Kıt’anın ketebe kaydı olmadığından hattatı bilinmemektedir. Ancak arkasında Ahmed Kâmil Akdik’in yazdığı “Şeyh Hamdullah Efendi hazretlerinin hattıdır” notu vardır. Ketebe kaydı yazılmadan bırakılmış veya ketebe sayfaları günümüze ulaşmamış eserlerin üzerine, sonraki dönemlerin önde gelen hattatları tarafından, bu eserlerin sanatçısını belirleme kaygısıyla atıf notları yazma geleneği, Osmanlı hüsnühat sanatında 20. yüzyıl ortalarına dek sürmüştür. Hattatlıklarının yanı sıra bilgilerine, yazıları ayırt edebilme ve atfedebilme yeteneklerine de güvenilen hattatlar, kitapların son sayfalarına, tek sayfaların arkalarında bir yerlere bu notları düşmüşlerdir. Hattat, sülüs satırdaki “Ey Rabbim! Vesveselerden sana sığınırım” anlamına gelen cümlenin altına iki satır nesihle “Allah Resulü –Allah’ın salât ve selâmı üzerine olsun– şöyle buyurdu: Sizden bana çok salâvat getirenlerin Cennetteki hurileri de çok olacaktır” hadisini yazmıştır. Gelenek olduğu gibi, ebrulu kâğıtla vassalelenmiş olan kıt’anın üzeri simefşanlıdır.