Manzara ve Köylüler
Müzede deneyimlemek için
Müze dışında deneyimlemek için
Müzede - Sesli Rehber Metni
Eserin önünde sabit duracağın bir yer bul. Gözlerinden ışık hüzmelerinin çıktığını hayal et. Sistematik ve ritmik bir şekilde bir yandan diğer yana ve yukarıdan aşağıya, bu ışıkla resmin tüm yüzeyini tara. Hiçbir yargı, yorum ve anlam aramadan, sadece saf bir bakışla.
Resmin çerçevesine odaklan. Sınırları nerede başlayıp nerede bitiyor?
Gördüğün şeyin bir anlık fotoğrafını çekip hafızana kaydedebilir misin? Tüm görüntüyü odaklamaya çalış. Şimdi nazikçe gözlerini kapat ve kaydedilen bilgileri ne kadar etkili bir şekilde hatırladığını kontrol et. Tekrar gözlerini aç. Zihnindeki resmi, karşısında durmakta olduğunla karşılaştırabilir misin?
Sence sanatçı, ilk olarak eseri nereden resmetmeye başladı? Eserin sana göre orta noktası neresi? Şimdi orta noktadan yavaş yavaş çevresine ve sonra resmin köşelerine doğru dikkatini ver, yeniden tüm resmi odağına al.
Şimdi nazikçe dikkatini nefes alışverişine ver. Kısa bir süreliğine, bu molanın keyfini çıkar.
Sanatçının fırça darbelerine ve kullandığı renklere bak. Resimdeki formlara odaklan. Arkadaki dağlar, gökyüzündeki bulutlar, ağaçlar ve insanların bedenleri. Bunları birbirinden ayıran sınırları fark et.
Resmedilen doğaya ve bitki örtüsüne bakıldığında burası neresi olabilir? Figürlerin topladığı mahsul neye benziyor, şu anda mahsulü sen tutuyor olsan nasıl bir hissi olurdu? Ellerindeki duyumsamayı fark et.
Eserdeki figürler anıtsal bir şekilde resmedilmiş. Peki resimde kaç kişi var? Kıyafetleri nasıl? Eserde en çok ilgini çeken insan figürü hangisi? Ne yapıyor? Sence bu işi yaparken nasıl hissediyor olabilir? Peki sen nasıl hissediyorsun? Zihninden hangi düşünceler geçiyor? Yargılamadan, yalnızca onları gözlemle.
Resmin sende uyandırdığı duyguları, hatta belki geri çağırdığı anıları fark et. Tüm bu duyguların gelip geçmesine izin ver. Şimdi yeniden nefesine, bedenine odaklanarak içinde bulunduğun mekâna dönebilirsin.
Ve mekânda yolculuğumuza devam.
Müze Dışında - Sesli Rehber Metni
Gözlerinden ışık hüzmelerinin çıktığını hayal et. Sistematik ve ritmik bir şekilde bir yandan diğer yana ve yukarıdan aşağıya bu ışıkla resmin tüm yüzeyini tara. Hiçbir yargı, yorum ve anlam aramadan, sadece saf bir bakışla.
Resmin çerçevesine odaklan. Sınırları nerede başlayıp nerede bitiyor?
Gördüğün şeyin bir anlık fotoğrafını çekip hafızana kaydedebilir misin? Tüm görüntüyü odaklamaya çalış. Şimdi nazikçe gözlerini kapat ve kaydedilen bilgileri ne kadar etkili bir şekilde hatırladığını kontrol et. Tekrar gözlerini aç. Zihnindeki resmi, karşısında durmakta olduğunla karşılaştırabilir misin?
Sence sanatçı, ilk olarak eseri nereden resmetmeye başladı? Eserin sana göre orta noktası neresi? Şimdi orta noktadan yavaş yavaş çevresine ve sonra resmin köşelerine doğru dikkatini ver, yeniden tüm resmi odağına al.
Şimdi nazikçe dikkatini nefes alışverişine ver. Kısa bir süreliğine bu molanın keyfini çıkar.
Sanatçının fırça darbelerine ve kullandığı renklere bak. Resimdeki formlara odaklan. Arkadaki dağlar, gökyüzündeki bulutlar, ağaçlar ve insanların bedenleri. Bunları birbirinden ayıran sınırları fark et.
Resmedilen doğaya ve bitki örtüsüne bakıldığında burası neresi olabilir? Figürlerin topladığı mahsul neye benziyor, şu anda mahsulü sen tutuyor olsan nasıl bir hissi olurdu? Ellerindeki duyumsamayı fark et.
Eserdeki figürler anıtsal bir şekilde resmedilmiş. Peki resimde kaç kişi var? Kıyafetleri nasıl? Eserde en çok ilgini çeken insan figürü hangisi? Ne yapıyor? Sence bu işi yaparken nasıl hissediyor olabilir? Peki sen nasıl hissediyorsun? Zihninden hangi düşünceler geçiyor? Yargılamadan, yalnızca onları gözlemle.
Resmin sende uyandırdığı duyguları, hatta belki geri çağırdığı anıları fark et. Tüm bu duyguların gelip geçmesine izin ver. Şimdi yeniden nefesine, bedenine odaklanarak içinde bulunduğun mekâna dönebilirsin.
Ve mekânda yolculuğumuza devam.
Esere Dair
Cemal Tollu, 1928’de ailesinin desteğiyle Paris’e giderek André Lhote’un (1885-1962) atölyesinde çalışmaya başlamıştır. 1931’de ise kısa bir süreliğine Münih’te Hans Hoffman’ın (1880-1966) yanında analitik desen çalışmaları yapmıştır. Lhote ve Hoffman’ın atölyeleri, Türk ressamların Kübizm akımıyla tanışmalarında ve bu anlayışı yapıtlarında kullanmalarında önemli rol oynamıştır. Bu atölyelerden çıkan, aralarında Cemal Tollu’nun da bulunduğu D grubu ressamları, daha erken yıllarda rağbet gören İzlenimciliğin tekniklerini reddederek Türkiye’de Kübizm’in başlıca temsilcileri arasında yer almıştır.
Tollu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin sanatı ve sanatçıları desteklemek amacıyla belirlediği sanat politikasına koşut olarak 1938-1943 arasında planladığı “Yurt Gezileri” kapsamında 1938’de Antalya’ya ve 1942’de Burdur’a gönderilmiştir. 1965’te tamamladığı Manzara ve Köylü Kadınlar isimli eseri, sanatçının Kübizm ve Konstrüktivizm akımlarını birleştirdiği ve Anadolu temalarını işlediği tablolarının bir örneğidir.
Zorlu kırsal hayatın bu şekilde betimlenmesinde şüphesiz Tollu’nun Fransa’da görmüş olacağı, 19. yüzyılın ortalarından itibaren Romantizmin yerini alarak alt sınıfların yaşantısını konu edinen Gerçekçiliğin ve bu akımın Jean-François Millet (1814-1875) ve Gustave Courbet (1819-1877) gibi temsilcilerinin önemli bir rolü olmuştur. Konuları itibariyle benzerlik gösterdiği Millet’nin Başak Toplayanlar eserindeki gibi, Tollu’nun tarım işçileri kompozisyonunun ön planında çalışmakta olan anıtsal figürlerdir. Fakat Millet’nin akademik üslubundan farklı olarak Cemal Tollu, 1850lerin toplumsal gerçekçilik temasını 1950lerden itibaren gelişen daha soyut üslupla birleştirmiştir.