1914 Kuşağı sanatçılarının İzlenimci bir anlayışla ele aldığı manzara resimlerinde ana tema sıklıkla İstanbul olmuştur. Boğaz ve Haliç manzaraları, yalılar ve tekneler, eski İstanbul’un Arnavut kaldırımlı dar sokakları, ahşap sıra evler, camiler ve saraylar bu resimlerin başlıca unsurlarını oluşturmuştur. Bu kuşağın sanatçıları arasında anılan Hüseyin Avni Lifij’in aynı konuları ele alan eserlerinde güçlü bir desen anlayışı, lirik anlatımları ve romantik yorumları gözlemlenebilir.
Hüseyin Avni Lifij’in Manzara adlı eseri, genellikle açık havada hızlıca gerçekleştirdiği poşadlarından biridir. Tazeliği ve canlılığı koruyan bu tür çalışmalar, taşınma ve uygulama kolaylığından genelde küçük boyutlarda kalmıştır. Elif Naci’ye göre Lifij’deki İzlenimci etki, çağdaşı olan sanatçılardan farklıdır. Onların katı bir şekilde ele aldıkları İzlenimcilik, Lifij’in tuvalinde yumuşak ve dalgalı bir rüya alemine, müzikal ve akıcı, melankolik yapıtlara dönüşür.
Ayrıntılardan arınmış, tamamen ton ve ışık yöntemine başvurarak gerçekleştirilmiş bu şehir manzarasında, çatıların üzerinde ufuktaki bir cami silüeti ile birlikte görülen gökkuşağı dikkati çeker. Lifij’in lirik anlatımı düşünüldüğünde muhtemelen umudu, yeni başlangıçları simgeleyen bu gökkuşağı, yarattığı şiirsel atmosferin odak noktasıdır.