Serginin Hikâyesi

ZERO Hareketi

Heinz Mack, Otto Piene ve Günther Uecker, Stedelijk Museum, Amsterdam © Raoul Van Den Boom / 0-Institute
Heinz Mack, Otto Piene ve Günther Uecker, Stedelijk Museum, Amsterdam © Raoul Van Den Boom / 0-Institute
Günther Uecker, Otto Piene, Yayoi Kusama ve Heinz Mack, Howard Wise Galerisi, New York © Lock Huey
Günther Uecker, Otto Piene, Yayoi Kusama ve Heinz Mack, Howard Wise Galerisi, New York © Lock Huey
Washington Modern Sanat Galerisi'nin ZERO sergisi posteri © ZERO Vakfı Koleksiyonu, Düsseldorf
Washington Modern Sanat Galerisi'nin ZERO sergisi posteri © ZERO Vakfı Koleksiyonu, Düsseldorf

ZERO Hareketi

(1957 - 1967)

Ateş, ışık, hareket, uzam, renk, gösteriler ve performanslar: ZERO bu öğelerin tümünü kullanarak sanat için yepyeni bir gelecek tasarladı, sınırların olmadığı yeni bir gelecek hayaliyle dünya çapında bir sanat üretiminin fitilini ateşledi. ZERO hareketi, çağının bir ürünüydü. Yepyeni teknolojilerin ortaya çıktığı, uzaya hakim olma yarışının sürdüğü bir dönemde ZERO sanatçıları, bilimin geleceğe ve teknolojiye duyduğu katıksız inancı paylaşarak dünyayı yeniden inşa etmek arzusunda birleştiler. Sanatçı kimliklerinin yanı sıra ciddi bir felsefe eğitimine de sahip Otto Piene ile Heinz Mack’ın “karamsarlıktan silkinip, her şeye sıfırdan başlama” önerisiyle 1957’de oluşturduğu hareket, pek çok genç sanatçı için bir çekim gücü yarattı. Günther Uecker’in de katılımıyla bundan böyle üç kişi olacak kurucular ve “ataları” olarak adlandıracakları Yves Klein, Lucio Fontana ve Piero Manzoni ile birlikte kısa sürede pek çok sanatçı ZERO düşüncesi etrafında kendisine bir yer buldu.

Dünyanın dört bir yanına yayılmış ZERO sanatçıları, geleneksel sanatın tuval ve çerçeveye hapsolmuş durağan anlayışına karşı çıkarak sürekli devinim içinde, izleyenleri de iletişime davet eden yepyeni bir yol izlediler. Aydınlık bir dünyayı ve yaşamı mümkün kılan ışığı odak noktası alarak yeryüzünün her alanını, uzak diyarları, çölleri, hatta uzayı bile sanat platformlarının bir parçası kabul ettiler.

Mack, 1967 yılındaki son sergide ZERO'nun sona erdiğini ilan ettiği zaman, bu akım sadece 10 yıllık ömrüne rağmen Avrupa 20. yüzyıl çağdaş sanatının bir dönemine damgasını çoktan vurmuştu. Bir düşünce hareketi olarak ZERO’nun kurumlaşmaktan, geleneksel ve hiyerarşik bir grup yapısına evrilmekten kaçınması, evrenselliğinin ve zamansızlığının teminatı oldu. Gelecekten ödünç aldığı vizyonuyla ZERO, kuruluşunun üzerinden yıllar geçmesine rağmen bugün hâlâ geçerliliğini koruyor.

ZERO Hareketi'nun Hayatı ve Sanatı

ZERO. Geleceğe Geri Sayım

SÜ Sakıp Sabancı Müzesi 2 Eylül 2015 – 10 Ocak 2016 tarihlerinde ev sahipliği yaptığı ZERO. Geleceğe Geri Sayım sergisiyle, 20. yüzyılın en büyük uluslararası sanatçı ağı olan düşünce ve sanat akımı ZERO’nun kapsamlı bir temsilini sundu. Akbank’ın sponsorluğunda gerçekleştirilen sergide ZERO akımının kurucuları Heinz Mack, Otto Piene, Günther Uecker’in farklı teknik ve malzemelerle ürettiği eserlerin yanı sıra, akıma dahil olmuş ve ilham vermiş sanat tarihinin önemli isimleri Yves Klein, Piero Manzoni ve Lucio Fontana’nın eserleri de yer aldı. ZERO Vakfı Kurucu Yöneticisi Mattijs Visser’ın küratörlüğünde vakfın koleksiyonunun da dahil olduğu 19 müze ve koleksiyondan 100’ü aşkın eser bir araya getirildi. digitalSSM kaynaklarıyla çevrimiçi ortama taşınan sergi, doğa ve teknoloji arasında iletişim kuran bu eserlerin dokümanlarını, ZERO sanatçılarının kullandığı yöntemlere ve akımın temel kavramlarına göre sınıflandırılmış bir yapıda sunuyor.

Dönemler ve Eserler

Lucio Fontana, 1968: “Eski resim formüllerini, geleneksel sanat görüşünü arkamda bırakmak için tuvalde bir delik açıyorum ve hem sembolik anlamda hem de somut olarak, durağan yüzeyin zindanından kaçıyorum.” Lucio Fontana’nın 1940’ların sonunda geleneksel sanat prensiplerini tahrip etme amacıyla başvurduğu yüzey delme stratejisi sanatı geleneğin kısıtlamalarından kurtarmış, ZERO kuşağı sanatçılarına esin kaynağı olmuştu. Fontana, sanatta ihtiyacını duyduğu yeniden doğuşu, imzası haline gelen kesme ve delme işlemlerini farklı malzemeler üzerinde gerçekleştirerek mümkün kılabileceğine inanıyordu. Fontana’ya göre bir sanatçıyı yetenekli kılan onun resim kabiliyeti değil, algısıydı. Sanatçı geleneksel sanatın ardında gizlenmiş olanı bulmak için kelimenin tam anlamıyla tuvalin arkasına ulaşıyor, bu şekilde eserlerine bir performans olgusu, yani zamansallık da kazandırıyordu. ZERO sanatçıları, radikal ve teatral bir performansın kesme, yakma ve ateş etme gibi bazı öğelerini de benimsediler. Tuvale saplanmış oklar ya da alevlerin bıraktığı yanık izleri, geleneksel yağlıboya resim diline getirilen ironik bir yorumdu ve zanaatçılık ile sanatçılığa yeni bir anlam kazandırıyordu. ZERO, sanat üretimi sürecini de gizemli olmaktan çıkarmıştı; çekiç, bıçak ya da bir kutu kibrit artık bir sanat eseri yaratmakta kullanılabiliyordu. Böylece sanatın kesin çerçeveleri flulaşmış, tuval, sonsuz imkanlara açık bir pencere haline gelmişti.

Katalog

ZERO. Geleceğe Geri Sayım

ZERO. Geleceğe Geri Sayım sergi kataloğu, bu düşünce ve sanat akımının üretimini kapsamlı bir içerikle ve 20. yüzyıl sanat ve siyaset tarihi bağlamında avangard konumunu irdeleyen bir anlayışla hazırlandı. Sanat tarihçisi ve küratör Norman Rosenthal’in sergi için kaleme aldığı ZERO tarihi konulu makalenin bulunduğu katalogda ayrıca sanatçılar Otto Piene, Heinz Mack, Günther Uecker, Yves Klein, Piero Manzoni’nin kaleme aldığı metinler ilk kez Türkçe çevirileriyle yer alıyor. Katalog, yine sergi kapsamında Türkçeye çevrilen, Hans Ulrich Obrist’in ZERO akımının kurucuları Mack, Piene ve Uecker’le gerçekleştirdiği söyleşileri de içeriyor.

Picasso İstanbul’da

Konuşmalar

Shape
Shape
Shape
Shape

Çocuklar için

Zero - Işık, Madde ve Hayal Oyunları

Zero - Göz Kamaştıran Heykeller

Diğer Çevrimiçi Sergiler

Monet’nin Bahçesi

09 Ekim 2012 - 06 Ocak 2013

Monet’nin Bahçesi

Çevrimiçi Sergiler

Tümünü Görüntüle