SSM
Koleksiyonlar
Sakıp Sabancı (ö. 2004), başta ünlü hattatların güzel yazı (hüsnühat) örnekleri ve Kuran nüshaları olmak üzere sanatlı elyazma kitaplar koleksiyonu yapmaya Sultan II. Mahmud’un (h. 1808-1839) yazmış olduğu bir levhayı satın alarak başladı. Sakıp Sabancı koleksiyonu 1980’lerde satın alınan özel koleksiyonların da katkısıyla zenginleşti. 1989’dan itibaren yurtdışındaki önemli müzelerde sergilenip büyük ilgi görmesi, Sakıp Sabancı ve ailesinin koleksiyonu geliştirme ve müze oluşturma düşüncesini güçlendirdi. Atlı Köşk, 1998’de müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı Üniversitesi’nin kullanımına tahsis edildi ve 2002’de Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi adıyla ziyarete açıldı. Atlı Köşk’ün alt katı Aile Salonları adıyla, Sabancı ailesinin köşkte yaşarken kullandıkları eşyayla birlikte, o dönemin bir hatırası olarak korundu; üst kat odaları Osmanlı kitap ve hat sanatı örneklerinin sergilendiği salonlara dönüştü. 2012’de, Müze’nin kuruluşunun 10. yıldönümü vesilesiyle, sergi düzeni yenilendi, teknolojik uygulamalarla zenginleştirildi. Artık, sergilenen elyazması kitapların, vitrinlerde görünen sayfalarının dışında, diğer sayfaları, ciltleri de Müze girişinde verilen iPad’ler aracılığıyla izlenebiliyor. Sakıp Sabancı Müzesi’nin Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu, 14. yüzyılın sonlarından 20. yüzyıla kadarki sürede, ünlü sanatkârlar tarafından hazırlanmış elyazması Kuran-ı Kerim nüshaları ve dua kitaplarını, Kuran-ı Kerim’den ayetlerin ve hadislerin, güzel sözlerin ve şiirlerden dizelerin güzel bir yazı ile yazıldıkları, bezemelerle ve kâğıtlarla süslenmiş sayfaları, tek sayfa yazıların birarada saklandığı albümleri ve adeta bir tablo gibi, duvara asılmak üzere hazırlanmış, büyük boyutlu yazı panolarını, Osmanlı sultanlarının, kimisi bezemelerle çevrelenmiş tuğralı, resmi belgelerini ve hattatların yazı yazarken kullandıkları, gümüş gibi değerli madenlerden, mercan, fildişi, kemik ve kaplumbağa kabuğu gibi organik malzemelerden yapılmış aletleri içerir.
Sakıp Sabancı Müzesi Resim Koleksiyonu, Türkiye resim tarihinin bir dönemine odaklanan kişisel bir koleksiyon olmanın ötesinde, erken dönem Türk resminin gelişimine dair önemli ipuçları veren kültürel bir birikimdir. 1970’lerde Sakıp Sabancı tarafından oluşturulmaya başlanan bu koleksiyon, SSM Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’nun tarihsel devamı niteliğindedir. İmge üretimindeki dönüşümü ve sanatçı kimliğinin değişen anlamlarını ortaya koyan koleksiyon, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan modernleşme sürecinin izlerini taşır. SSM Resim Koleksiyonu, Osmanlı dönemindeki etkisi altında gelişen resim sanatından, sanata düşünsel bir temel oluşturma iddiasındaki Cumhuriyet kuşağı çalışmalarına kadar uzanan süreci yansıtarak, Türkiye sanat tarihinin bu döneminin kuşaklararası etkileşim ve değişim anlarını görünür kılmaktadır.
Sakıp Sabancı Müzesi Mobilya ve Dekoratif Eserler Koleksiyonu, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde gerçekleşen Batılılaşma hareketinin somut bir yansıması niteliğindedir. 19. yüzyılda devlet kurumları, askeri birimler ve eğitimde yaşanan köklü dönüşümler sosyal hayatı da etkilemiş, özellikle İstanbul’da yeni bir yaşam tarzının doğmasına zemin hazırlamıştır. Avrupa mimarlık tarihine özgü Barok, Rokoko, Neoklasik ve Ampir üsluplarının etkisinde tasarlanan yeni binaların iç mekân tasarımı da bu doğrultuda gelişmiş, mobilyaların seçimi Avrupa kökenli bu eklektik tarzlardan ilhamla, yer aldıkları yapının mimari üslubuna uyum sağlamıştır.Bu etki, 1920’lerin ikinci yarısında inşa edilen Atlı Köşk’te, bugün “Aile Odaları” başlığı altında muhafaza edilen mekânlarda da görülür. Köşk’ün ilk sahipleri olan Hıdiv Prensi Mehmed Ali Hasan’ın ailesi tarafından başlatılan ve devamında Sabancı ailesi tarafından genişletilen koleksiyon, altın varaklı ayna, konsol ve masalar, görkemli kristal avizeler, Fransız goblen ve ipek döşemeli salon takımlarının yanı sıra, Sèvres tarzı porselen vazolar, Fransız üretimi konsol saatleri ve bronz döküm heykeller gibi aksesuarları içerir. Bu değerli birikim, 19. yüzyılın ortasından başlayıp 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Avrupa’da olduğu gibi İstanbul’da da etkili olmuş döşeme modasının seçkin örneklerini oluşturur.
Sakıp Sabancı Müzesi Arkeolojik Eserler Koleksiyonu, müzenin bahçesinde sergilenmekte olan yirmi iki adet taş eserden oluşmaktadır. Çoğunluğu mimari öğelerden meydana gelen koleksiyonda geç antik döneme ait mermer sütun başlıkları sayıca en kalabalık grubu oluşturur. İyon, Korint ve ikisinin bileşimi olan kompozit düzendeki sütun başlıkları, form ve bezeme özellikleriyle Geç Antik dönem taş işçiliğine dair bir seçki teşkil ederken, başlıkların üzerindeki çeşitli izler onların ikincil kullanımlarına yönelik önemli bilgiler de sunar. Sütun başlığı grubu içerisinde 19. yüzyıla ait olduğu düşünülen dört adet kompozit düzendeki sütun başlığı, Antik-Geç Antik dönem motiflerinin Neoklasik dönemde nasıl yorumlandığını göstermesi açısından önem taşır. Bu grubun içinde, Geç Antik döneme ait bir sütun başlığının 19. yüzyıl ustaları tarafından yeniden işlendiğine dair izler bulunmuştur. Koleksiyondaki diğer eserlerin içinden, antik Yunan-Roma mitolojisine ait sahnelerin tasvir edildiği iki örnek özellikle dikkat çekicidir. Bunlardan biri tanrıça Kybele motifli bir sunak, diğeri ise Olympos tanrılarıyla devlerin savaşını (gigantomakhia) betimleyen bir sütun tamburudur. Koleksiyonda Orta Çağ’a ait olan en geç tarihli örnek, Bizans kiliselerinde sunak ile naos kısımlarını birbirinden ayıran, templon ya da ikonastasis olarak adlandırılan bariyerlerin üzerinde yer alan arşitrav (baştaban) bloğudur. 11. yüzyıla olup ait Küçük Asya özellikleri taşıyan arşitrav, dini sembollerin yapı içindeki dekorasyonda ifade edilmesine dair özel bir örnektir.