Makale
Görünenin Ötesinde Abdülmecid Efendi
01 Aralık 2022
Sanat tarihi sırlarla doludur. Çalınmış, kaybolmuş, gizli tutulmuş, unutulmuş ya da yok edilmiş eserler içinde, günümüze sağlam bir şekilde ulaşanların sayısı hiç de fazla değildir. Erişebildiğimiz talihli eserlerin ardında ise hatır ve hayale gelmez bir malumat gizlidir. Yüzeylerin altında biriken bu zaman katmanları, gelişen teknolojilerle birlikte daha okunaklı bir hal almıştır. Tabloların esrarengiz tabiatını ortaya koyan en yeni keşiflerden biri Vincent van Gogh’un Köylü Bir Kadının Başı (1885) başlıklı eserinin altından çıkarılan otoportresi oldu. Bu otoportreyi Paris’e taşınıp Fransız empresyonistlerin çalışmalarını tecrübe ettiği önemli bir kariyer anında resmettiği düşünülüyor. Tarih boyunca, sanatçıların kişisel tercihleri doğrultusunda değiştirilen, üzeri boyanan çokça eser bulunmuştur. Vincent van Gogh’un, Pablo Picasso’nun, Kazimir Malevich’in ve daha birçok sanatçının tuvallerini tekrar tekrar kullandığı bilim insanları ve sanat tarihçiler tarafından keşfedildi.
Tabloların gözle görülmeyen ayrıntılarını ortaya çıkararak sanat tarihine ışık tutan X-ışını görüntüleme tekniği, Sakıp Sabancı Müzesi Resim Koleksiyonu’ndaki eserler için de ilgi çekici bulgular ortaya koymuştur. 2018 yılındaki Görünenin Ötesinde Osman Hamdi Bey sergisi, seçilmiş tablolarının sırlarına vakıf olmak amacıyla yürütülmüş öncü bir çalışmadır. Şehzadenin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi sergisinin içinde bir bölüm olarak yer alan Görünenin Ötesinde Abdülmecid Efendi de, pek çok uzmanın katıldığı ve benzer tekniklerin kullanıldığı bir araştırmanın ilginç sonuçlarını ortaya koyar.
Abdülmecid Efendi’nin SSM Koleksiyonu’nda bulunan altı tablosuna yönelik kapsamlı araştırma, heyecan verici keşifler ortaya koydu. Bunlar arasında en dikkat çekici olanlar, Cami Kapısı tablosunun altından çıkan bazı öğeler ve Osmanlı Rus Savaşı tablosu ardında gizlenmiş, Aziz George’un at üzerindeki tasviridir.
Eserlerinde tarihe, hayvan figürlerine, manzaralara ve natürmortlara, en çok da portrelere yer veren Abdülmecid Efendi’nin mimari yapılara ya da bu yapıların detaylarına odaklandığı resimleri sayılıdır. 1920 tarihli Cami Kapısı, bu anlamda nadir örneklerdendir. Cami Kapısı tablosunu nadir kılan bir başka unsur ise üzerinde yapılan laboratuvar araştırması ile arşiv araştırmasının birebir örtüşmesidir, ki bu ender yakalanan bir durumdur. Hem X-ışını filmleri, hem de Milli Saraylar Resim Müzesi fotoğraf arşivindeki çalışmalar sırasında tespit edilen bir fotoğraf Abdülmecid Efendi’nin bu tabloyu resmetmeye başladıktan bir süre sonra kompozisyonu yeniden kurguladığını gösterir.
Caminin kapısının önündeki halının üzerinde duran kavuklu, kaftanlı erkek figürü üzerinde çalışmaya başlamış; ancak sonuçtan memnun kalmamış olacak ki figürü ve halıyı boya katmanları ile örtmüştür. X-ışını görüntülerinde, yerdeki halı ve figür daha beyaz ve parlak olarak öne çıkar. Abdülmecid Efendi’yi atölyesinde gösteren fotoğrafta, duvarda henüz tamamlanmamış Cami Kapısı tablosunun bu gizli öğeleri açıkça göze çarpar. Tabloda, caminin kapısının önünde belden aşağısı tamamlanmış bir figür; sadece kenarları görünen bir halının üzerinde ayakta durmak üzere kurgulanmıştır. Görünen o ki şehzadenin bu fotoğrafı, eserindeki bu öğelerin üzerini henüz kapatmadan önce çekilmiştir.
Osmanlı Rus Savaşı tablosunun ardına gizlenen Aziz George ise, Hristiyan mitolojisinde ikonik bir figür olması sebebiyle Batı sanatında sıklıkla resmedilmiştir. Efsaneye göre Aziz George, bir ejderhayı öldürmesiyle kahraman olmuştur. Bu kompozisyon, tablonun X-ışını görüntüsü 90 derece çevrilerek dikey hale getirildiğinde rahatlıkla seçilebilmektedir. X-ışını filminde Aziz George’un miğferi, atın başı, başlığı ve bacakları, ejderhanın ise tırnakları parlak ve belirgindir. Askerin üniformasından alınan boya örneğinin kesitine mikroskop altında bakıldığında, altlarda farklı boya katmanları gözlenmiştir. Bunlardan açık mavi boya katmanının Aziz George tablosuna ait olduğu düşünülmektedir. Aradaki siyah boya katmanı ise Abdülmecid Efendi’nin bir önceki tabloyu kapatmak için kullandığı siyah boya katmanı olmalıdır.
Abdülmecid Efendi’nin Sakıp Sabancı Müzesi Koleksiyonu’ndaki altı tablosu üzerinde yapılan bu çalışma, “görünenin ötesinde” gizlenen bilgilere dair bir ipucu sunuyor ve bize sanatçının çalışma tekniği ve malzeme kullanımı hakkında benzersiz bir fikir veriyor. Altı eserden ikisinin ardındaki ilginç konservasyon bulguları, Abdülmecid Efendi’nin diğer eserlerinin altında neler yatıyor olabileceğine dair merak uyandırıyor.
Sakıp Sabancı Müzesi — “Görünenin Ötesinde Osman Hamdi Bey” sergisi