Konferans: 18 Şubat 2025 Atölyeler: 18-22 Şubat 2025
Sanatın İyileştirici Gücü, Sanat Terapisi ve Sanatla Klinik Dışı Uygulamalar
Sanatın İyileştirici Gücü, Sanat Terapisi ve Sanatla Klinik Dışı Uygulamalar
Etkinlik programı için tıklayınız.
Atölye C: 18 Şubat 2025, Salı 17:00-18:30 // Özlem Lale Kaleli ile Müzede Dans ve Hareket Terapisi Yaklaşımıyla Tanışma
Atölye D: 22 Şubat 2025, Cumartesi 11:30 // Bihter Yasemin Adalı ile Ham Formun Peşinde
Kil ile yaratıcı süreç, kimi zaman ekleyerek formu büyütmeyi ve genişletmeyi kimi zaman ise eksilterek onu fazlalıklardan arındırmayı içerir. Georg Baselitz: Son On Yıl sergisinde yer alan heykellerin yapım sürecinde, ekleme ve eksiltme gibi dinamiklerin yanı sıra, ahşap bloklarla çamura vurarak ve sıkıştırarak şekil verme pratiği de önemli bir yer tutar. İki saat süren bu atölyede, Baselitz’in heykellerindeki ham formlardan ilhamla, çamur yığınının içinden parçalar eksilterek özgürlük ve hafifleme kavramlarını biçim üzerinden keşfedeceğiz.
Atölye E: 22 Şubat 2025, Cumartesi 14:30 // Leyla Akça ile Bahçede Ekoart Terapi Yaklaşımıyla Tanışma
Sakıp Sabancı Müzesi, sanatın bireyler üzerindeki iyileştirici gücünü merkeze alan çeşitli uygulamalarla, müze mekânlarını yalnızca bir sergi alanı olarak değil, bireysel farkındalık ve dönüşümün de mümkün olduğu bir deneyim alanı olarak ele almaya devam ediyor. Gerçekleştirilen önceki programlarda, sanata yavaş bakma, duyusal farkındalık ve sanat eserleriyle derin bağ kurma yöntemleri öne çıkarıldı. Seçili eserler için hazırlanan rehberli ses deneyimleri, sanat terapisi prensiplerinden ilham alan yönlendirmelerle ziyaretçileri sanatla daha içsel ve katılımcı bir ilişki kurmaya yönlendirdi. Kişisel deneyimlere odaklanan bu uygulamalar, atölyelerle desteklenerek sanatın dönüştürücü gücünü müze ortamında keşfetme imkânı sundu.
Sanatın bireyler ve topluluklar üzerindeki dönüştürücü gücünü daha kapsamlı bir şekilde ele alan Sakıp Sabancı Müzesi, bu doğrultuda Sanatın İyileştirici Gücü, Sanat Terapisi ve Sanatla Klinik Dışı Uygulamalar programını hayata geçiriyor. Uzman Dışavurumcu Sanat Terapisti Bihter Yasemin Adalı yürütücülüğünde geliştirilen bu yeni program, sanatı yalnızca izlenen değil; keşfedilen, paylaşılan ve dönüştüren bir deneyim olarak konumlandırıyor. Tedavi odaklı bir yaklaşım benimsemekten ziyade, sanat terapisi yöntemlerinden ilham alarak katılımcıları sanatla daha derin ve kişisel bir ilişki kurmaya teşvik ediyor. Sanat eserleriyle etkileşim kurma, bireysel üretimler geliştirme ve kolektif yaratım süreçlerine katılma imkânı sunarak, sanatı yalnızca bir gözlem nesnesi olmaktan çıkarıp aktif, katılımcı ve dönüştürücü bir tecrübeye dönüştürüyor. Bu yaklaşım, katılımcılara duygu dünyalarına yeni bir perspektifle bakma olanağı sağlarken, sanatın terapötik etkisini müze ortamında keşfetme fırsatı sunuyor.
18 Şubat 2025 Salı düzenlenecek konferans ile başlayacak program, paneller ve atölyelerle devam ederek, 22 Şubat Cumartesi gerçekleştirilecek ek atölyelerle tamamlanacaktır. Alanında uzman konukların katkılarıyla gerçekleşecek paneller, sanatsal dışavurum ve yaratıcılığın bireysel ve kolektif iyileşme süreçlerindeki rolünü ele alıyor. Müze koleksiyonundan seçilen eserlerle bağ kurma imkânı sunan atölyede ise katılımcılar, eserlerden ilhamla aktif bir dışavurum deneyimi yaşamaya teşvik ediliyor.
Sakıp Sabancı Müzesi, sanatın bireysel farkındalık, toplumsal aidiyet ve psikolojik iyilik hali üzerindeki etkilerini keşfetmeye alan açan bu programı ile sanatın iyileştirici ve dönüştürücü gücünü herkes için erişilebilir kılmayı amaçlıyor.
Sanatı yalnızca görmek değil, hissetmek ve içselleştirmek isteyen herkesi bu benzersiz programın bir parçası olmaya davet ediyoruz.
Sanatın bireyler ve topluluklar üzerindeki dönüştürücü gücünü daha kapsamlı bir şekilde ele alan Sakıp Sabancı Müzesi, bu doğrultuda Sanatın İyileştirici Gücü, Sanat Terapisi ve Sanatla Klinik Dışı Uygulamalar programını hayata geçiriyor. Uzman Dışavurumcu Sanat Terapisti Bihter Yasemin Adalı yürütücülüğünde geliştirilen bu yeni program, sanatı yalnızca izlenen değil; keşfedilen, paylaşılan ve dönüştüren bir deneyim olarak konumlandırıyor. Tedavi odaklı bir yaklaşım benimsemekten ziyade, sanat terapisi yöntemlerinden ilham alarak katılımcıları sanatla daha derin ve kişisel bir ilişki kurmaya teşvik ediyor. Sanat eserleriyle etkileşim kurma, bireysel üretimler geliştirme ve kolektif yaratım süreçlerine katılma imkânı sunarak, sanatı yalnızca bir gözlem nesnesi olmaktan çıkarıp aktif, katılımcı ve dönüştürücü bir tecrübeye dönüştürüyor. Bu yaklaşım, katılımcılara duygu dünyalarına yeni bir perspektifle bakma olanağı sağlarken, sanatın terapötik etkisini müze ortamında keşfetme fırsatı sunuyor.
18 Şubat 2025 Salı düzenlenecek konferans ile başlayacak program, paneller ve atölyelerle devam ederek, 22 Şubat Cumartesi gerçekleştirilecek ek atölyelerle tamamlanacaktır. Alanında uzman konukların katkılarıyla gerçekleşecek paneller, sanatsal dışavurum ve yaratıcılığın bireysel ve kolektif iyileşme süreçlerindeki rolünü ele alıyor. Müze koleksiyonundan seçilen eserlerle bağ kurma imkânı sunan atölyede ise katılımcılar, eserlerden ilhamla aktif bir dışavurum deneyimi yaşamaya teşvik ediliyor.
Sakıp Sabancı Müzesi, sanatın bireysel farkındalık, toplumsal aidiyet ve psikolojik iyilik hali üzerindeki etkilerini keşfetmeye alan açan bu programı ile sanatın iyileştirici ve dönüştürücü gücünü herkes için erişilebilir kılmayı amaçlıyor.
Sanatı yalnızca görmek değil, hissetmek ve içselleştirmek isteyen herkesi bu benzersiz programın bir parçası olmaya davet ediyoruz.
** Program kapsamında yalnızca konferansa katılabilir veya dilediğiniz bir atölye ile birlikte konferansa katılım sağlayabilirsiniz. Atölyeye katılmak isterseniz, aşağıdaki linkte yer alan formu doldurmanız gerekmektedir. Atölye katılımları sınırlı kontenjanla gerçekleşecektir. Formu doldurduktan sonra, seçtiğiniz atölye ve katılım detayları tarafınıza iletilecektir.
Etkinlik programı için tıklayınız.
Etkinlik programı için tıklayınız.
Sadece konferans katılımı için tıklayınız.
Atölyeler:
Atölye A: 18 Şubat 2025, Salı 10:00-12:00 // Nur Dinçer ve Dr. Olcay Güner ile Müzede Çocuklarla Sanat Esaslı Uygulamalar
Atölye A: 18 Şubat 2025, Salı 10:00-12:00 // Nur Dinçer ve Dr. Olcay Güner ile Müzede Çocuklarla Sanat Esaslı Uygulamalar
Sanat, çocukların gündelik yaşamlarında doğal bir şekilde kullandıkları ve içgüdüsel olarak başvurdukları bir ifade alanıdır. Resim yapma, şarkı söyleme, hikâye anlatma, çamur şekillendirme ve dans etme gibi yollarla çocuklar, kendilerini kelimelerin ötesinde ifade ederler. Yetişkinler gibi duygularını sözcüklerle kolayca anlatamasalar da sanat, kaygılarını, heyecanlarını, üzüntülerini ve sevinçlerini ifade etmeleri için bir kapı aralar. Sanat aracılığıyla çocukların duygusal ihtiyaçlarını fark etmelerini sağlamak, farkındalık kazanmalarına ve çözüm yolları geliştirmelerine destek olmak mümkündür.
Atölye B: 18 Şubat 2025, Salı 10:00-12:00 // Bihter Yasemin Adalı ile Kartalın Alçalışı: İntermodel Atölye
Bu dışavurumcu sanat terapisi atölyesi, doğadaki yenilenme süreçlerinden ilham alan bir metafor üzerine kuruludur. Gagalarını kesin tutmak için kayalara sert alçalışlar yapan kartallar, kayalara çarptıkça gagalarını kırar. Kırılan gagalarının düşmesi ve altından yeni gaganın çıkmasıyla birlikte pençelerini biler ve yeniden avlanmaya başlar. Beslendiği için canlanır ve bu davranış örüntüsüne sahip olmayan kartallara göre on sene daha uzun yaşar. İnsan yaşamında da zaman zaman körelme ve bunun getirdiği durağanlık dönemleri yaşanır. İnsan kendi varoluşunu güvenli konfor alanlarıyla sınırladığında, duyarsızlaşma ve körelme kaçınılmaz hale gelir. Georg Baselitz’in 1982’den bu yana resimlerinde tekrar eden tepetaklak kartal imgesi, izleyiciyi kendi körelme ve yenilenme süreçleri üzerine düşünmeye davet ediyor. Uzm. Sanat Terapisti Bihter Yasemin Adalı liderliğinde gerçekleşecek intermodel atölyede, katılımcılar sanatın farklı dallarını kendi benliklerinin farklı yönlerini keşfetmek için kullanacaklar. Atölye, öncelikle beden ve hareket aracılığıyla alçalış ve yükselişin dinamiklerini keşfetmekle başlayacak. Ardından, katılımcılar bu hareketleri tuval üzerinde iz bırakacak jestlere dönüştürerek bir dışavurum sürecine girecekler. Atölyenin kapanışında ise ortaya çıkan eserleri birlikte değerlendirerek körelme, canlanma ve beslenme temalarının yansımalarını tartışacaklar.
Atölye C: 18 Şubat 2025, Salı 17:00-18:30 // Özlem Lale Kaleli ile Müzede Dans ve Hareket Terapisi Yaklaşımıyla Tanışma
Bedenimizin nasıl durduğu ve hareket ettiği, hislerimizi ve düşüncelerimizi şekillendirir. Çevremizle kurduğumuz etkileşimi ve yarattığımız etkiyi belirler. Bu atölyede, beden odaklı öğrenme prensipleri doğrultusunda öncelikle duruşumuzu inceleyeceğiz. Güçlü ve güvenli bir duruş ne anlama gelir? Tehdit algısı devreye girdiğinde bedenimiz nasıl tepki verir? Peki, kendimizle, amaçlarımızla, önceliklerimizle ve değer verdiğimiz unsurlarla yeniden hizalanmak sadece duruşumuzu değiştirerek nasıl mümkün olabilir? Günümüzde kurumsal alanda öne çıkan odaklanma, kapsayıcılık, esneklik, dayanıklılık ve çeviklik kavramlarının bedensel karşılıklarını birlikte deneyimleyeceğiz. Bedenin dili aracılığıyla farklılıklarımızı, ayrışma ve buluşma noktalarımızı dışavurumcu temel hareket uygulamalarıyla keşfedeceğiz.
Atölye D: 22 Şubat 2025, Cumartesi 11:30 // Bihter Yasemin Adalı ile Ham Formun Peşinde
Kil ile yaratıcı süreç, kimi zaman ekleyerek formu büyütmeyi ve genişletmeyi kimi zaman ise eksilterek onu fazlalıklardan arındırmayı içerir. Georg Baselitz: Son On Yıl sergisinde yer alan heykellerin yapım sürecinde, ekleme ve eksiltme gibi dinamiklerin yanı sıra, ahşap bloklarla çamura vurarak ve sıkıştırarak şekil verme pratiği de önemli bir yer tutar. İki saat süren bu atölyede, Baselitz’in heykellerindeki ham formlardan ilhamla, çamur yığınının içinden parçalar eksilterek özgürlük ve hafifleme kavramlarını biçim üzerinden keşfedeceğiz.
Atölye E: 22 Şubat 2025, Cumartesi 14:30 // Leyla Akça ile Bahçede Ekoart Terapi Yaklaşımıyla Tanışma
Bu atölyede, müze bahçesindeki sanat eserlerini ekoart terapi perspektifiyle ele alarak, doğa, sanat ve insan arasındaki varoluşsal ve iyileştirici bağları keşfedeceğiz. Ekoart terapi, doğayla kurduğumuz ilişkiyi merkeze alarak yaratıcı süreçlere odaklanır ve bireysel ile kolektif farkındalığı artırmayı amaçlar. Katılımcılar, çevreyle bağ kuran yaratıcı ifade süreçlerine katılarak, sanat ve doğa aracılığıyla içsel bir keşif yolculuğuna çıkacaklar.
Diğer Etkinlikler