocak 2023 Pazar gününe kadar uzatıldı.

Hüseyin Çağlayan'ın Sanatçı Söyleşisi 10 Ocak'ta SSM'de

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde devam eden Hüseyin Çağlayan’ın “Souffleur” başlıklı sergisi kapsamında 10 Ocak Salı günü saat 16.30’da sanatçının katılımıyla bir söyleşi düzenlenecek. Etkinlik için Türkiye’ye gelecek Hüseyin Çağlayan’ın gazeteci Evrim Altuğ ile gerçekleştireceği konuşmada sanatçının moda, sinema, belgesel, enstalasyon, sahne sanatları gibi tüm yaratıcı süreçlerine odaklanılacak. 

Erişilebilir olmayı önceliklendiren, faaliyetlerinde etik değerler, sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik bilinci ile hareket eden SSM Mağaza, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Kartal Öğrenim Birimi ve moritoys, çocukların yüzünü gülümsetecek bir yeni yıl projesi hazırladı.

Oyun ve oyuncak erişimi kısıtlı çocukların ihtiyaçlarını, paylaşmanın mutluluğu ile birleştirerek karşılayan projede; kullanılabilir durumda olan oyun ve oyuncaklar, SSM Mağaza’ya bırakılacak ve toplanan oyuncaklar, TEGV Kartal Öğrenim Birimi tarafından özel olarak paketlenerek farklı yaş grubundan ihtiyaç sahibi çocuklara yeni yıl hediyesi olarak ulaştırılacak.

Kullanmadığı oyun ve oyuncaklarını paylaşan çocuklar da SSM Mağaza’daki moritoys seçkisinden beğendiği bir oyuna %40 avantajla sahip olacak.

Proje, 6 Ocak 2023 tarihine kadar SSM Mağaza’da devam edecek.&nbsp;

SSM Mağaza'dan Çocuklara Yeni Yıl Hediyesi

Sakıp Sabancı Müze Mağazası (SSM Mağaza), Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Kartal Öğrenim Birimi ve moritoys işbirliğiyle oyun ve oyuncak erişimi kısıtlı çocuklara katkıda bulunmak amacıyla ortak bir proje hayat geçirdi.

Mardin’de Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine Sabancı Vakfı tarafından restore edilerek müze ve sanat galerisine dönüştürülen Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi - Dilek Sabancı Sanat Galerisi,&nbsp;“Duvarlar ve Ötesi” sergisini ziyarete açtı.

Mağara resimlerinden başlayan, yerleşik yaşama geçişle birlikte duvarları süsleme içgüdüsünün, fresk ve mozaik gibi çeşitli mimari bezemelerin yanı sıra, tekstilin en eski formlarından biri duvar dokumalarının tarihsel süreçteki gelişimini anlatan Duvarlar ve Ötesi sergisi, farklı koleksiyonlardan yüz ondan fazla duvar halısını bir araya getiriyor.

Duvarlar ve Ötesi sergisi için 9 Aralık 2022 Cuma günü Mardin Valisi ve protokolünün de katılımıyla bir açılış töreni gerçekleştirildi.

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Dr.h.c. Dilek Sabancı&nbsp;açılış töreninde şöyle konuştu: “Mardin’in asırlar boyunca biriktirmiş olduğu kültür deneyimine katkıda bulunmak istedik ve Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nin açılışını 2009 yılında gerçekleştirdik. Galerimiz bugüne kadar 10 sergiye ev sahipliği yaptı. Burada açılışını yaptığımız Duvarlar ve Ötesi sergisi bizi, insanlık tarihinin ilk zamanlarından günümüze kadarki süreç içinde dokumaların yolculuğuna çıkarıyor. Medeniyetlerin doğduğu Mezopotamya topraklarının kadim şehri Mardin ile bu sergiyi buluşturmaktan dolayı çok mutluyuz.”&nbsp;

Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan “Sabancı Vakfı olarak yarım asra yakın bir süredir toplumsal gelişmeye katkı sunmak için hareket ediyor; Türkiye’nin 7 bölgesinde ve neredeyse her şehrinde kalıcı eserler bırakmak için çalışıyoruz. Ülkemize, projelerimizden faydalanan kişilere ve eğitime sürdürülebilir katkılarımızın başarılı ve değer yaratan yansımalarını gördükçe gururlanıyoruz. Eşsiz tarihiyle kültürlerin buluşma noktası olan Mardin de Vakfımız için çok önemli bir yere sahip. 16 yıldır sürdürdüğümüz hibe programı kapsamında desteklediğimiz projeler ve 14 yıldır devam eden Fark Yaratanlar programıyla Mardin’de çok kıymetli çalışmalar gerçekleştirdik. Bunun yanında Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Sabancı Mardin Kız Yurdu hem kültür-sanata hem de eğitime kazandırdığımız önemli kalıcı eserlerimiz arasında yer alıyor.” dedi. 

&nbsp;Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer&nbsp;sergiyle ilgili yaptığı açıklamada; “Mardin’de şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz sergiler arasında bizi belki de en çok heyecanlandıran projeyle karşınızda olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Hem Mardin’i yansıtan, hem tarihi mağara duvar resimlerine kadar uzanan bir konuyu gündeme taşıyoruz. Duvarlar ve Ötesi sergisini planlarken kendimize bir takım sorular sorduk: Duvarlar neden süslenir, neden Picasso, Miro gibi ressamlar, heykeltıraşlar ve fotoğraf sanatçıları duvar halısı da yapma ihtiyacı duymuştur?&nbsp; Camilerimizi benzersiz kılan çiniler ilk ne zaman beyaz duvarların yerini aldı? Mardin’deki kiliseler biraz da onları faklı kılan duvarlarıyla hepimizi bambaşka bir dünyaya götürmüyor mu? Geleneğimizde de olan duvarları boş görmeme arzusu, insanlık kadar eski, belki de geleceğe bir iz bırakma dürtüsü. Sanatçıların kendilerini başka materyallerde deneme, görme, daha fazla kişiye ulaşma isteği… İşte tüm bunlar sergimizi şekillendirdi. <a>Pek çok özel koleksiyon taraması yaptık. Ayrıca Mardin bölgesinden, evlerden, kiliselerden, Ezidi köylerinden halıları bir araya getirdik. İstanbul Harbiye Radyoevi’nde duran ve ziyaretçileri karşılayan Özdemir Altan’ın iki dev duvar halısı ilk defa kurum dışında Mardin’de müzemizde sergileniyor.</a> Vahap Avşar, Belkıs Balpınar, Burhan Doğançay, Gülsün Karamustafa, Zeki Faik İzer, Tulga Tollu ve Gültekin Çizgen gibi sanatçıların geleneksel Türk halılarının dokunduğu metotla gerçekleştirdiği çağdaş halı tasarımları, inanıyorum ki ziyaretçilerimizi şaşırtacak.

Duvarlar ve Ötesi sergimizde bir yandan inanç kaygısıyla ve geleneksel tekniklerle üretilen isimsiz duvar halılarını, diğer yandan güncel tasarım figürlerini barındıran ve çağdaş metotlarla üretilen örnekleri bir arada sunuyoruz. Yine bir birliktelik… Tıpkı Mardin’in kendisi gibi… Mardin’in tarih boyunca birikmiş hatırasını da barındıran sergimizin oluşumunda Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nin genç müdürü Fırat Şahin’e, destek veren Sabancı Vakfı ve koleksiyonerlere ve her zaman sanat hamiliğiyle bizi en güzel işleri yapmamız konusunda cesaretlendiren Sayın Dr. Dilek Sabancı’ya çok teşekkür ediyorum.” dedi.

Duvarlar ve Ötesi sergisi, salıdan pazara 09.00 – 17.00 arasında Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi - Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nde ziyaret edilebilecek. Sergi 9 Nisan 2023 tarihine kadar açık kalacak.

DUVAR HALILARI… 

Antik Yunan ve Roma'da, üst sınıfın villa ve saraylarında yer alaraksosyal statü belirten, gündelik yaşamı ve doğayı konu alan fresk ve mozaikler, zengin bir gelenek olan duvar halısı dokumacılığına dair ipuçları taşır. 1400'den itibaren duvara asılan resimli dokumalar Avrupa’da aristokrasinin önemli bir parçası olur, soylular kendi topraklarında seyahat ederken saray ve kalelerini döşeyecek duvar halılarını da beraberinde götürür. Duvar halısının taş duvarlı odaları ısıtmaya yardımcı olduğu söylense de başlıca işlevi sahibinin zenginliğini ve sosyal konumunu gözler önüne sermek olmuştur. Sonradan genellikle goblen adıyla anılacak olan bu dokumalar bir anlamda fresklerin yerini alarak taşınabilir ve ihtişamlı eserler hâline gelir. 

Duvar dokumaları, Rönesans boyunca görkemli bir odanın en önemli dekoratif öğeleri olmuştur. 18. yüzyılda Avrupa duvar halılarında önemli resimler ve geçmişte dokunan eserler kopya edilir, 19. yüzyılda Avrupa’da her alanda moda hâline gelen Oryantalizm akımı duvar halılarında da görülür.&nbsp; 1920 ve 1930’lardaki Bauhaus figürleri, 1932’de Pablo Picasso, Georges Braque, Henri Matisse, Fernand Léger, Joan Miró ve mimar Le Corbusier gibi önemli isimler, yapıtlarını tuvallerle sınırlamaz, dokumalara da uygular ve böylece seramikte olduğu gibi, sanatta yeni bir alan açar. 1950’lerden itibaren tasarımcılar, geleneksel üretim biçimlerine yeni yorumlar getirerek klasik duvar halısı uygulamalarından kopan, güncel sanat içinde konumlanan eserler verir. 

Tarih boyunca duvar halısı dokumacılığı, genellikle üst ve aristokrat sınıflara mahsus bir sanat olur. Kırsal kesim ve küçük yerleşimlerde ise duvar halısı dokumacılığı farklı bir biçimde halk sanatına yansır. El işlemeleri ve dokumalar, masal ve efsanelerden sahneler içeren halı ve kilimler, keçeler, takvimler ve fotoğraflar duvarlarda yerlerini bulurken, kutsal diyarlar ve özlemi çekilen coğrafyalara ait manzara resimleri de unutulmaz. Evlerin, bazen de kamusal alan ve yapıların duvarlarını süsleyen halı ve bezemeler sosyal değişimlere uğrar. İnanç, beğeni ve özenmeleri yansıtan malzeme ve tekniklerle işlenerek günümüze ulaşır.

Duvarlar ve Ötesi Sergisi Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi'nde Açıldı

İnsanlık tarihi kadar eski duvar süslemesinin, dokuma tekstilinin en eski formuyla birleştiği “Duvarlar ve Ötesi” sergisi farklı koleksiyonlardan yüz ondan fazla duvar halısını buluşturuyor.


16 Aralık Cuma, saat 17:00’de çevrimiçi gerçekleştirilecek konferans programının ilk bölümünde Annet Dekker, birkaç dokümantasyon projesi sunarak dokümantasyonun statik bir temsilden dinamik ve performatif bir eyleme nasıl geçebileceğini gösterecek ve böylece dokümantasyonun ne anlama geldiğini yeniden düşünmeyi teşvik edecek. Programın ikinci bölümünde ise Dragan Espenschied, belirli belgeleme türlerinin, bir sanat eserinin sergilenme sürecine dahil olabileceğini, zaman içinde de sanat eserlerinin yarı performans ve yarı belgelemeden oluşan karışık bir form hâline gelebileceğini öne süreceği bir konuşma yapacak.

digitalSSM Arşiv ve Araştırma Alanı Yöneticisi Osman Serhat Karaman moderatörlüğünde gerçekleşecek Soru &amp; Cevap oturumunda ise "Dokümantasyon sanat eserinin yerini alabilir mi?", “Dokümantasyonu yaşayan ve gelişen bir sürece nasıl dönüştürebiliriz?” soruları tartışılacak. 

<a>KONFERANS PROGRAMI (GMT+3)</a>

17.00 

Statik Belgeleme ve Dinamik Dijital Sanat Arasındaki Gerilim

Annet Dekker

17.40

Performans ve Dokümantasyon Arasında

Dragan Espenschied

18.20 

Soru &amp; Cevap

16 Aralık, Cuma, 17.00’de çevrimiçi olarak, İngilizce gerçekleştirilecek konferansı <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/etkinlik/288">Sakıp Sabancı Müzesi’nin web sitesi</a> üzerinden kayıt yaptıran herkes ücretsiz olarak izleyebilecek. 

Konferans serisinin gelecek programlarını SSM’nin <a href="https://sakipsabancimuzesi.org/koleksiyonlar-ve-arastirmalar/arsiv-ve-arastirma-alani/19838">etkinlikler</a> sayfasından takip edebilirsiniz.

Dokümantasyon Sanat Eserinin Yerini Alabilir mi?

digitalSSM Arşiv ve Araştırma Alanı yürütücülüğünde gerçekleştirilen “VARYANT. Yeni Medya Sanatının Belgelenmesi” başlıklı araştırma projesi kapsamındaki konferans serisi, Amsterdam Üniversitesi Öğretim Üyesi Annet Dekker ve Rhizome Dijital Koruma Programı Direktörü Dragan Espenschied’in konuşmacı olarak yer alacağı çevrimiçi programla devam ediyor.

İklimin Estetiği kitabının yazarı Dr. Eray Çaylı, 14 Aralık Çarşamba günü, saat 17.00’de çevrimiçi gerçekleştireceği “Toz: Ekolojinin Spektaküler ve Partiküler Politikası" başlıklı konuşmasında, Agnes Denes'in pratiğinde de önemli bir yer tutan toz fenomenine odaklanacak. Tozu estetik ve politik odağa almanın şedit siyasi projelerin iklim kriziyle ilişkilerine dair ne gibi yeni kavrayışlar sunabileceği, son dönem Türkiye’sinden örneklerle ele alınacak.&nbsp; Özellikle günümüzde Antroposen başlığı altında yaşanmakta olan tartışmalara damga vuran evrensellik ile biriciklik ve olağanüstülük ile süreçsellik gibi ikiliklerin arasındaki gerilimlere dair eleştirel bir perspektifi geliştirmeye çabalayacak. Çevrimiçi etkinliğe katılım <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/etkinlik/290">Sakıp Sabancı Müzesi’nin web sitesi</a> üzerinden gerçekleştirilecek. 

16 Aralık Cuma günü saat 16:00’da yazar Buket Uzuner, “Agnes Denes ve Yaşar Kemal’in İki Eserine ‘Doğa-İnsan İlişkisi’ Üzerinden Ekoeleştirel Bakış” başlıklı konuşmasında Yaşayan Piramit ile Yaşar Kemal’in ölümsüz romanı Deniz Küstü’den yola çıkarak çağımız kent insanının doğanın bir parçası olduğu gerçeğini unutmasına odaklanacak. “Ekoeleştirel sorumluluk” yüklenmeyi göze alarak işleyen Agnes Denes ve Yaşar Kemal, farklı alanlardaki evrensel işleri ile ele alınacak. Etkinlik, Sakıp Sabancı Müzesi’nde ücretsiz gerçekleştirilecek. 

Pratt Enstitüsü'nde mimarlık, kent ve doğa felsefesi üzerine dersler veren, Parsons Tasarım Okulu'nda tasarım stüdyoları yöneten mimar ve kuramcı Gökhan Kodalak ise, 21 Aralık Çarşamba günü, saat 17.00’de çevrimiçi gerçekleştireceği “Sanat Yapıtlarının Hayatiyeti: Çardakkuşları, Bitki Piramitleri ve Mikroçipler” başlıklı konuşmasında evrendeki tüm varoluş biçimlerine içkin, dağıtık bir süreklilik olarak tanımlamanın imkânlarına odaklanacak. Evreni ortadan ikiye yaran hâkim dünya görüşü, bir yana canlı varlıkları öte yana cansız varlıkları yerleştirmektedir. Aristo’dan İbn-i Sina’ya, Linnaeus’tan Kant’a, Heidegger’den güncel bilimsel taksonomilere dek uzanan binlerce yıllık bir kuramsal altyapıya sahip bu hiyerarşik anlatı; bir tarafa bitki, hayvan, insan gibi karbon-bazlı organizmaları, diğer tarafa ise geriye kalan taşları, toprakları, okyanusları, hortumları, gezegenleri, teknolojik objeleri, binaları, sanat yapıtlarını yerleştirmektedir. Gökhan Kodalak, konuşmasında, “Cansız addettiğimiz jeolojik yapılanmalar, ekolojik örgütlenmeler ve teknolojik objeler aslında hayatın farklı tecellileri olarak kavranabilir mi? Sanat yapıtları ve mimari yapılar canlı olabilir mi?” sorularını ele alacak. Etkinliğe katılım, <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/etkinlik/290">Sakıp Sabancı Müzesi web sitesi</a> üzerinden gerçekleştirilecek. 

Yaşayan Piramit Konuşmaları alanında uzman isimlerle ve farklı konu başlıkları ile devam edecek.

Yaşayan Piramit Konuşmaları Aralık Ayı Programı

Sakıp Sabancı Müzesi, Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda ve Çimsa’nın iletişim sponsorluğunda ekolojik sanatın öncülerinden Agnes Denes’in Yaşayan Piramit sergisi, sanatçının pratiğine ışık tutan konferans serisine akademisyen Eray Çaylı, yazar Buket Uzuner ve kuramcı Gökhan Kodalak ile devam ediyor.

Türkiye’de bir müzeye ait tüm koleksiyon ve arşivlerin dijital ortama aktarıldığı öncü bir proje olma niteliği taşıyan digitalSSM’de, Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu, Resim Koleksiyonu, Abidin Dino Arşivi ve Emirgan Arşivi’ne ait tüm bilgiler, 77.000’den fazla yüksek çözünürlüklü görsel ile yer alıyor. digitalSSM’de eserlerin tarihleri, boyutları, malzemeleri ve teknik bilgilerinin yanı sıra koleksiyonlar üzerinde yapılan akademik araştırmalar sonucu ulaşılan bilgiler de bulunuyor. <a>Ayrıca digitalSSM yazılım altyapısının eser detaylarına %200 yakınlaşma özelliği ile araştırmacıların normalde gözle göremeyeceği fırça darbeleri, boya katmanları ve kırılmaları gibi detayları incelemesine olanak sağlıyor. </a>

Şimdiye kadar 200 bin kişinin erişim sağladığı digitalSSM, yurtiçi ve yurtdışından akademisyenler, araştırmacılar, müzeciler, Türk ve İslam sanatına ilgi duyanlar, koleksiyonerler ve sanat tarihi öğrencilerinin faydalanabileceği bir kaynak olarak, Türkiye’nin kültürel mirasının tanınmasına katkı sağlayacak akademik çalışmalar için önemli bir dijital sanat arşivi niteliği taşıyor. 

Sakıp Sabancı Müzesi’nin koleksiyon ve arşivlerine <a href="https://digitalssm.org/">digitalSSM</a> adresinden erişebilirsiniz. 

&nbsp;

digitalSSM ile SSM Koleksiyon ve Arşivlerine Açık Erişim

Sakıp Sabancı Müzesi digitalSSM, dünyanın dört bir yanından akademisyenler, araştırmacılar ve öğrenciler için müzenin koleksiyon ve arşivlerine “açık erişim” sağlıyor.

Arap harfli tipografiyle ilgilenen tasarımcı ve araştırmacıların yanı sıra çeşitli alfabelerde tasarım yapan grafik sanatçılar ve tipografi tasarımcılarının da katıldığı konferansın bu yılki içeriği, Arap Harfli Tipografi: Tarihi ve Uygulamaları isimli kitaptan esinlenerek hazırlandı. Tarihsel araştırma ve çağdaş tasarımı bir araya getirerek tipografi alanına katkı sağlayan kitapta, hat kültürünün incelendiği bölümler Sakıp Sabancı Müzesi’nin Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’nda bulunan eserler üzerinden hazırlandı. 

Google, Darden Studio, Typetogether ve Glyphs'in de katkıları ile&nbsp; gerçekleştirilen konferansın konuşmacıları arasında Arap Harfli Tipografi: Tarihi ve Uygulamaları&nbsp;kitabının yazarlarının yanı sıra; tasarım, araştırma ve disiplinlerarası uygulamalardan farklı bakış açılarını bir araya getiren bir alan olan Arap harfli tipografi üzerine çalışan tarihçiler ve hat sanatının uzman isimleri&nbsp;de&nbsp; bulundu.

Başlangıcından bugüne ISType konferanslarının organizasyonunu üstlenen Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Onur Yazıcıgil’in programladığı, yürütücülüğünü üstlendiği ve katkı verdiği konferansın açılış konuşması, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Müftüler-Baç tarafından yapıldı. Konferansın ilk gününde; Reading Üniversitesi Tipografi Profesörü Gerry Leonidas, tipografi tasarımcısı ve tarihçisi Titus Nemeth, Bulgaristan Bilimler Akademisi Balkan Araştırmaları Enstitüsü ve Trakoloji Merkezi Tarih Profesörü Orlin Sabev, yazı tipi tasarımcısı ve araştırmacısı Emanuela Conidi, Reading Üniversitesi Öğretim Görevlisi Borna Izadpanah, Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Özlem Özkal, dilbilimci Thomas Milo ve Sakıp Sabancı Müzesi Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu Yöneticisi Ayşe Aldemir sunumlarını yaptı.&nbsp; Dinleyicilerin soru cevap ve görüş paylaşımı ile devam eden konferans, Sakıp Sabancı Müzesi Hat Koleksiyonu sergisi gezisi ile tamamlandı.&nbsp;&nbsp;

Etkinliğin son iki gününde ise Reading Üniversitesi Öğretim Görevlisi Borna Izadpanah ve font tasarımcısı Rainer Scheichelbauer, katılımcıların pratiğini ve bilgi birikimini geliştirmeye ve onlara, ilgi çekici kavrayışlar kazandırmaya yönelik, &nbsp;Arap harfli font tasarımına odaklanan bir atölye gerçekleştirdi.

Etkinlikle ilgili detaylı bilgiye <a href="https://istype.com/2022/">istype.com</a> &nbsp;adresinden ulaşılabilir.

ISType 2022 Mukaddeme Konferansı Sakıp Sabancı Müzesi'nde Gerçekleştirildi

Bu yıl yedincisi düzenlenen uluslararası ISType Konferansı; Sakıp Sabancı Müzesi, Sabancı Üniversitesi ve Reading Üniversitesi işbirliğiyle 5-7 Kasım tarihleri arasında  gerçekleştirildi. Sakıp Sabancı Müzesi the Seed’deki konferans programı;  konusunda uzman pek çok akademisyeni bir araya getirdi. 

İstanbul’un kent florası içinden seçilen ve Yaşayan Piramit eserinin farklı cephelerindeki güneş ve gölge miktarına göre yerleştirilen bitki ve çiçekler, sergilendiği süre içinde evrim geçiriyor. &nbsp;Bazıları filizleniyor, çiçek açıyor, bazıları ise tohuma kaçıyor. Uygarlığının en ikonik biçimlerinden biri olan piramidin doğa ile etkileşimindeki organik gelişim gözler önüne seriliyor.

“Yaşayan Piramit Konuşmaları”nın ikincisinde Nadir Bitkiler Fidanlığı’nın kurucusu Fatih Koçak,&nbsp; “Bitkilendirme Tasarımı ve Evreleri” başlıklı konuşmasında; doğal yaşam döngüsüne sahip, mekâna özgü bir eser olan Yaşayan Piramit’in taşıdığı iki yüz elli beş tür ve iki bin yedi yüz dört adet bitki ve çiçeği ele alacak. Türler, temalar, kurgular, kompozisyonlar ve yerleştirmeler üzerinden ilerleyen konuşma, eserin bitki örtüsündeki değişime de odaklanacak.&nbsp;

“Bitkilendirme Tasarımı ve Evreleri” başlıklı konuşma 16 Kasım Çarşamba günü saat 17:00’de Sakıp Sabancı Müzesi’nde ücretsiz olarak gerçekleştirilecek.

Yaşayan Piramit Konuşmaları: Bitkilendirme Tasarımı ve Evreleri

Sakıp Sabancı Müzesi, Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda ve Çimsa’nın iletişim sponsorluğunda  ekolojik sanatın öncülerinden Agnes Denes’in Yaşayan Piramit sergisi, sanatçılar, sanat tarihçileri, akademisyen, öğrenciler ile ekoloji ve sanatla ilgilenenler için sanatçının pratiğine ışık tutan konferans serisine devam ediyor.



Ara tatil ve haftasonlarını sanatla değerlendirmek isteyen çocuklar, Modernizmin İzinde Türk Resmi Koleksiyonu’nu ve SSM bahçesinde yer alan Yaşayan Piramit isimli eseri inceleyerek figüratif eserler, manzara resimleri, çevre bilinci ve doğada yaşayan canlılara odaklanacak. 

&nbsp;Ara Tatil Programı

Günümüzden Geçmişe Giysiler atölyesinde çocuklar önce Modernizmin İzinde Türk Resmi sergisini gezerek sergide yer alan figüratif eserleri inceleyecek ve geçmiş dönemle &nbsp;yaşadığımız dönem kıyafetleri arasındaki farklılıklar üzerine düşünecekler. Ardından, çeşitli malzemelerle aileleri asistanlığında kendi giysilerini tasarlayacaklar. 

Keçeden Hayaller atölyesinde SSM Resim Koleksiyonu’nda yer alan manzara resimleriyle güne başlayacak çocuklar SSM bahçesinden İstanbul’u izleyerek keçeden manzara panoları üretecek.

SSM bahçesinde yer alan ekolojik sanatın öncü isimlerinden Agnes Denes’in Yaşayan Piramit eserini inceleyerek doğa bilinci, enerji kaynakları ve sürdürebilirlik üzerine sohbet edilecek Çevre İçin Yazıyorum atölyesinde çocuklar, çevre dostu beyaz çimento harcı ile mesajlar hazırlayarak kendi çevre manifestolarını oluşturacak. 

Bitkili Rölyefler atölyesinde ise Yaşayan Piramit eserini inceledikten sonra çevre dostu beyaz çimento harcı ile bitki ve hayvanlı rölyefler yapacak. 

Agnes Denes’in Yaşayan Piramit isimli eserinden ilhamla suda, toprakta ve havada yaşayan hayvanlara odaklanılacak Çiçeklerimdeki Canlılar atölyesinde beyaz çimento harcı ile bitkilerin üzerine konan kelebek ve böcekler yapılacak ve renklendirilecek. 

Kasım Ayı Haftasonu Atölyeleri

SSM Resim Koleksiyonu sergi turu ile başlayacak Parmaklarımın Ucundaki Duygu atölyesinde çocuklar, Osman Hamdi Bey’in portrelerinde kullandığı renklere ve hislere odaklanacak, ardından killer ile aynada yansıyan yüzlerine hissettikleri duyguları aktaracaklar.

Agnes Denes’in Yaşayan Piramit isimli eserinde yer alan bitki ve çiçeklerin inceleneceği Doğadan Esintiler atölyesinde çocuklar, farklı bitki ve çiçekler ile yapışkanlı folyo üzerine kendi çerçevelerini yapacak. 

Piramitlerin Gizemi isimli atölyede ise çocuklar, insanlık tarihinin en eski mimari simgelerinden olan piramitleri inceleyecek ve ardından kendi piramitlerini yapacaklar.

Atölyeleri hakkında detaylı bilgi ve &nbsp;biletler <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/ogrenme/286">Sakıp Sabancı Müzesi web sayfası</a>ndan ulaşılabilir. 

Yaşayan Piramit eseri kapsamında gerçekleştirilen atölyeler Çimsa’nın katkılarıyla düzenlenmektedir.

Öğrenme Programları Kasım Ayı Çocuk Atölyeleri 

Sakıp Sabancı Müzesi Öğrenme Programları, kasım ayında farklı yaş gruplarından çocuklara yönelik hazırladığı atölyelerde yaratıcı ve eğlenceli deneyimlerle çocukların öğrenme sürecini destekliyor.

Dünyadaki varlığımızın bir metaforu olarak doğayla ilişkimizi canlandıran&nbsp;Yaşayan Piramit isimli yerleştirme, sanatçının 1969'da kaleme aldığı&nbsp;Manifesto ile birlikte SSM’nin bahçesinde sergilenirken; sergiye eşlik eden “Yaşayan Piramit Konuşmaları” başlıklı program onun nazik, güçlü, kapsayıcı ve ilham verici sanatsal pratiğini mercek altına alıyor.

“Yaşayan Piramit Konuşmaları”nın kasım ayı programında sanat tarihçi ve küratör Nazlı Pektaş ile sanatçı Ekin Kano, Kerem Ozan Bayraktar ve Nergiz Yeşil “Yeryüzünü Yeryüzüne Vermek. Agnes Denes’in Yaşayan Piramit Heykeli Eşliğinde Ekoloji, Biyosanat ve Biyoetik” başlıklı konuşmayı 2 Kasım Çarşamba, eserdeki bitki ve çiçeklerin ekimini yapan Nadir Bitkiler Fidanlığı’nın kurucusu Fatih Koçak “Yaşayan Piramit: Bitkilendirme Tasarımı ve Evreleri” başlıklı konuşmayı 16 Kasım Çarşamba, 20. Yüzyıl Sanatı, Sanat Eleştirisi ve Kuramı, Çağdaş Sanat Pratiği ve Çağdaş Türk Sanatı konularında dersler veren Prof. Dr. Ahu Antmen ise “Agnes Denes’in İzinde Sanat İçin Yeni Bir Gelecek” başlıklı konuşmayı 30 Kasım Çarşamba günü gerçekleştirecek.&nbsp; 

Yeryüzünü Yeryüzüne Vermek. Agnes Denes’in Yaşayan Piramit Heykeli Eşliğinde Ekoloji, Biyosanat ve Biyoetik

Serinin ilk konuşmasında sanat tarihçi ve küratör Nazlı Pektaş moderatörlüğünde, yeryüzünü sanat ile tercüme etmeye çalışan üç sanatçı, doğayı temsil etmek yerine onu sanatsal üretime katmanın olanaklarını ele alacak. Denes’in yeryüzünü yeryüzüne verdiği Yaşayan Piramit sergisi eşliğinde müzenin bahçesinde büyüyen, yeşeren, çoğalan ve başka bahçelere de dağılan tohumlar bu konuşmanın tam merkezinde yer alacak. “Sanat yaşayan bir heykele, performansa, üretim biçimine dönüşürken, aslında nelerin peşine düşüyor? Sürdürebilirlik tartışmaları eşliğinde yaşam kaynakları hızla azalırken doğanın kendisine tutunan sanatçı hangi üretim modellerini benimsiyor? Nelerden vazgeçiyor ve neleri sahipleniyor?” sorularına odaklanılacak. 
İnsan ile insan olmayan arasındaki sınırların belirsizliğini evrim, doğa tarihi ve medikal illüstrasyonlardan ilham alarak araştıran&nbsp;Ekin Kano; nesnelerin etki alanlarına, bireyselleşme süreçlerine ve dönüşümlerine yoğunlaşan; son dönemde sokak bitkileri, istilacı gemiler, jeneratif imgeler, oyuncak robotlar gibi farklı ölçek ve nitelikteki nesnelerle çalışan sanatçı ve akademisyenKerem Ozan Bayraktar ve sanat yapıtlarında biyolojik malzeme kullanımına odaklanan sanatçı&nbsp;Nergiz Yeşil, Agnes Denes’in yeryüzü ile kurduğu bağa odaklanarak kendi üretimleri üzerine konuşacaklar. 

Ekoloji, biyosanat ve biyoetik ana başlıkları altında tüketim, atıklar, bitkiler, azalan su kaynakları, çevresel kirlilik konularının tartışılacağı konuşma 2 Kasım Çarşamba günü saat 17:00’de Sakıp Sabancı Müzesi’nde ücretsiz gerçekleştirilecek. 

&nbsp;

Yaşayan Piramit Konuşmaları Başlıyor

Sakıp Sabancı Müzesi, Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda ve Çimsa’nın iletişim sponsorluğunda 29 Ocak 2023’e kadar devam edecek olan, ekolojik sanatın öncülerinden Agnes Denes’in Yaşayan Piramit sergisi kapsamında, sanatçılar, sanat tarihçileri, akademisyen, öğrenciler ile ekoloji ve sanatla ilgilenenler için sanatçının pratiğine ışık tutan bir konferans serisine başlıyor.

Yeni medya sanatı, teknolojik eskimeye karşı nasıl korunur?

Sakıp Sabancı Müzesi, digitalSSM&nbsp;Arşiv ve Araştırma Alanı, “VARYANT. Yeni Medya Sanatının Belgelenmesi” başlıklı, teknolojik gelişmeler karşısında sanat eserlerinin korunma yöntemlerine odaklanan dört bölümlük bir programa başlıyor.

Teknolojinin hızlı ve sürekli değişen yapısı, yeni medya sanatının üretildikleri versiyonlarıyla geleceğe aktarılmasını riskli hâle getirmektedir. Teknolojik eskime karşısında, kültürü koruma sorumluluğu olan müzeler, yeni medya sanatını korumaya yönelik çözüm arayışlarını sürdürmektedir. Teknolojik sanat eserleri, teknolojinin yarattığı sürekli değişime katılarak ve ona uyum sağlayarak hayatta kalabilmektedir. &nbsp;Projeye adını veren “Varyant” kavramı da, bu perspektife atıf yapmaktadır.

VARYANT. Yeni Medya Sanatının Belgelenmesi başlıklı araştırma projesinde, dijital koruma uzmanlarının çözüm arayışlarında radikal bir yöntem olarak kabul edilen yeniden canlandırma (reinterpretation) pratiğine odaklanıyor ve belgelemeyi (documentation) yeni bir anlayışla ele alıyor. Sanatçılar, küratörler, koruma uzmanları, yeni medya araştırmacıları ve bilgisayar bilimcileri gibi farklı disiplinlerde çalışan uzmanları bir araya getiren projede, teknolojinin hızlı değişimine karşı sanatın zamansız değerinin nasıl korunacağı, yeni medya belgesellerinden ve ağ biliminden hangi pratiklerin öğrenilebileceği, belgelemenin sanat eseri yerine geçip geçemeyeceği soruları tartışılacak.

27 Ekim, Perşembe, 17:00’de çevrimiçi gerçekleştirilecek programın ilk bölümünde Özyeğin Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Zeynep Merve Uygun, “yeni medya belgeseli” kavramına ve buradan hareketle “sürdürülebilir arşiv pratiklerine” değinecek. Multimedia sanatçısı Deniz Tortum arşivler üzerine çalışan bir sanatçı olarak gözlemlerini paylaşacak ve “yeni medya ve yapay zekâ (artificial intelligence) araçlarının arşivleme süreçlerini nasıl etkileyebileceği” konularını ele alacak. 
 
digitalSSM Arşiv ve Araştırma Alanı Sorumlusu Osman Serhat Karaman’ın moderatörlüğündeki etkinliğin yuvarlak masa bölümünde ise, “Yeni medya pratikleri, yeni medya sanat eserlerinin arşivlenmesine nasıl bir yöntem sunabilir,Teknolojik eskimeden dolayı ortadan kaybolmuş sanat eserlerini nasıl bir belgeleme pratiğiyle yeniden canlandırabiliriz?, Teknolojiye bağlı sanat eserleri, zamanla ortadan kaybolmak için tasarlanmışsa geleceğe nasıl bir deneyim taşıyabiliriz?” soruları tartışmaya açılacak.

<a>27 Ekim, Perşembe, 17:00</a>’de çevrimiçi gerçekleştirilecek konferansı <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/koleksiyonlar-ve-arastirmalar/arsiv-ve-arastirma-alani/19838">Sakıp Sabancı Müzesi’nin web sitesi</a> üzerinden kayıt yaptıran herkes ücretsiz olarak izleyebilecek. 

Konferans serisinin gelecek programlarını SSM’nin <a href="https://sakipsabancimuzesi.org/koleksiyonlar-ve-arastirmalar/arsiv-ve-arastirma-alani/19838">etkinlikler</a> sayfasından takip edebilirsiniz.

Dr. Zeynep Merve Uygun

Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı, yüksek lisans eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema ve TV Yüksek Lisans Programı’nda tamamlamıştır. Doktora derecesini Edinburgh Üniversitesi Transdisipliner Belgesel Film bölümünden almıştır. Özyeğin Üniversitesi’ndeki pozisyonundan önce, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul Şehir Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’nde belgesel sinema, dijital hikaye anlatıcılığı ve video üretimi üzerine dersler vermiştir.

Uluslararası film atölyelerinde ve festivallerde mentör, eğitmen ve jüri üyesi olarak görev alan Uygun’un, IN OUT ve Zigzag gibi animasyon ve deneysel belgeselleri, başta Cannes, Altın Portakal, IF olmak üzere 50’nin üstünde film festivalinde gösterilmiş ve pek çok uluslararası ödül almıştır. Uygun’un akademik ilgi alanları arasında akademik çalışmaları görselleştirme, belgeselde mekan ve bedenin görsel temsili, dijital etnografi ve yeni medya belgeselleri (interaktif belgesel, dijital hikaye anlatıcılığı, transmedya belgesel vb.) yer almaktadır.

Deniz Tortum

Filmleri ve yeni medya çalışmaları Venedik Film Festivali, SXSW, IFFR, IDFA, Hot Docs ve Dokufest dahil olmak üzere pek çok festivalde gösterildi. 2019’da Filmmaker Magazine tarafından “Bağımsız Sinema’nın 25 Yeni Yüzü” arasında gösterildi. Uzun metraj belgeseli “Maddenin Halleri”, dünya prömiyerini Ocak 2020’de Rotterdam Film Festivali’nin Bright Future bölümünde yaptı ve Antalya ve İstanbul Film Festivaller'inde En İyi Belgesel ödülünü kazandı. Kathryn Hamilton ile birlikte yönettikleri en son kısa filmi “Our Ark”, Kasım 2021’de IDFA’da dünya prömiyerini yaptı ve İstanbul Film Festivali’nde En İyi Kısa Film ödülünü kazandı.

&nbsp;

Varyant. Yeni Medya Sanatının Belgelenmesi

Sakıp Sabancı Müzesi DigitalSSM, Varyant. Yeni Medya Sanatının Belgelenmesi başlıklı yeni araştırma projesine başlıyor.



Çimsa’nın katkılarıyla gerçekleştirilen ve 29 Ocak 2023 tarihine kadar her ay farklı bir temaya odaklanacak SSM çocuk atölyelerinin biletleri <a href="https://www.mobilet.com/bucket-event/sakip-sabanci-muzesi-cocuk-ogrenme-programlari-13563">Mobilet</a> üzerinden alınabiliyor. 

ATÖLYELER HAKKINDA 

Saksıdaki Bitkiler (6-9 Yaş), 8 Ekim Cumartesi, 11:00-12:00, Sera Atölye

Agnes Denes’in Yaşayan Piramit eserini inceleyecek çocuklar, “kavramsal sanat nedir?”, “ekolojik sanat nedir?” soruları ışığında eserin üzerindeki bitkileri tanıyacak, seçilen bitkilere uygun seramik saksı tasarımı yapacak. 

İstanbul’un Çiçekleri (6-9 Yaş), 9 Ekim Pazar, 11:00-12:00, Sera Atölye 

Agnes Denes’in Yaşayan Piramit eserini büyüteçlerle inceleyecek çocuklar bitkilerin dünyası, yaşam döngüsü ile ilgili düşünecek, atölyede siyah kartonlar ve beyaz kalemlerle kendi çiçeklerini çizecekler.

Latte Eve Gidiyor (5-8 Yaş), 9 Ekim Pazar, 13:00-14:00, Sera Atölye

Yazar ve hayvan hakları aktivisti Tolga Öztorun Latte Eve Gidiyor kitabı ile yapacağı etkinlikte çocuklar, deney laboratuvarından kaçan Latte ismindeki sıçanın kendi özgürlük yolunda empati kurma ve yaşam hakkına saygı duyma üzerine düşünecek.

Minik Tohum (5-7 Yaş), 15 Ekim Cumartesi, 11:00-12:00, Sera Atölye

Agnes Denes’in Yaşayan Piramit isimli eserinden ilhamla bir bitkinin yaşam döngüsünü ele alacak çocuklar, eserin üzerinde tohumdan yetişerek büyüyen bitkileri yakından inceleyip bakmak-görmek çalışması yapacak.

Bahçede Kim Var? (6-9 Yaş), 16 Ekim Pazar, 13:00-14:00, Sera Atölye 

SSM’nin bahçesinde sergilenen sanatçı Agnes Denes’in Yaşayan Piramit eserini yakından inceleyecek çocuklarla, çevresel sanat akımı ve birey olarak doğa ile olan ilişkisi üzerine sohbet edilecek. Atölyenin üretim aşamasında ise gruplara ayrılacak çocuklar doğal malzemeler kullanarak SSM’nin bahçesinde bir ağaç seçecek ve bahçede yaşayan bir hayvan ya da hayal ettikleri bir masalın kahramanı için bir yaşam alanı tasarlayacaklar.

Doğaya Davet (3-5 Yaş), 16 Ekim Pazar, 15:00-16:00, Sera Atölye 

Erguvan, lavanta, mimoza gibi çiçeklerin renklendirdiği, 115 farklı bitki çeşidinin yer aldığı İstanbul’un en önemli bahçelerinden biri olan SSM bahçesinde 3-5 yaş grubundaki çocukların katılımına yönelik ‘’Doğaya Davet’’ buluşmasında hem çocuklar hem de ebeveynler müzik, doğa, tasarım, sanat, drama gibi farklı konularda hazırlanan etkinlikler ve açık uçlu oyunlar ile çocukların ince motor ve kaba motor gelişimleri desteklenirken müze bahçesindeki yaşam keşfedilecek.

Sıfır Atık (6-10 Yaş), 22 Ekim Cumartesi ve 23 Ekim Pazar, 11:00-13:00, Sera Atölye

İki gün sürecek atölye çocuklar, ileri ve geri dönüşüm hakkında bilgi edinecek, SSM’nin eşsiz bahçesinde keşfe çıkacak, tohum ekim çalışması yapıp, toprağı, solucanı, bitkiyi ve can suyunu öğrenecek. “Nasıl daha az atık üretiriz?” sorusu hakkında düşünürken, var olan atıkları ileri dönüşüme uygun hale getirecekler. 

&nbsp;

Çocuk Atölyelerinin Ekim Ayı Programı Başladı

SSM Öğrenme Programları, Ekim ayında farklı yaş gruplarına yönelik ekoloji odaklı atölyelere ev sahipliği yapıyor. SSM bahçesinde yer alan Agnes Denes'in Yaşayan Piramit isimli eserinden hareketle hazırlanan atölye programında çocuklar, farklı malzemelerle yaratıcılıklarını dışavururken bitkilerin yaşam döngüsünü yakından inceleyecek, tohum ekim çalışması yapıp, toprağı, solucanı, can suyunu öğrenecek.

Agnes Denes Yaşayan Piramit Sergisi kapsamında SSM Öğrenme Programları tarafından yetişkinlere yönelik geliştirilen “Sanat İyileştirir” atölyeleri; umut ve iyimserlik becerilerini sanatla geliştirmeyi hedefleyen deneyimler sunacak.

Günümüzde global ölçekli müzeler; ziyaretçilerinin estetik beğenisini kazanmanın ötesinde, sosyal ve toplumsal dönüşüm odaklı amaçlara da hizmet etmeyi, sürdürülebilir bir ilke olarak sahiplenmektedir. SSM Öğrenme Programları da bu ilke odağı ile yetişkinler özelinde&nbsp; &nbsp;hazırladığı “Sanat İyileştirir” atölyelerini programlarına dahil ediyor. Tate Modern, Moma, Metropolitan Sanat Müzesi, Avusturalya Çağdaş Sanatlar Müzesi, Paris Palais de Tokyo ve Kanada Montreal Güzel Sanatlar Müzesi gibi pek çok sanat kurumunda da düzenlenmeye başlayan terapötik sanat atölyelerinde; sanat eserleri aracılığıyla kişinin kendini tanıması, bugün ve gelecek arasında bağlantı kurması, eserlerin kişide uyandırdığı duygu, düşünce ve hatıraların anlamladırılarak öz bilince ve öz farkındalığa ulaşması amaçlanıyor. 

“Gelecek henüz el değmemiş ve kırılgan, ona itinayla davranın”

Yaşayan en önemli ekofeminist sanatçılardan biri olan Agnes Denes’in Eylül ayında SSM bahçesinde sergilenmeye başlayan Yaşayan Piramit eseri ve Manifestosu &nbsp;&nbsp;herkesi geleceğe itinayla davranmaya çağırıyor. &nbsp;Bu çağrı ve felsefeden yola çıkılarak Sanat Psikoterapi Uygulayıcısı Selen Pehlivanoğlu İlkdoğan tarafından “Sanat İyileştirir “başlığıyla, yetişkinler için hazırlanan atölye serisinde katılımcılar; eseri incelerken kendilerinde uyanan bedensel duyumlara, düşüncelere ve duygulara odaklanacaklar. Katılımcılar sanat atölyesinde esere cevap niteliğinde kendi ürettikleri eserler üzerinden özfarkındalık keşfine çıkacaklar. Böylece bugün ve gelecek arasında bir bağlantı kurmaları sağlanacak. 

Çimsa’nın katkılarıyla gerçekleştirilecek ve ilk dönemi &nbsp;29 Ocak 2023 tarihine kadar devam edecek &nbsp;olan&nbsp; “Sanat İyileştirir “ &nbsp;yetişkin atölyelerine katılım için &nbsp;biletler <a href="https://www.mobilet.com/bucket-event/sakip-sabanci-muzesi-sanat-iyilestirir-programi-14201">Mobilet</a> üzerinden temin edilebilecek.

SANAT İYİLEŞTİRİR ATÖLYE PROGRAMLARI 

Kusursuz Kusurluluk, 8 Ekim Cumartesi, 12:00-14:00

Agnes Denes’e göre, “Piramitler matematiğe dayalıdır ve böylece bir tür kusursuzluğa erişirler; fakat aynı zamanda ele aldıkları veya temsil ettikleri ve görselleştirdikleri tüm kusurları da içerirler.” Bu atölyede katılımcılar, Yaşayan Piramit eserini incelerken içsel yargıçlarıyla bir diyalog kurmaya yönlendirilecekler. Çeşitli sanat malzemeleri ile yaratacakları yaşam piramidinin basamaklarından yukarıya çıkarken bedensel, duygusal ve düşünsel farkındalık kazanmaya teşvik edilecekler.

Paradoksal İmge, 5 Kasım Cumartesi ve 17 Kasım Perşembe 12:00-14:00

Agnes Denes 1969 yılında yazdığı Manifesto'sunda oluşturmaya başladığı "görsel felsefe" ile insanlığın başarılarını, çelişkilerini ve divaneliklerini merkeze alıyor. "Bir paradoksla çalışmak, tarifi zor olanı tanımlamak, görünmeyeni görünür kılmak". Yaşamda karşılaştığımız birçok durum, birbirine zıt ancak aynı zamanda sinerjik olan ve daha büyük bir sistem içinde birbiriyle ilişkilenen unsurları veya dualiteleri birlikte düşünmeyi gerektirir. Bu atölyede katılımcılar, yaşamlarında karşı karşıya kaldıkları paradoksal bir durumun coğrafi haritasından yola çıkarak çok yönlü ve yaratıcı düşünmeyi araştıracaklar.

Ekolojk Mandala, 3 Aralık Cumartesi ve 22 Aralık Perşembe, 12:00-14:00 

Agnes Denes, “Piramitler Serisinin Kısa Tarihi”ni (1970) şu sözlerle anlatır: "Bazı piramitler görünürde ağırlıksızlık içinde süzülürler, diğerleri ise vicdanın ağırlığından yapılmıştır. Ancak hepsinin aktardığı şey insanlık dramı, her zorluğa karşı devam eden umutlarımız ve hayallerimizdir. Varlığın paradokslarını temsil ederler ve adeta büyük mandalalar gibi kaderimizi tanımlarlar." Bu atölyede katılımcılar, müze bahçesinden toplayacakları çeşitli bitkilerle kil üzerinde ruhsallığın yansıması olan mandalalarını yaratacaklar. Bu yaratım sürecinde ekolojik malzemeyle haşır neşir olacak, doğada kendilerinden bir parça bulacaklar.

Duygusal İhtiyaçlar Piramidi, 7 Ocak Cumartesi ve 19 Ocak Perşembe, 12:00-14:00

Maslow, ihtiyaçlar piramidinin zirvesini kendini gerçekleştirme olarak tanımlamıştır. Bu atölyede, ihtiyaçlar piramidine farklı bir perspektiften yaklaşarak duygusal ihtiyaçlar piramidi yaratılacak. Kendini gerçekleştirme yolunda hayal edilen yere ulaşmak için kişilere eşlik eden duygular keşfedilecek.

Seren Pehlivanoğlu İlkdoğan, MA

Seren Pehlivanoğlu İlkdoğan, ortaokul ve lise eğitimini İzmir Amerikan Koleji'nde tamamladıktan sonra 2012 yılında Sabancı Üniversitesi'nde İşletme lisansını Sanat Tarihi yan dal derslerini bitirdi. 2015 yılında, Manchaster University akreditasyonu ile Sotheby's Institute of Arts Londra'da Art&amp;Business programından mezun oldu. 2018 yılında Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programından&nbsp;Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tedavisinde Dışavurumcu Sanat Psikoterapilerinin Etkinliği” başlıklı projesiyle 2020 yılında mezun oldu. 2022 yılında&nbsp;İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çapa Sosyal Psikiyatri Servisinde Ruhsal Bozukluklarda Sanat Psikoterapileri Uygulayıcı Eğitimini tamamladı. Bu sırada çeşitli psikiyatrik tanı almış hastalarla çalışmalarını sürdürdü. Halen, sanat psikoterapi uygulamalarına bireysel ve psikososyal alanlarda devam etmektedir. Müze ve galeri alanlarının terapötik etkisi üzerine de çalışmalarını sürdürerek yaygınlaştırmayı hedeflemektedir. Sanat Psikoterapileri Derneği asil üyesidir.

Terapötik Sanat Atölyeleri Başlıyor

“Sanat İyileştirir” terapötik sanat atölyeleri, Türkiye’de ilk kez bir müze çatısı altında, Sakıp Sabancı Müzesi’nde başlıyor. 

Sergide yer alan üç eser serisi; popüler kültürde sıkça rastlanan ve eleştirilen “özenme” kavramından esinlenen Pre-tension (Özenme); günden güne artan “dijital soyutlanmayı” protesto eden Fake Celebrations (Sahte Kutlamalar) ve tarihte Batı tarafından sömürgeleştirilmiş etnik grupların dans ve bedensel hareketlerini konu alan Post-Colonial Body’yi (Sömürgecilik Sonrası Beden) başlıkları altında temsil ediliyor. Sanatçıya göre enstalasyonlarda yer alan her obje, bahsedilen konularda boşlukları doldurarak “suflör” görevi görüyor. Sergide yer alan ve Hüseyin Çağlayan’ın tasarlayıp yönettiği Gravity Fatigue (Yerçekimi Yorgunluğu) adlı performansın filmi ise, sanatçının ilgi alanları olan kimlik, bedensizlik, göç ve metamorfoz gibi bir çok konuyu içeriyor.

Sadece modada değil, içinde yaratıcı süreçleri barındıran her disiplinde yenilikçi bakış açısıyla özgün bir çağdaş figür olan Hüseyin Çağlayan, mimari, felsefe, bilim, tarih, antropoloji, biyoloji ve teknolojiden esinlenen; çağdaş sanatın ve modanın önde gelen temsilcilerinden. İki yıl üst üste Yılın İngiliz Tasarımcısı ödülünü kazanan Çağlayan, 2006’da Britanya İmparatorluğu Şövalyelik Nişanıyla ödüllendirildi. Londra Tasarım Madalyası sahibi Hüseyin Çağlayan aynı zamanda Royal Society of Arts (RSA- Kraliyet Sanat Birliği) tarafından aldığı Kraliyet Tasarımcısı gibi bir çok ödül ve ünvanların da sahibi... 

Hüseyin Çağlayan bir hikaye anlatıcısı... Moda koleksiyonlarının yanı sıra enstalasyonlar yapıyor, kısa filmler yönetiyor, sahne performansları gerçekleştiriyor ve sahne sanatları için kostümler tasarlıyor. Moda tasarımlarında konsept ve uygulama, felsefe ve giyilebilirlik, teatrallik ve tekniği ustaca kullanılıyor ve eşit olarak dengeleniyor.&nbsp; 

2005 yılında 51. Venedik Bienali’nde Türkiye pavyonunda sergilenen Tilda Swinton'ın da yer aldığı video çalışması “Absent Presence”, Çağlayan’ın coğrafi çevre ve DNA yapısı arasındaki ilişkiyi irdeleyen bir kısa film çalışması. İlk gençlik yıllarının Kıbrıs ve Birleşik Krallık gibi iki farklı kültür arasında geçmesi nedeniyle kültürel kimlik, ulus-devletler, yer değiştirme, yerinden olma ve bedensizleşme kavramları Hüseyin Çağlayan’ın çalışmalarında sıkça karşımıza çıkıyor...

Sakıp Sabancı Müzesi ile birlikte Pilevneli işbirliğiyle gerçekleşen sergi, 8 Ocak 2023 tarihe kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nde galeri -2’de ziyaret edilebilecek.

&nbsp;

Hüseyin Çağlayan “Souffleur” Sergisiyle SSM'de

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Hüseyin Çağlayan’ın “Souffleur” başlıklı sergisine ev sahipliği yapıyor. Yeni medya aracılığıyla beden ve modern antropolojiye odaklanan; üç eser serisi ve bir video enstalasyondan oluşan sergi, 16 Eylül Cuma günü ziyarete açıldı. 

Denes'in sanatsal pratiği, estetik ve sosyo-politik fikirlerle olan ilişkisi açısından özgündür. Sanatıyla ilham vermek ve insanları eyleme teşvik etmenin yanı sıra “toplumsal kaygılara dikkat” çağrısında bulunmayı ve duyarlı, sanatsal niyetinden ödün vermeyen, hem nazik hem de güçlü olmayı başaran sanat pratiğiyle yaşamın her kesiminden insanları dahil etmeyi amaçlar. Dünyanın çevre kirliği ve iklim değişikliği gibi temel sorunlarına karşı olan duyarlılığı, Denes’in tüm eser ve eylemlerine görülmektedir. Bu yüzden de sanatçı, son kırk yılın büyük bir kısmını ekolojik ve felsefi fikirlerini her coğrafyada topluluklara sunarak geçirmiştir. 

Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer “Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde 2007’deki Habersiz Buluşma sergisiyle başlayan ve iki yılda bir gerçekleşen çağdaş sanat sergilerinin bu seneki odağı, ekolojik sanatın öncü isimlerinden Agnes Denes. Son iki senedir bütün dünyayı etkisi altına alan pandemi, gün geçtikçe artan çevresel kaygılarımızı katlayarak yeryüzüyle olan ilişkimizi derinden sorgulamamıza sebep oldu. Nitekim yeşil müze sertifikamızın bize yüklediği sorumlukla da programımızda bu konuyu önceliklendirdik. 1960’lardan beri sürdürdüğü büyük ölçekli ekolojik müdahaleleriyle tanınan Agnes Denes ile yakın iş birliği içinde gerçekleştirilen ‘Yaşayan Piramit,’ 13 Eylül 2022-29 Ocak 2023 arasında Sakıp Sabancı Müzesi’nin bahçesinde yer alıyor. Bu dünyadaki varlığımızın bir metaforu olarak doğayla ilişkimizi “canlandıran” bu eserle birlikte, Denes’in 1969’da kaleme aldığı ‘Manifesto’ da sergileniyor. Agnes Denes, New York’ta yaşayan, Macar asıllı bir Amerikalı sanatçı olarak ekolojiye odaklanan kavramsal eserleriyle tanınmaktadır. Sanatsal pratiğinin 1960’lardaki erken dönemlerinden itibaren dünyanın dört bir yanındaki müze ve galerilerde yüzlerce sergiye katılmıştır. Büyük ölçekli çevresel projelerinin yanı sıra, Denes’in çizimleri, resimleri ve üç boyutlu eserleri dünyanın birçok büyük kurumunun koleksiyonlarında yer alıyor. ‘Yaşayan Piramit,’ Türkiye’de sergilenen ilk eseri olacak. 

10 Eylül’de katılımcıların bitki ekimiyle üretim süreci tamamlanan ‘Yaşayan Piramit’imiz, binlerce tohum çimlere ve çiçeklere dönüşürken büyüyecek, biçim ve renk değiştirecek. Sanatçının arzusu doğrultusunda bu sergi için özel olarak üretilen, mermer üzerine yazılı ‘Manifesto’ ise bahçenin artık kalıcı bir parçası olarak koleksiyonumuzda yerini alacak. Sanatçının ‘Manifesto’sunu, davetimizi kabul ederek gelen ve bugün bizlere okuyan kişinin, ekolojik kaygıları uzun yıllardır kalemiyle gündeme getiren kıymetli yazar Buket Uzuner olması ise bize ayrı bir gurur kaynağı olmaktadır. Kendisine çok teşekkür ediyorum.&nbsp; 

Agnes Denes’in ‘Yaşayan Piramit’i, çevre bilincini, korumayı, sürdürülebilirliği ve çevre duyarlılığını teşvik eden eğitim programlarıyla desteklenerek gerçek amacına ulaşmış olacak. Sergiden sonra Sakıp Sabancı Müzesi, Denes’in tabiata duyarlı yaklaşımını sürdürecek izleyicileri bitkileri sahiplenmeye davet edecek. Anıt, dağılıp yok olmak yerine, onu paylaşacak topluluğun sahiplendiği küçük parçalar üzerinden yaşamaya devam edecek. Denes’in ‘Manifesto’su ise, bu eserin oluşturulması için bir araya gelen topluluğu ve ‘Yaşayan Piramit’i hatırlatmaya devam edecek.&nbsp;Bu kıymetli ve anlamı büyük projede yanımızda olan Sabancı Holding’e ve iletişim sponsorumuz Çimsa’ya destekleri için müteşekkirim” dedi.

Sabancı Holding İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik&nbsp;Grup Başkanı&nbsp;Hakan&nbsp;Timur, “Sabancı Holding olarak sürdürülebilirlik konusunu en üst düzeyde sahipleniyoruz.&nbsp;“Sürdürülebilir bir yaşam için, öncü girişimlerle, Türkiye ile dünyayı birleştiririz.” olarak belirlediğimiz Topluluk Vaadimiz de bunun önemli bir göstergesi. Doğayı koruyan sürdürülebilir bir büyüme modeli ile, etki alanımızın gücünün de farkındalığıyla, üstlendiğimiz her meselede üzerimize düşeni yapmak için çalışıyoruz.&nbsp;Sanat konusundaki inisiyatiflerimiz de bunların arasında önemli bir yer tutuyor. Sanat bizleri bir araya getiriyor ve kollektif bir bilinç oluşturuyor. Bu kapsamda da Yaşayan Piramit sergisini destekleyerek çevreye faydalı olacak toplumsal bilinci sürdürülebilir kılmayı amaçlıyoruz” dedi.

Çimsa CEO’su Umut Zenar, “Sürdürülebilirlik konusunu çevremize ve toplumumuza olan sorumluluğumuzun bilinciyle, ana stratejimizin bir parçası ve bir iş yapma biçimi olarak ele alıyoruz.&nbsp; Çimsa olarak, sürdürülebilir bir gelecek için kritik öneme sahip olan iklim değişikliğiyle mücadele konusunda çözümler geliştirmeye çalışıyoruz. Bu yönde yapılan çalışmaları da destekliyoruz. Yaşayan Piramit Projesi bu nedenle desteklediğimiz bir süreç oldu. Bünyemizde gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yapacağımız yatırımlarla karbon yoğunluğunu azaltmayı hedefliyoruz” dedi.

Agnes Denes ve Yaşayan Piramit Üzerine...

Bitmek tükenmek bilmeyen bir merak içindeki Denes, insanlığın geleceğine dair neredeyse kehanet niteliğindeki vizyonunu yüzeye çıkarmak için çalıştığı fikirleri, biçimleri ve süreçleri sürekli olarak genişletiyor. Ortaya çıkardığı bu vizyon, gerçekliğimizi cesur bir biçimde değerlendiriyor; fakat aynı zamanda geleceğe umutla bakmaya devam ediyor.&nbsp;

İlk olarak 2015 yılında New York’taki Socrates Heykel Parkı’nda ve ardından 2017’de documenta 14 kapsamında Kassel’deki Nordstadtpark’ta inşa edilen, mekâna özgü bir eser olan “Yaşayan Piramit,” doğal yaşam döngüsüne sahip bir heykel olarak da değerlendirilebilir. Dört ton toprakla doldurulmuş ahşap basamaklı teraslardan oluşan piramit, gökyüzüne uzanan dokuz metrelik bir kavis çiziyor. Piramidin teraslarında, her bir cephesine düşen güneş ve gölge miktarına göre belirlenerek İstanbul’un kent florası içinden sanatçının seçtiği, yaklaşık altı yüz türde iki bin adet bitki ve çiçek var. Piramit bahçede sergilendiği sürece evrim geçirecek; bitkiler filizlenecek, çiçek açacak, bazıları tohuma kaçacak, bazıları ölecek. 

Doğanın insan uygarlığının en ikonik biçimlerinden biri olan piramit ile etkileşime girerken geçirdiği organik gelişimi gözler önüne sermeyi amaçlayan Denes, “Piramitler matematiğe dayalıdır ve böylece bir tür kusursuzluğa erişirler, fakat aynı zamanda temsil ettikleri ve görselleştirdikleri tüm kusurları da içerirler” diyerek, insan-doğa etkileşimini neden yaşayan bir piramit ile anlatmak istediğinin ipuçlarını veriyor. Yaklaşık yarım yüzyıldır piramit formunu desenden heykele farklı mecralarda bir metafor olarak kullanan Denes, bu form aracılığıyla düşünsel kavrayışımızdaki toplumsal hiyerarşileri de sorguluyor.&nbsp;

“Yaşayan Piramit,” 29 Ocak 2023 tarihine kadar SSM’de ziyaret edilebilecek.

Çocuk Atölyeleri

SSM Öğrenme Programları, 1 Ekim 2022 – 29 Ocak 2023 tarihleri arasında farklı yaş gruplarından çocuklara çevre ve ekoloji odaklı atölyeler gerçekleştirecek.

Yeşkinlere yönelik düzenlenecek konferans ve etkinlikler SSM’nin web sayfasından takip edilecek.

&nbsp;

&nbsp;

Agnes Denes'in Yaşayan Piramidi SSM Bahçesi'nde Yaşam Döngüsüne Başladı

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), yaşayan en önemli ekofeminist sanatçılardan biri olan Agnes Denes’in mekâna özgü eseri “Yaşayan Piramit”e ev sahipliği yapıyor. Eser, 13 Eylül 2022 – 29 Ocak 2023 tarihleri arasında Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda; Çimsa’nın iletişim sponsorluğunda SSM’nin bahçesinde izlenebilecek.

Müzede Sahne sanat yönetmeni Emre Koyuncuoğlu, Açık Radyo’nun kurucusu,&nbsp;siyaset bilimci ve yazar Ömer Madra ile genç neslin iklim aktivisti Atlas Sarrafoğlu’nun açılış konuşmalarının ardından Şebnem İşigüzel tarafından kaleme alınan “Taş” oyunu prömiyerini yaptı. Zinnure Türe’nin yönettiği, Aslı İçözlü, Banu Fotocan ve Ayda Akkaya’nın oynadığı Taş, bir köyde taş ocağı açılmasıyla başlayan üç kuşaktan üç kadının direnişini anlatıyor.

Emre Koyuncuoğlu’nun sanat yönetmenliğinde gerçekleştirilen ve her yıl bir tema etrafında gösteri sanatları alanındaki eserleri buluşturan Müzede Sahne’nin bu yılki başlığı, geçtiğimiz yıl açıklanan ve atmosferde ölçülen en yüksek karbondioksit oranı 419 PPM’e dikkat çekmek amacıyla “Dünya 419 PPM Bir Sahne” olarak belirlendi. İnsanlık için kırmızı alarm olarak nitelendirilen ancak ülkemizde gösteri sanatlarında&nbsp;halihazırda eksik olan iklim acil durumuna dikkat çeken Müzede Sahne için üç farklı yazara iklim kriziyle ilgili oyun sipariş edildi ve üç farklı sahneyle prodüksiyon anlaşması yapıldı. Şebnem İşigüzel’in yazdığı, Zinnure Türe’nin yönettiği&nbsp; “Taş”, Nadir Sönmez’in yazdığı ve Ayşe Lebriz Berkem’in yönettiği “Libido” ile Volkan Çıkıntoğlu’nun yazdığı, Gülhan Kadim’in yönettiği “Tek Kullanımlık Hikâye” isimli oyunlar, Müzede Sahne’deki gösterimlerinden sonra sezon boyunca farklı tiyatro sahnelerinde izleyicileriyle buluşacak. 

Oyunlardan önce ücretsiz gerçekleştirelecek panellerde çevre politikalarında uzman sanatçı, akademisyen, araştırmacı ve aktivistler izleyicilerle buluşacak.

Oyunlar, performanslar, konuşmalar ve panellerin yer aldığı, 14 Ağustos’a kadar devam edecek Müzede Sahne için biletler, <a href="https://www.mobilet.com/bucket-event/sakip-sabanci-muzesi-muzede-sahne-13134">Mobilet</a> üzerinden temin edilebilecek.

&nbsp;

&nbsp;

&nbsp;

Sakıp Sabancı Müzesi’nin (SSM) Sabancı Vakfı’nın katkılarıyla düzenlediği, gelenekselleşen açıkhava etkinliği Müzede Sahne, altıncı yılında iklim krizi ve ekolojik yıkım temasıyla başladı. 

Türkiye’nin Leed Gold V4 sertifikasına sahip tek yeşil müzesi olan Sakıp Sabancı Müzesi’nin (SSM), gelenekselleşen açıkhava etkinliği Müzede Sahne, bu yıl odağına iklim krizi ve ekolojik yıkımı alıyor. Bu kapsamda SSM’in Sabancı Vakfı’nın katkıları&nbsp;ile&nbsp;düzenlediği Müzede Sahne, altıncı yılında “Dünya 419 PPM Bir Sahne” başlığıyla 10-14 Ağustos tarihlerinde seyircisiyle buluşuyor.

Emre Koyuncuoğlu’nun sanat yönetmenliğinde gerçekleştirilen ve her yıl bir tema etrafında gösteri sanatları alanındaki eserleri buluşturan Müzede Sahne’nin bu yılki başlığı&nbsp;geçtiğimiz yıl açıklanan ve atmosferde ölçülen en yüksek karbondioksit oranı olan 419 ppm’e dikkat çekmek amacıyla belirlendi. İnsanlık için kırmızı alarm olarak nitelendirilen; ancak ülkemizde gösteri sanatlarında halihazırda eksik olan iklim acil durumuna dikkat çekecek Müzede Sahne için üç farklı yazara iklim kriziyle ilgili oyun sipariş edildi ve üç farklı sahneyle prodüksiyon anlaşması yapıldı. İlk gösterimleri Müzede Sahne’de yapıldıktan sonra oyunlar sezon boyunca farklı tiyatro sahnelerinde izleyicileriyle buluşacak.

Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer “SSM olarak her yaptığımız işi toplum adına bir değer üretimi olarak görüyoruz. Bu amaçla her yıl toplumsal bir soruna parmak basan Müzede Sahne’yi bu yıl geç kalınmış olsa da insanlık için hemen şimdi harekete geçmemiz gereken iklim sorununa ayırıyoruz. Geçtiğimiz aylarda aldığımız Türkiye’nin tek yeşil müzesi sertifikası sorumluluğumuzu daha da artırıyor. Çevre sorunları plastik sanatlarda ve çağdaş sanatta işlenen bir konu olmakla birlikte, sahne sanatlarının içine pek girememiş, konuyla ilgili çok az eser üretilmiş. Bu durumda biz de sanat yönetmeni Emre Koyuncuoğlu ile birlikte 3 harika yazara 3 harika oyun ısmarladık. Yeni oyunlarla birlikte mekâna özgü performanslar ve iklim üzerine konuşmalarla Müzede Sahne’nin programını oluşturduk.İklim acil durumunun sahnelerde daha çok konuşulmasına ön ayak olacağımız, yıl boyunca da bu hassasiyetin farklı farklı sahnelerden devam edeceğine desteğimiz olacağı için çok mutluyuz. Çevre ve ekolojik sorunların bir müzeden topluma yayılmasını fazlasıyla önemsiyoruz. Ağustos ayında sahne sanatları ve öğrenme programları etkinlerimiz, eylül ayında yeni sergimizle konuya dikkat çekmeye devam edeceğiz. Bizlere bu meseleyi sahnelerden düşündürtecek bir program hazırlama şansı veren ve sahne sanatlarını uzun zamandır destekleyen Sabancı Vakfı ile sanat yönetmeni Emre Koyuncuoğlu’na çok teşekkür ediyorum.” dedi. 

Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan “Sabancı Vakfı olarak, yarım asra yakın bir süredir toplumsal gelişmeye katkı sağlamak için çalışıyoruz. Toplumsal gelişmeyi sağlamanın ana araçlarından biri olarak gördüğümüz kültür-sanat alanında da farklı projeler hayata geçiriyoruz. Her zaman sanatı herkes için erişilebilir kılmak ve daha fazla insanı sanatla buluşturmak hedefiyle hareket ediyoruz. Sosyal değişim hedefimiz doğrultusunda, içinde olduğumuz her projeye de uzun soluklu yaklaşıyor, desteklerimizi bu yönde sürdürüyoruz. Bu kapsamda, her yıl önemli bir toplumsal meseleye sahne sanatlarıyla dikkat çeken Müzede Sahne etkinliğine 6 yıldır destek veriyoruz. Müzede Sahne, bu yıl insanlığı tehdit eden konuların başında gelen iklim acil durumunu gündemine taşıdı. Ertelenemeyecek kadar acil olan bu konuya, sanat yoluyla farkındalık yaratmayı amaçlayan Müzede Sahne etkinliğini 6. kez tasarlayan başta Nazan Hanım olmak üzere Sakıp Sabancı Müzesi ekibine ve etkinliğin sanat yönetmeni Emre Koyuncuoğlu’na teşekkür ederiz.” şeklinde konuştu.

Müzede Sahne Sanat Yönetmeni Emre Koyuncuoğlu “Geçen yıl Müzede Sahne’yi sona erdirirken, bir sonraki yıl iklim krizi üzerine bir şeyler yapmalıyız, diye düşündüm. ‘Ekoloji politikaları ve sanatsal aktivizm’ üzerine bir tema düşünürken müzenin “Yeşil Müze” olma çalışmaları ile harika bir uyum sağladık. İklim değişikliği ve insan elinin yarattığı yıkımları, gündelik hayatta tanık olduğumuz, maruz kaldığımız, gerçekleri sorgulayan, yerelden aktaran hikâyeleri sahne sanatlarında daha görünür kılmak istedik. Davet ettiğimiz sanatçıları, temayla bağlantılı projelerini geliştirmek için destekledik. İçeriği, seçtiğimiz temaya paralel bir anlayışla oluşturduk. Paketlenmiş projeler yerine, üretimi ve süreci destekleyen, kesişimsel alanlar yaratan, “kırılgan” sayılabilecek projeler hedefledik.&nbsp; Yaşamın etik ve politik anlamda yeniden yaratılmasına, hikâye anlatımıyla katkı sunmayı bir gereklilik saydık. Kıymetli iklim aktivistlerini ağırlayacağımız konuşmalar, oyunlar, performanslar ve dans gösterisi ile etkinliğimizin dönüşen yüzünde, bize inanan, gönülden destek veren Sabancı Vakfı’na çok teşekkür ederim. Bu yıl, çevre yıkımına karşı &nbsp;hassasiyetlerimizden dolayı öncü nitelikte, gösteri sanatlarına öneriler sunan bir etkinliğe soyunduk. Umarım bir arada olma heyecanını tüm sanatçılarımız katılımcılarımız, izleyicilerimiz, teknik ekibimiz ve müze yönetimi olarak paylaşır, üretimlerin doğurduğu umudu birlikte tecrübe ederiz.” dedi. 

Müzede Sahne, 10 Ağustos Çarşamba günü sanat yönetmeni Emre Koyuncuoğlu’nun açılış konuşması ve ardından Açık Radyo’nun kurucusu,&nbsp;siyaset bilimci ve yazar Ömer Madra ve genç neslin iklim aktivisti Atlas Sarrafoğlu’nun “Dünya 419 PPM Bir Sahne” üzerine hazırladıkları konuşmalarla başlayacak.&nbsp; Ardından prodüksiyonu desteklenen ve ilk kez Müzede Sahne’de dünya prömiyeri yapacak oyunlardan Şebnem İşigüzel’in yazdığı, Zinnure Türe’nin yönettiği&nbsp; “Taş” oyunu sahnelenecek. Nadir Sönmez’in yazdığı ve Ayşe Lebriz Berkem’in yönettiği “Libido” ile Volkan Çıkıntoğlu’nun yazdığı, Gülhan Kadim’in yönettiği “Tek Kullanımlık Hikâye” isimli oyunlar da ilk kez Müzede Sahne’de seyirci karşısına çıkacak. Ayrıca bu yıl ilk defa Müzede Sahne’de bir araya gelen dansçı Nazlı Durak ve ressam Nalan Yırtmaç’ın temaya özel geliştirdikleri projeleri, tiyatro araştırmacısı Eylem Ejder’in ve sanatçı Nejbir Erkol’un Müzede Sahne için uyarladıkları performansları, Çıplak Ayaklar Kumpanyası’nın “Taşıdıklarımız” ve Tatavla Tiyatro’nun “İnsanlık Çağı” oyunları da Müzede Sahne’nin bu yılki programında yer alacak. Oyunlardan önce ücretsiz gerçekleştirelecek panellerde çevre politikalarında uzman sanatçı, akademisyen, araştırmacı ve aktivist Hande Paker, Atıf Akın, İlksen Mavituna, Eraslan Sağlam, Ezgi Hamzaçebi, Selver Sezen Kutup, Deniz Gündoğan İbrişim ve Işın Eliçin izleyicilerle buluşacak. &nbsp;Etkinlikte ayrıca pop-up olarak adlandırılan; 50'lerin sonunda ortaya çıkıp, performans sanatını müjdeleyen happeninglerin ruhunu taşıyan; doğaçlamaya açık, “çevre” temalı süpriz okumalar da gerçekleştirilecek.

Oyunlar, performanslar, konuşmalar ve panellerin de yer aldığı Müzede Sahne için biletler, <a href="https://www.mobilet.com/bucket-event/sakip-sabanci-muzesi-muzede-sahne-13134">Mobilet </a>&nbsp;üzerinden temin edilebilecek.

SSM, İklim Acil Durumuna Gösteri Sanatları Aracılığıyla Dikkat Çekiyor

Müzede Sahne, “Dünya 419 PPM Bir Sahne” başlığıyla 10-14 Ağustos’ta SSM’de


21 Haziran’da sabah 05.30’da güneşin ilk ışıklarıyla beraber Cihangir Yoga eğitmenleriyle başlayacak etkinlikte 05.30 – 06.00 arası meditasyon, 06.00 – 07.00 arasında ise yoga dersi gerçekleştirilecek. SSM’nin eşsiz Boğaz manzarasına sahip Fıstıklı Teras’ta &nbsp;gün doğumuna karşı düzenlenen etkinliğe katılım her seviyeye açık ve ücretsiz olacak. Katılım için SSM’nin web sayfasından <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/etkinlik/261">kayıt</a> yapılması gerekmektedir. 

SSM’de devam eden David Hockney sergisi kapsamında yer alan Bahar, Nefes, Sanat; Müzede Yoga etkinliği de, 18 Haziran, 2 Temmuz ve 23 Temmuz tarihlerinde 08.30 – 09.30 saaatleri arasında gerçekleşiyor. Etkinliğin sınırlı sayıdaki bileti SSM web sitesinden satın alınabiliyor. 

SSM’in klasikleşen yaz etkinliği Müzede Yoga da 28 Eylül’e kadar Çarşamba günleri her seviyeden katılımla ücretsiz olarak devam ediyor. 

&nbsp;

&nbsp;

&nbsp;

&nbsp;

SSM, 21 Haziran Dünya Yoga Günü’nü Güneşin İlk Işıklarıyla Kutlayacak

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, “Dünya Yoga Günü” olarak kutlanan yılın en uzun günü 21 Haziran’da, yoga severlere bambaşka bir deneyim yaşatacak.

Sakıp Sabancı Müzesi’nin, digitalSSM&nbsp;Arşiv ve Araştırma Alanı tarafından &nbsp;yürütülen “Blokzincir ve Dijital Kültürün Geleceği” başlıklı 4 bölümlük programın ilk bölümü gerçekleştirildi. Programın ilk bölümünde, NFT koleksiyonlarının müze bağlamında yönetimi ve kripto ile uğraşan müzelerin karşılaşabileceği güçlükler masaya yatırıldı.

digitalSSM&nbsp;Arşiv ve Araştırma Alanı tarafından yürütülen “Blokzincir ve Dijital Kültürün Geleceği” başlıklı blokzincir teknolojilerinin sanat ve kültür üzerindeki etkisini araştıran dört bölümlük programın ilki Sakıp Sakıp Sabancı Müzesi’nde yapıldı. Program, blokzincir teknolojisinden tam anlamıyla yararlanabilmek için öncelikle onun ne olduğunu, nasıl çalıştığını, gerçekten ne vadettiğini ve onu, temel eksikliklere sahip güncel dijital altyapıyı dönüştürmek için nasıl kullanabileceğini anlamak gerektiği üzerine odaklanıyor. 

digitalSSM Arşiv ve Araştırma Alanı Sorumlusu Osman Serhat Karaman moderatörlüğünde gerçekleştirilen programın bu ilk bölümünde; Andy Warhol’un disketlerden kurtarılmış eserlerinin NFT’ye dönüşümü ile Almanya'nın en önemli sanat ve medya müzelerinden biri olan Karlsruhe'deki ZKM Sanat ve Medya Merkezi’nin NFT koleksiyonunun oluşumu gibi somut örnekler üzerinden dijital mirasa sürekli erişim, NFT'ler bağlamında mülkiyet ve hak kavramları, NFT'lerin müze bağlamında yönetimi ve kripto ile uğraşan müzelerin karşılaşabileceği güçlükler tartışmaya açıldı. 

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı&nbsp;Erkay Savaş, “Emniyet, Gizlilik ve Güven için Blokzincir ile İnternetin Yeniden Mühendisliği” başlıklı konuşmasında güvenlik, gizlilik, şeffaflık olmadan çevrimiçi işlemlerin güvenli olmadığını vurguladı. Erkay Savaş, “İlk zamanlarda internet işlevsellik için tasarlandı. Bir veriniz, bir mesajınız var ve mümkün olduğunca verimli bir şekilde bir noktadan diğerine gönderebiliyordunuz. Tasarlanan hedef buydu. Güven, güvenlik, mahremiyet, dağıtım ve ademi merkeziyetçilik birinci öncelik değildi. İşte bu yüzden bugünlerde tüm bu sorunları yaşıyoruz. Ve hatta kimliğinizi veya ağınızı kanıtlamak çok zor. Ek ekipmana ihtiyacınız var ve blokzincir teknolojisi bu sorunları çözen teknoloji olabilir” dedi.

Maine Üniversitesi'nde Yeni Medya Profesörü ve Dijital Küratörlük Programı’nın Direktörü Jon Ippolito ise “Kripto-Koruma ve Andy Warhol'un Hayaleti” başlıklı konuşmasında,Christie’s'in kendi sözleşmesi üzerinden bir NFT'ye gelecekte erişmenin olası başarısızlık noktalarını aydınlattı ve şunları söyledi: “Korumaya yönelik daha düşünceli bir yaklaşımın yokluğunda, şu anda NFT'ler aracılığıyla satılan dijital sanat yapıtları, terk edilmiş sunucular veya yazılımın eskimesi nedeniyle ortadan kalkacaktır. &nbsp;Bu kasvetli gelecek, blokzinciri sonsuza kadar yaşasa bile NFT’leri bekliyor. 

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Selçuk Artut da “Sanat Sahnesinin Giderek Daha Fazla Teknoloji ve Dijital Varlık Odaklı Bir Dünyaya Dönüşmesi” başlıklı konuşmasında, sanat yaratmak için büyük ölçüde teknolojiye güvendiğimiz vakit ortaya çıkan sorunlara odaklanarak, şunları söyledi:&nbsp;“Tarih boyunca çeşitli düzeylerde sanat ve teknoloji arasında her zaman ikili bir etkileşim olmuştur. Her adımda teknoloji, sanatçıların yaratıcı ifadesini genişletmek için yeni ortamlar, araçlar ve temalar yarattı. Ancak yeni teknolojinin kullanıldığı günümüz sanat eserlerinde, yapıtın yaratılması ya da sunumu sırasında verilen teknik bileşenlerin aşırı övülmesi, yapıtın söylemsel özünü gölgeleme riski taşıyabiliyor. Ayrıca teknolojik araçlara mutlak güven, teknolojik kayıp karşısında bu tür sanat eserlerinin korunmasına yönelik potansiyel tehlikeyi de beraberinde getiriyor.”&nbsp; 

ZKM'de 2017 yılında Open Codes sergisinde Blockchain teknolojisi ve NFT'ler ile ilk denemeleri yapan, yazılım mühendisi ve küratör Daniel Heiss, “Mesele Para Değil: Müze Perspektifinden Blokzincir” başlıklı konuşmasında ZKM Crypto Collection’ın oluşumuna, zincir içi/zincir dışı NFT'lere, NFT'ler bağlamında mülkiyet ve hak kavramlarına, NFT'lerin müze bağlamında yönetimine ve kripto ile uğraşan müzelerin karşılaşabileceği güçlüklere değindi. 

Blockzincir ve Dijital Kültürün Geleceği başlıklı programın kaydı&nbsp; <a href="https://vimeo.com/showcase/9559188">SSM’nin Vimeo hesabından</a> izlenebilir. 

digitalSSM Arşiv ve Araştırma Alanı tarafından yürütülen “Blockzincir ve Dijital Kültürün Geleceği” başlıklı program yeni konu başlıkları ile devam edecek. 

&nbsp;

&nbsp;

&nbsp;

&nbsp;

&nbsp;

&nbsp;

&nbsp;

“Blokzincir ve Dijital Kültürün Geleceği” Başlıklı  Programın İlki Gerçekleştirildi

TEKNOLOJİYE MUTLAK GÜVEN, SANAT ESERLERİNİN KORUNMASINDA TEHLİKEYİ DE BERABERİNDE GETİRİYOR

Kripto rüyasının hangi vaatleri doğru ve hangi vaatlerine fazla değer biçiliyor?

Sakıp Sabancı Müzesi, digitalSSM&nbsp;Arşiv ve Araştırma Alanı tarafından yürütülen “Blokzincir ve Dijital Kültürün Geleceği” başlıklı blokzincir teknolojilerinin sanat ve kültür üzerindeki etkisini araştıran dört bölümlük bir programa ev sahipliği yapıyor.

Blokzincir, hızla değişen ekonomik ve sosyal sistemlerin ortaya çıkardığı zorlukların üstesinden gelmede araçsal olabilecek, yıkıcı olduğu kadar kurucu da bir teknoloji olarak tanımlanmaktadır. Program, bu etkileyici teknolojiden tam anlamıyla yararlanmak için öncelikle onun ne olduğunu, nasıl çalıştığını, gerçekten ne vadettiğini ve onu, temel eksikliklere sahip güncel dijital altyapımızı dönüştürmek için nasıl kullanabileceğimizi anlamaya çalışıyor. 

Programın bu ilk bölümünde; Andy Warhol’un disketlerden kurtarılmış eserlerinin NFT’ye dönüşümü ile Almanya'nın en önemli sanat ve medya müzelerinden biri olan Karlsruhe'deki ZKM Sanat ve Medya Merkezi’nin NFT koleksiyonunun oluşumu gibi somut örnekler üzerinden dijital mirasa sürekli erişim, NFT'ler bağlamında mülkiyet ve hak kavramları, NFT'lerin müze bağlamında yönetimi ve kripto ile uğraşan müzelerin karşılaşabileceği güçlükler tartışmaya açılacak.&nbsp;

26 Mayıs Perşembe, 17.00’de &nbsp;gerçekleşecek programın ilk bölümünde; bilgisayar bilimcisi ve Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı&nbsp;Erkay Savaş, Maine Üniversitesi'nde Yeni Medya Profesörü ve Dijital Küratörlük (Digital Curation) Programı’nın Direktörü Jon Ippolito, sanatçı ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Selçuk Artut ve ZKM'de 2017 yılında Open Codes sergisinde Blockchain teknolojisi ve NFT'ler ile ilk denemeleri yapan, yazılım mühendisi ve küratör Daniel Heiss bir araya gelecek.

Zoom üzerinden gerçekleştirilecek ve <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/etkinlik/243">SSM’nin web sitesi</a> üzerinden kayıt yaptıran herkesin ücretsiz olarak izleyebileceği sempozyumun konuşma dili İngilizce olacak.

2019-2021 yılları arasında digitalSSM&nbsp;Arşiv ve Araştırma Alanı tarafından gerçekleştirilen Teknolojik Sanat Eserlerinin Korunması başlıklı araştırma projesine <a href="https://bit.ly/teknolojik_sanat_eserleri">SSM’nin web sayfasından</a> erişilebilir.

SSM'nin Blokzincir ve Dijital Kültürün Geleceği Başlıklı Yeni Programı Başlıyor 

Sakıp Sabancı Müzesi'nin Blockzincir ve Dijital Kültürün Geleceği  başlıklı programı başlıyor. 

Zamanımızın en önemli ve yaratıcı sanatçılarından biri olarak kabul edilen David Hockney’nin Covid-19 pandemisinin ilk dalgası sırasında, Normandiya'daki evinde ürettiği iPad resimlerinden oluşan Baharın Gelişi, Normandiya, 2020&nbsp;sergisi kapsamındaki ilk konferans, sanatın örgütlenme biçimleri, çağdaş sanatın piyasa ile ilişkisi, kültür politikaları ve kültür endüstrisi alanlarında çalışmaları bulunan Doç. Dr. Ayşe Hazar Köksal tarafından gerçekleştirildi. “Pop Sanat Nedir, Ne Değildir?” başlıklı konferansta 1950’li ve 1960’lı yılların ana akım sanatına yönelik bir eleştiri olarak ortaya çıkan Pop Sanat’ın, zaman içinde kendi tezinin eleştirisine dönüşmesine odaklanıldı.

David Hockney konferanslarının ikincisi 25 Mayıs Çarşamba günü gerçekleştirilecek. Modernizm, sanatta feminist teoriler, heykel tarihi, çağdaş ve güncel sanat alanlarında çalışmaları bulunan Doç. Dr. Seda Yavuz’un “Temsilin Olanaklarını Aşmak: David Hockney” başlıklı konferansında Hockney’nin farklı evreleri ve temsilin olanaklarını zorladığı imgeleri ele alınacak. 

1 Haziran Çarşamba günkü konferansın konuğu ise&nbsp; kariyeri boyunca yeni teknolojileri ve yöntemleri araştıran, Batı sanatı, çağdaş sanat ve çağdaş sanat müzeleri üzerine çalışmaları bulunan Prof. Dr. Esra Aliçavuşoğlu Karaveli&nbsp; olacak.&nbsp; “Tutkunun ve Direncin Portresi: David Hockney” başlıklı konferansta David Hockney’nin kariyerinin ilk dönemlerinden bugüne uzanan süreçte, sanat pratiğini şekillendiren temel unsurlar ele alınacak; 1960’larda Londra’da yaşanan değişimlerin, kültürel iklimin onun yapıtlarına nasıl yansıdığı işlenecek.

Mimari tasarım ve görsel iletişim alanlarında çeşitli üniversitelerde dersler veren Beril Sezen’in “David Hockney ve Mecralar Arasılık” başlıklı konferansı 8 Haziran Çarşamba günü düzenlenecek.&nbsp; Konferansta, Hockney’nin farklı iki sanat formu – resim ve fotoğraf – ile farklı iki mecrayı&nbsp; – analog ve dijital – etkileşime sokan ‘‘Fotografik Çizimler’’ adlı işlerine odaklanılacak.

Baharın Gelişi, Normandiya, 2020&nbsp;sergisi konferans serisi 15 Haziran Çarşamba günkü konferansla tamamlanacak. Sanatın toplumla ilişkileri üzerine çalışmaları olan Dr. Öğr. Üyesi Osman Erden’in “David Hockney ve Sallanan 60’lar” başlıklı&nbsp; konferansında&nbsp; İngiltere’nin “Sallanan 60’lar” olarak adlandırılan dönemi bağlamında David Hockney’nin erken dönem kariyeri ele alınacak.

25 Mayıs – 15 Haziran tarihleri arasında her Çarşamba 17.00’de gerçekleştirilecek ve ücretsiz olacak konferanslar için <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler?activeCollection=events&amp;sort=current&amp;page=1">müzenin web sitesinden</a> kayıt yaptırmak yeterli olacak.

Konferanslar, etkinlik sonrasında <a href="https://www.youtube.com/user/sakipsabancimuzesi">SSM’nin Youtube kanalından</a> izlenebilecek.

Baharın Gelişi, Normandiya, 2020 Sergisi Konferans Serisi Başladı

Sakıp Sabancı Müzesi’nde, Akbank’ın desteğiyle devam eden David Hockney’nin Baharın Gelişi, Normandiya, 2020 sergisi, Hockney’nin sanatına ışık tutan bir dizi konferansa ev sahipliği yapıyor. 

Sakıp Sabancı Müzesi Cihangir Yoga işbirliğiyle David Hockney’nin baharın gelişini an be an kaydettiği 116 neşe dolu ve iyimser eserlerinin yer aldığı galeride benzersiz bir yoga deneyimi sunacak.

Doğanın sürekli yenilenişini hatırlatacak Bahar, Nefes, Sanat; Müzede Yoga, her seviyeden yoga meraklısına açık olacak. 21 Mayıs, 4 Haziran, 18 Haziran, 2 Temmuz, 23 Temmuz Cumartesi günleri sabah 08.30 – 09.30 saaatleri arasında gerçekleştirilecek etkinliğin sınırlı sayıdaki&nbsp; biletleri <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/etkinlik/253">SSM web sitesinden</a> satın alınabiliyor.

20. ve 21. yüzyılın en ilham verici sanatçılarından biri olarak kabul edilen David Hockney’nin Covid-19 salgınının ilk döneminde Normandiya'daki evinde iPad ile yaptığı ve sanatçının baharın gelişini müjdeleyen 116 resminden oluşan David Hockney Baharın Gelişi, Normandiya, 2020 sergisi 29 Temmuz tarihine kadar SSM’de ziyaret edilebiliyor.

&nbsp;

&nbsp;

Bahar, Nefes, Sanat; Müzede Yoga

Sakıp Sabancı Müzesi’nin, Akbank’ın desteğiyle düzenlediği David Hockney’nin Baharın Gelişi, Normandiya, 2020 sergisi, çok özel bir etkinlik serisine  ev sahipliği yapacak.

David Hockney Sakıp Sabancı Müzesi’nde

Önemli bir ressam olmanın yanı sıra hat, müzik ve edebiyat ile ilgilenen, pek çok sanatçının ve kurumun da hâmiliğini üstlenmiş Abdülmecid Efendi’nin çoğu ilk kez yan yana gelmiş eserlerinden oluşan “Şehzade’nin Sıradışı Dünyası: Abdülmecid Efendi” isimli sergide tabloların yanı sıra Şehzade’nin yazdığı mektuplar, bilinmeyen aile fotoğrafları, Bağlarbaşı’ndaki köşkünde ağırladığı sayısız yemeğe ait davetiye ve menüler, nadir belge ve&nbsp; fotoğraflar, sanatçı ve sanat hâmisi olarak yer aldığı sergilere ait broşür ve kataloglar, sık sık gittiği konser ve tiyatro&nbsp; bilet ve programları ile hakkında çıkan gazete haberleri de yer alıyor.

Sabancı Holding’in katkılarıyla gerçekleştirilen <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/sergi/16">“Şehzade’nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi”&nbsp;</a>sergisi 3 Temmuz Pazar gününe kadar pazartesi hariç 10.00 – 18.00, cumartesi 10.00 – 20.00 saatleri arasında SSM’de ziyaret edilebiliyor.&nbsp;

&nbsp;

Şehzade’nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi” Sergisi Uzatıldı

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde, Sabancı Holding’in katkılarıyla devam eden, Osmanlı’nın son veliahdı ve son halifesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de seçtiği ilk ve tek halife olan Abdülmecid Efendi’nin sanatını kapsamlı bir bakış açısıyla ele alan  “Şehzade’nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi” sergisi, gördüğü büyük ilgi nedeniyle 3 Temuz Pazar gününe kadar uzatıldı.

“Çöp Canavarı” başlıklı Karagöz gösterisi 23 Nisan Cumartesi günü saat 13.00’te SSM the Seed’te düzenlenecek. Çevre bilincinin aşılanmasını amaçlayan gösteriye 7-12 yaş grubundaki çocuklar aileleriyle birlikte katılabilecek.

Çocukların yine aileleriyle birlikte&nbsp; katılabileceği Caz ve Dans etkinliği ise 23 Nisan Cumartesi günü saat 17.00’de SSM Fıstıklı Teras’ta gerçekleştirilecek. İstanbul Lindy Hoppers eğitmenleri eşliğinde solo caz dansının adımlarının keşfedileceği atölye, Jazz Matiz konseri ile sonlanacak. 

SSM bahçesindeki rengârenk çiçeklerden ilhamla kartondan vazo tasarımlarının yapılacağı Vazodaki Çiçekler atölyesi ise 24 Nisan Pazar günü, SSM Sera Atölye’de 6-10 yaş grubundaki çocuklar için düzenlenecek.

Çocukların, SSM Resim Koleksiyonu’ndaki natürmortları inceleyerek kendi tablolarını yapacağı Rengârenk Çiçekler ve yine koleksiyondaki portrelerden ilhamla kendi maskelerini tasarlayacakları Renkli Kahramanlar atölyesi ise çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek.

Etkinliklerin ücretsiz olacağı SSM Çocuk Şenliği’ne katılmak için <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/ogrenme/244">SSM’nin web sitesi</a> üzerinden kayıt yaptırmak gerekmektedir. &nbsp;

&nbsp;

Sakıp Sabancı Müzesi'nde Çocuk Şenliği

SSM Öğrenme Programları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Çocuk Şenliği’ne ev sahipliği yapıyor. 23 Nisan Cumartesi ve 24 Nisan Pazar günleri hem müzede hem de çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek SSM Çocuk Şenliği’nde çeşitli sanat atölyelerinin yanı sıra çocukların aileleriyle birlikte deneyimleyeceği Karagöz gösterisi ve dans etkinliği yer alıyor.

Sakıp Sabancı Müzesi, Akbank iş birliğiyle 20. ve 21. yüzyılın en ilham verici sanatçılarından David Hockney’nin Baharın Gelişi, Normandiya, 2020 sergisine ev sahipliği yapacak. Daha önce Londra’daki Royal Academy’de ve Brüksel’deki Bozar’da sanatseverlerle buluşan serginin üçüncü durağı Sakıp Sabancı Müzesi olacak. 
&nbsp;

<div style="text-align: center;"><img alt="DH_son" data-entity-type="file" data-entity-uuid="c6489970-684e-4b21-82e9-b0b46a072675" src="https://drupal.sakipsabancimuzesi.org/sites/muze.sabanciuniv.edu/files/inline-images/DH_son.jpg" /></div>

Kariyeri boyunca yeni teknolojileri ve sanat yapmanın farklı yöntemlerini araştıran Hockney, 2000’lerden itibaren iPhone ve iPad ile çizim yapıyor. Söz konusu teknolojik arayışının doruk noktası olan bu sergi, sanatçının baharın gelişini müjdeleyen iPad resimlerinin 116 tanesini içeriyor. Bunların tamamı 2020'de, Covid-19 salgınının ilk dönemi sırasında, Normandiya'daki evinde üretildi.

Bu “resimler”, Hockney'nin meyve ağaçları, çalılar, çiçek bahçeleri, gölet ve nehirler, tarlalar ve uzak tepelere uzanan bir manzarada çalıştığını, baharın senelik yolculuğunu çıplak ağaçlardan tomurcuk ve çiçeklere, bol yeşil yapraklara kadar yakaladığını gösteriyor. Sergi baharın başından sonuna bir hikayesi, adeta bir kutlaması niteliğinde ve doğal dünyanın mucizelerini, sürekli yenilenişini, yaşam döngüsünü bize hatırlatıyor.

<a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/sergi/67">Baharın Gelişi, Normandiya, 2020</a> sergisi, 11 Mayıs – 29 Temmuz tarihleri arasında Akbank’ın desteğiyle Sakıp Sabancı Müzesi’nde sanatseverlerle buluşacak.

Şu anda satışta olan <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/bilet/kategori/cok-girisli/">Çok Girişli Biletler</a>, Baharın Gelişi, Normandiya, 2020 ziyaretlerinde de geçerli olacak.

&nbsp;

Bültende yer alan görsellere yönelik talepleriniz için <a href="mailto:pr.ssm@sabanciuniv.edu">pr.ssm@sabanciuniv.edu</a> adresine mail gönderebilirsiniz.

Gelecek Sergi: Baharın Gelişi, Normandiya, 2020

Zamanımızın en önemli ve yaratıcı sanatçılarından biri olarak kabul edilen David Hockney’nin eserleri, Baharın Gelişi, Normandiya, 2020 sergisi ile ilk defa  Türkiye’ye geliyor.

12 Nisan Salı günü saat 16.00’de çevrimiçi gerçekleştirilecek konferans, 19.yüzyılda Pera’nın gelişen kültür ve sanat ortamı ve dönemin plastik sanatlar alanındaki gelişmeleri ışığında Abdülmecid Efendi’nin söz konusu ortamdaki ressam, sanatsever, daha çok da sanatı koruyan, himaye eden şehzade kimliğine odaklanıyor. &nbsp;

Ücretsiz gerçekleştirilecek konferansa katılım için <a href="https://sakipsabancimuzesi.org/shop/urun/egitim-ve-etkinlik/etkinlikler/konferans-osmanli-sanat-cevresinde-sanatci-bir-sehzade-abdulmecid-efendi/">SSM’in&nbsp;web sitesinden&nbsp;</a>kayıt yaptırmak yeterli olacak.

Sabancı Holding’in desteğiyle 1 Mayıs’a kadar devam edecek Şehzade’nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi sergisi kapsamında gerçekleştirilen konferansları&nbsp;&nbsp; <a href="https://www.youtube.com/results?search_query=sak%C4%B1p+sabanc%C4%B1+m%C3%BCzesi">SSM’nin Youtube kanalı</a>ndan izleyebilirsiniz.

Prof. Dr. Seza Sinanlar Uslu

Lisans derecesini İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nden, yüksek lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nden aldı. Doktorasını İstanbul Teknik Üniversitesi'nde “Pera’da resim üretim ortamı 1844-1916” başlıklı teziyle tamamladı. Yeni Yüzyıl ve Cumhuriyet gazetelerinin Sanat ve Kültür birimlerinde muhabir olarak çalıştıktan sonra on yılı aşkın bir süre Galatasaray Lisesi'nde Sanat Tarihi ve Tarih dersleri verdi. 

2009 yılından bu yana Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Bölümü Sanat Yönetimi Programı'nda öğretim üyesi olan Sinanlar Uslu, halen "Kültür Politikaları", "Sanat ve Eleştiri" ve "Tasarım ve Sanat" gibi dersler vermekte, serbest küratör ve araştırmacı olarak çeşitli sergi projelerinde yer almaktadır.

&nbsp;

Konferans: Osmanlı Sanat Çevresinde ‘Sanatçı’ Bir Şehzade Abdülmecid Efendi 

Sakıp Sabancı Müzesi’nde Sabancı Holding’in desteğiyle devam eden “Şehzade'nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi” sergisi kapsamında gerçekleştirilen etkinlikler, 19. yüzyıl Osmanlı dünyasında kültür, sanat ve basın kaynakları üzerine çalışmaları olan Prof. Dr. Seza Sinanlar Uslu’nun “Osmanlı Sanat Çevresinde ‘Sanatçı’ Bir Şehzade: Abdülmecid Efendi” başlıklı konuşmasıyla sona eriyor.

Konferans: Osmanlı Sanat Çevresinde ‘Sanatçı’ Bir Şehzade. Abdülmecid Efendi 

SSM’in ara tatil için tasarlanan özel atölyeleri&nbsp; 12 Nisan Salı günü başlayacak ve 15 Nisan Cuma günü tamamlanacak. &nbsp;Program, 3 - 11 yaş arası çocuklara yönelik 9 atölyeden ve rehberli sergi turundan oluşuyor.

Atölyeler, “Finlandiya’dan Yaratıcı Eğitim” anlayışıyla çocukların inovasyon becerilerini mimarlık ve tasarım yoluyla geliştiren Arkki Türkiye ve çocukları toprağa dokunmaya davet etmek, onları doğa ile yakınlaştırmak adına atölyeler düzenleyen Büyü Bitki işbirliğiyle gerçekleştirilecek. &nbsp;

Atölyelere katılım ve kayıt <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/ogrenme/240">SSM web sitesinden</a> yapılabilir.

SSM Öğrenme Programları ayrıca her ay hafta sonu farklı yaştan çocuklara yönelik atölyeler ve 18-36 ay arası bebeklere yönelik Pusetli Aileler programı da devam ediyor.

Ara Tatil Atölyeleri Takvim

<a>12 Nisan Salı&nbsp;</a>Benim Kulem (6-8 yaş)&nbsp;11.00 - 13.00

<a>12 Nisan Salı&nbsp;</a>Sanat ve Doğa (6-8 yaş)&nbsp;15:00 - 16:00

<a>13 Nisan Çarşamba&nbsp;</a>Mevsim Döngüsü (6-8 yaş)&nbsp;11:00 - 12:00

<a>13 Nisan Çarşamba&nbsp;</a>Rehberli Müze Turu (6-12 yaş)&nbsp;12:00 - 13:00

<a>13 Nisan Çarşamba&nbsp;</a>Cepheyi Keşfediyorum (6-8 yaş)&nbsp;15:00 - 17:00

<a>14 Nisan Perşembe&nbsp;</a>Kardan Kale (6-8 yaş)&nbsp;11.00 - 13.00

14 Nisan Perşembe&nbsp;Hayalimdeki Oda (9-11 yaş)&nbsp;14:00 - 17:00

<a>15 Nisan Cuma&nbsp;</a>Bitkilerin Beş Duyusu (3-5 yaş)&nbsp;11:00 - 12:00

<a>15 Nisan Cuma&nbsp;</a>Kuş Yemlikleri (3-5 yaş)&nbsp;12:30 - 13:30

<a>15 Nisan Cuma&nbsp;</a>Kutu Kutu Kent (6-8 yaş)&nbsp;14:30 - 16:30

&nbsp;

&nbsp;

SSM'den Ara Tatilde  Sanatla Dolu Atölyeler

Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) Öğrenme Programları, ara tatili eğlence ve sanatla iç içe geçirmek isteyen çocuklar için keyifli bir mola imkanı sağlıyor.

Ressamlığıyla tanınan ancak müzik ve hat sanatıyla da ilgilenen; sarayda dış dünyaya kapalı olarak yaşamak zorunda olduğu dönemde Saray koleksiyonlarındaki ünlü hattatların levhalarından kopyalar yaparak güzel yazı yazmayı kendi kendine öğrenen Abdülmecid Efendi, resmettiği pek çok tabloda hat levhalarına da yer veriyor. “Şehzade Abdülmecid Efendi ve Hat Sanatı” sergisi, Şehzade Abdülmecid Efendi’nin büyükbabası, amcası, babası ve kuzeni olan sultanlar II. Mahmud (h. 1808-39), Sultan Abdülmecid (h. 1839-61), Sultan Abdülaziz (h. 1861-76) ve Sultan II. Abdülhamid’in (h. 1876-1909) eserlerine odaklanıyor. Sergi, II. Mahmud’un yazı hocaları Kebecizade Mehmed Vasfî’nin (ö. 1831) ve Mustafa Râkım’ın (ö. 1826) eserlerini, hattat sultanların hat levhaları ve kıt’aları ile güzel yazı örneklerini ziyaretçilerle buluşturuyor.

Sakıp Sabancı Müzesi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Sadberk Hanım Müzesi, Millet Yazma Eser Kütüphanesi, Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi ve özel koleksiyonlardan seçilmiş eserlerin yer aldığı “Şehzade Abdülmecid Efendi ve Hat Sanatı” sergisi, 30 Haziran 2022’ye kadar ziyaret edilebilir.&nbsp;

Şehzade Abdülmecid Efendi ve Hat Sanatı Sergisi Ziyarete Açıldı

Sabancı Holding desteğiyle Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM)  devam eden “Şehzade’nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi” sergisine paralel olarak “Şehzade Abdülmecid Efendi ve Hat Sanatı” sergisi, SSM’nin Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu sergi salonlarında ziyarete açıldı.  

Şehzade’nin 1920-1921 yılında resmettiği&nbsp;&nbsp;Bilinmeyen “Şehsuvâr Başkadınefendi” Tablosu&nbsp;İlk Kez SSM’de sergileniyor

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde, Sabancı Holding’in katkılarıyla devam eden “Şehzade’nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi”&nbsp;sergisine eklenen yeni tablo ilk kez ziyaretçilerle buluşuyor. 

Türkiye sanat tarihinde derin izler bırakmış, önemli bir ressam olan, hat, müzik ve edebiyat ile ilgilenen, pek çok sanatçının ve kurumun da hamiliğini üstlenmiş Abdülmecid Efendi’nin 1920-1921 yıllarında yaptığı Başkadınefendi Şehsuvâr Hanım’ın portresi sergide yerini aldı. 

SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer “Osmanlı’nın son veliahdı ve son halifesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de seçtiği ilk ve tek halife olan Abdülmecid Efendi’nin sanatını kapsamlı bir bakış açısıyla ele alan sergimize gösterilen yoğun ilginin mutluluğunu yaşarken, bize ulaşan sürpriz bir tabloyu da sergimize dahil etmenin heyecanı içindeyiz. Şehzade’nin, eşi Şehsuvâr Hanım’ı resmettiği ve özel bir koleksiyondan sergiye dahil olan tuval üzerine yağlıboya portre ilk kez sergileniyor. 

Sergimiz açıldığından bu yana Abdülmecid Efendi ile ilgili müzemizde gerçekleştirdiğimiz etkinliklerle Abdülmecid Efendi’yi her yönüyle tanıtmaya özen gösterdik. Sevinerek gördük ki yaptığımız bu sergi başka kurumların da ilgisi çekti ve pek çok yan etkinliğin yapılmasına vesile oldu. Sergimizin son ayına girerken tüm sanatseverleri, ressamlığının yanı sıra edebiyat ve müzikle de ilgilenen bu sıra dışı Şehzade’yi daha yakından tanımak üzere müzemize bekliyoruz” dedi.

“Şehzade’nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi” sergisi 1 Mayıs 2022 Pazar gününe kadar pazartesi hariç 10.00 – 18.00, cumartesi 10.00 – 20.00 saatleri arasında SSM’de Galeri -2’de ziyaret edilebiliyor. 

&nbsp;

Bilinmeyen “Şehsuvâr Başkadınefendi” Tablosu İlk Kez SSM’de 

 “Şehzade’nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi”  Sergisinden Son Ay Sürprizi


Sakıp Sabancı Müzesi’nde Sabancı Holding’in desteğiyle devam eden “Şehzade'nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi” sergisi kapsamında gerçekleştirilen etkinlikler, edebiyat kuramları ve modern Türk tiyatrosu üzerine çalışmaları olan Dr. Esra Dicle’nin, “Osmanlı’da Saray Tiyatroları ve Tiyatro Kültürünün Gelişimi” başlıklı konuşmasıyla devam ediyor.

5 Nisan Salı günü saat 16.00’de çevrimiçi gerçekleştirilecek konferansın odak noktası, sarayın kısa süren “İmparatorluk Tiyatrosu” projesi, dönemin entelektüellerinin milli bir tiyatro kurma girişimleri, Müslümanlara yönelik tiyatro yasağının kalkmasıyla şehir hayatının ve &nbsp;kamusal alanın değişimi, İkinci Meşrutiyet sonrası tiyatronun politikleşmesi ve kadın yazarların tiyatro eserleri olacak. &nbsp;

Konferansta ayrıca, sanatın farklı dallarıyla ilgilenen ve eserler veren Abdülmecid Efendi’nin bir parçası olduğu kültür ortamı yakından incelenerek, şehzadenin sanatla olan ilişkisinin tiyatrodaki kaynakları ele alınacak.

Ücretsiz gerçekleştirilecek konferansa katılım için <a href="https://sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler/etkinlik/239">SSM’in&nbsp;web sitesinden&nbsp;</a>kayıt yaptırmak yeterli olacak.

Sabancı Holding’in desteğiyle 1 Mayıs’a kadar devam edecek Şehzade’nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi sergisi kapsamında her Salı düzenlenen güncel etkinliklere <a href="https://www.sakipsabancimuzesi.org/sergiler-ve-etkinlikler?activeCollection=events&amp;sort=future&amp;page=1">SSM’nin web sayfası</a>ndan erişebilir, gerçekleştirilen konferansları da&nbsp; &nbsp;<a href="https://www.youtube.com/results?search_query=sak%C4%B1p+sabanc%C4%B1+m%C3%BCzesi">SSM’nin Youtube kanalı</a>ndan izleyebilirsiniz.

Dr. Esra Dicle

1980 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde tamamladı. Modern Türk Edebiyatı, Modern Türk Tiyatrosu, göstergebilim, yenidenyazım, metinlerarasılık, edebiyat ve ideoloji ilişkisi gibi alanlarda hazırladığı çalışmaları pek çok dergide ve kitap içinde yayınlandı.&nbsp;

2003-2008 tarihleri arasında Kadir Has Üniversitesi’nde Türkçe Dersi okutmanı olarak görev yaptı. 2005 yılından beri Boğaziçi Üniversitesi’nde Türkçe Dersleri Koordinatörlüğü’nde Dr. Öğretim Görevlisi olarak görev yapmakta, aynı üniversitede&nbsp;çeşitli tiyatro dersleri vermektedir.&nbsp;

Resmî İdeoloji Sahnede - Kemalist İdeolojinin İnşasında Halkevleri Dönemi Tiyatro Oyunlarının Etkisi, Ben Yüz Çiçekten Yanayım - Nâzım Hikmet Tiyatrosunda Yenidenyazım Odağında Metinler, Türler, Söylemler&nbsp;başlıklı kitapları bulunmaktadır.&nbsp;

Konferans: Osmanlı'da Saray Tiyatroları ve Tiyatro Kültürünün Gelişimi

Dr. Esra Dicle  “Osmanlı’da Saray Tiyatroları ve Tiyatro Kültürünün Gelişimi” başlıklı konferansıyla SSM’de. 



Basın ve Medya

Basın Bültenleri

Basın listesi üyeliği

Kurumsal kimlik ve logo kullanımı