Sanatçı

Muhsin Demironat

Tezhip sanatçısı ve hocası Muhsin Demironat İnebolu’da doğdu. Babası Yüzbaşı Hüseyin Hikmet Bey Trablusgarp Savaşı’nda şehit düştüğü için ağabeyi ile birlikte dedesinin yanında büyüdü. Çocuk yaşta ailesiyle birlikte İstanbul’a geldi. İlk öğrenimini Üsküdar Sultanisi’nin ibtidâî bölümünde tamamladı. Daha sonra, mezun olduğu İstanbul Erkek Muallim Mektebi’nde Tuğrakeş İsmail Hakkı Altunbezer (ö. 1946) ve Ressam Şevket Dağ’ın (ö. 1944) öğrencisi oldu. Altunbezer’in yönlendirmesiyle Medresetü’l-Hattatin’e devam etti ve Müzehhip Bahaeddin Bey’den (Tokatlıoğlu) ders aldı. Bandırma Perema sahil köyünde ilk hocalık görevine başladı, daha sonra Galatasaray Lisesi’ne resim hocası olarak tayin edildi. 1936’da Güzel Sanatlar Akademisi Türk Tezyini Sanatları Bölümü’ne kaydolarak Altunbezer’in asistanlığını yaptı. 1941’de mezun oldu ve 1945’te Akademi’nin Türk Tezyinatı Bölümü’nde öğretmen oldu. 1966’ta görevinden ayrılarak Yıldız Çini ve Porselen Fabrikası müdürlüğü görevine getirildi. 1972’de emekli oldu. İlk çalışmalarında hocası Altunbezer’in etkisinde kalan Demironat, zamanla kendi tarzını geliştirdi. Yoğun bir bezeme anlayışını benimseyerek desende boşluklara yer vermeden çalışmayı tercih etti. Ciltçiliğe ilgi duyarak 18. yüzyılın meşhur sanatkârı Ali Üsküdârî’den ilhamla, rugani adı verilen lake tekniğinde eserler üretti. Türk tezyini sanatlarında klasik anlayışın canlandırılmasında rol alan önemli sanatçılar arasında yer aldı. İstanbul’un fethinin 500. yılı için hazırlanan Fatih Divanı’ndaki altmış kıt’anın altısını tezhipledi. Müzehhipliğinin yanında kâğıt oyma sanatı olan kat’ı, gümüş üzerine kara kalem nakış işlemesi olan savatçılık, ağaç oymacılığı ve minecilikle ilgilendi.