Yeni Sergi: Sakıp Sabancı. Kutluğ Ataman
28 Nisan 2014
Sakıp Sabancı’nın aramızdan ayrılışının 10. yıldönümü vesilesiyle, Sakıp Sabancı Ailesi’nin 2011 yılında sanatçı Kutluğ Ataman’a sipariş verdiği eser, 29 Nisan’dan itibaren Sakıp Sabancı Müzesi’nde ziyarete açıldı. Türkiye’nin özlenen lideri Sakıp Sabancı’nın yenilikçi, paylaşımcı, sıcak kişiliğini anlatan eser, Sakıp Sabancı’nın her konuya “Önce insan” felsefesiyle yaklaşmasını, insanlara olan sevgisini ve saygısını yansıtıyor. Eser, keskin zekâsı, ince esprileri ve candan tavırlarıyla halkla özdeşleşen Sakıp Sabancı’nın, yaşamı boyunca insanlara ve hayata açtığı pencereleri görünür kılıyor.
Filmleri ve dijital eserleri dünya çapında izleyicilerle buluşan sanatçı Kutluğ Ataman’ın bir saygı duruşu niteliğindeki çalışması, Sakıp Sabancı’nın Türkiye’de teknolojiye yaptığı katkılara atıfta bulunuyor. Görsel sanatlarda en ileri teknolojiyi kullanan eserin hammaddesini insanlar oluşturuyor. Çalışma; çeşitli nedenlerle Sakıp Sabancı’yla bir araya gelenlerin, farklı çevrelerden destek verdiği ve destek aldığı binlerce kişinin portre fotoğrafından meydana geliyor. Ünlü işadamının hayali portresini oluşturarak sempatik, hoşgörülü ve renkli kişiliğini yansıtmayı amaçlayan eser; Sakıp Sabancı’ya yakışan, “zamanının ötesinde” sıra dışı bir sanatsal fikri hayata geçiriyor.
Teknik altyapısı Lar ves Artware Solutions tarafından 3 yılda tamamlanan eser , dünyadaki en büyük video işleri arasında yer alıyor. Proje, sürücü kartı, haberleşme kartı ve kontrol/yönetim yazılımlarından oluşuyor. Eser; yan yana ve alt alta 64’lü setlerden oluşan, 144 modül halinde bağlanan, binlerce LCD ekrandan meydana geliyor.
LCD sürücü kartı, ileri seviyede bir bilgisayarla haberleşerek fotoğraf verilerinin aktarımını yapıyor. Üst sistemdeki harici endüstriyel bilgisayar, alt sistemdeki haberleşme kartlarına fiber kablolar yoluyla bağlanıyor. Haberleşme kartı, binlerce adet fotoğraftan oluşan veriyi, rastgele sıra ve sürelerde ekranlarda görüntülenmesi için, sürücü kartlarına aktarıyor.
Eser, Sakıp Sabancı Müzesi’nin ardından, Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nde izleyicilerle buluşacak. Sergileneceği mekânlarda binanın mimari özelliklerine göre yeniden tasarlanacak çalışmanın, Türkiye’den sonra dünyanın önde gelen müzelerinde de sergilenmesi planlanıyor.
Ne dediler…
Güler Sabancı, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı
“Sakıp Bey, insanlığa önem verir ve insanlara dokunurdu. Hakikaten dokunarak konuşurdu. İnsanlar konusunda hiç ayrım göstermezdi. Çoğulcu, olağanüstü bir yaklaşımı vardı. Pozitif enerjisini bulaştırırdı. Konuşurken herkesin gözünün içine bakardı. Herkese kendini özel hissettirirdi. İnsanları çok sever ve onları kucaklardı.
Bundan üç sene önce müzenin ve Sakıp Bey’in 10. yılına hazırlanmak için bir komite kurduk. Komitenin Yönetim Kurulu Başkanlığını Sevil Sabancı üstlendi. Yönetim Kurulu’nda ne yapabileceğimize dair bazı fikirler ortaya çıktı. Bir film yapalım diye düşündük, aklımıza Kutluğ Ataman geldi. Proje için bilgi verdik; aile olarak Sakıp Bey’in enerjisini, insanlara dokunmasını, insanları kucaklamasını yansıtan bir eser, Sakıp Bey’i de yansıtır dedik. Şimdi Sakıp Bey’i 10. yılında ona yakışan bir eserle anıyoruz. Sabancı Ailesi’ne, Türkan Sabancı’ya, Sevil Sabancı’ya, Dilek Sabancı’ya destek verdikleri için teşekkür ediyorum. Nazan Hanım’a, müze ekibine teşekkür ediyorum. Sakıp Bey’in enerjisini yansıtan ve onu yıllarca paylaşılacak kılan eseri yaptığı için Kutluğ Ataman’a teşekkür ediyorum.”
Dr. Nazan Ölçer, SSM Müdürü
“Bu eser ailenin bir anmasıdır. Sakıp Bey’in 10. yılını nasıl anarız diye düşündüğümüzde, uluslararası müzelerde küratörlük ve yöneticilik yapan üyelerin de bulunduğu Uluslararası Danışma Kurulumuza ve Yönetim Kurulumuza danıştık. Bir anma nasıl yapılır; okul yaptırılır, yurt yaptırılır ve isim verilir. Sabancı Vakfı zaten bunları fazlasıyla yerine getiriyor. Bunun dışında heykel yaptırmak gibi bir fikri zaten hiç düşünmedik, aile de düşünmedi. Sakıp Bey’in enerjisini yansıtması, çağdaş ve geleceğe dönüş bakışını vurgulaması lazımdı eserin... 2010 yılında, eseri Kutluğ Ataman’ın yapması kararlaştırıldı.
Neden Kutluğ Ataman diye sormayın bana, kim yapabilirdi ki başka? Kutluğ Ataman’ın dünyadaki tanınırlığı ortada. Türk çağdaş sanatının yurtdışındaki yüz akı, pek çok saygın ödülün sahibi, uluslararası koleksiyonlarda eserleri var... Eseri gördüğümde bende yarattığı etki, mutluluk oldu. 2010 ekim ayının sonunda onun ismine karar verildi. Sözleşmenin imzalanması 2011 yılında gerçekleştirildi. O zamandan beri çalışma sürdü. Ailenin arzusu, odağında ‘insan’ olan bir eserin üretilmesiydi. Binlerce fotoğraf verildi Kutluğ Ataman’a. Kutluğ’nun bizde önemli bir eseri daha var; Hat Koleksiyonu’nda Mezapotamya Dramaturjileri 5 numaralı SU adlı eser.”
Kutluğ Ataman, Sanatçı
“Proje bana geldiğinde ilk düşüncem; Sakıp Bey’le daha önce hiç tanışıklığımın olmamasıydı. Ayrıca portre fotoğrafçısı da değildim. Bu tür ısmarlama işlerde zorlandığım için güç olacağını düşündüm. Ortaya Sakıp Sabancı belgeseli çıkarmanın çok ötesinde bir iş gerekiyordu. Benim için Sakıp Sabancı bir lider, onun liderliği ünlü ve başarılı bir işadamı olması, insanların hayatını ve Türkiye’nin gidişatını değiştirebilmiş olması. Bu, tek başına yapabileceği bir şey değildi. Hiçbir lider tek başına lider olmaz. Mutlaka arkasındaki insanları örgütleyebilmesi, onları inandırabilmesi, bir araya getirebilmesi, kendi vizyonunu kabul ettirebilmesi gerekir. İnsanların, lider kabul ettikleri kişiyi içlerinde hissetmesi gerekir. Bu yeti herkeste olmuyor. Bu nedenle ben, lideri lider yapan insanları işaret etmek istedim.
Şunu önerdim; Sakıp Bey’in bir şekilde dokunmuş olduğu insanlardan, gönüllülük esasıyla, esere yetecek kadar vesikalık fotoğraf isteyelim. Bize 30.000’in üzerinde katılımcı gerekiyordu. Bu şimdiye kadar yapılmamış bir işti. Ne ben daha önce yapmıştım ne de dünyada yapılmıştı. Tasarlanması, test edilmesi, yazılımlarının hazırlanmasıyla bir aygıtı sıfırdan yarattık. Çok zaman aldı. İlk başta eseri oluşturan her mozaik parçası 50 cm kalınlığındaydı, zamanla daralttık. Sonra da monte edip, 2 tonluk eseri Sakarya Üniversitesi Teknokent’te bir Türk firması olan Larves’e ürettirdik. 10.000’e yakın ekrandan meydana gelen eser çağdaş bir mozaik oldu. İnsanları, çalışanları bir araya gelerek Sakıp Sabancı’ya teşekkür ediyorlar... Eser, elde tutamayacağımız bir likit aslında. Bu bir fikir, heykel gibi statik değil dinamik... Bir enerji... Eserin bence en güzel yanı, bütün bileşenlerini birbirinden ayırıp başka bir eser haline getirebilmemiz. Eseri ruhunu bozmadan, başka mekânda ve başka bir şekilde yeniden yapabiliyoruz.”